Denktaş konuştu: Talihsizlik

KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, yaptığı yazılı açıklamada, ''ayrı devlet, ayrı egemenlik istemiyoruz diyerek görüşme masasına oturan ve bu nedenle Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile Demokrat Parti (DP) başkanları tarafından ikaz edilen Cumhurbaşkanı Talat'ın, şimdi de 'Cumhurbaşkanı Yardımcısının seçiminde tek liste üzerinden seçim yapılmasını' önererek yeni bir taviz önerdiği'' görüşünü dile getirdi.

Rauf Denktaş, ''Hristofyas ve ekibinin bu öneriyi reddettiklerine ilişkin açıklama yaptıklarını, bunun da daha fazla taviz istediklerinin göstergesi olduğunu'' kaydetti.

UBP ile DP'nin bu gelişme karşısında gösterdikleri tepkinin yerinde olduğunu belirten Denktaş, açıklamasında şunları kaydetti:
''Ayrı devlet, ayrı egemenlik istenmiyor. Tek halk, tek egemenlik, tek devlet esasına dayalı bir düzende 'kurucu devletlerin eşitliğinden' bahsedilemez. Çünkü ortada devlet olmadığını, devlet istemediğimizi dünyaya ilan etmiş olan biziz. Türkiye AB üyesi olmadan Rum'la uzlaşarak, Sayın Talat uzlaşma mecburiyetinde olduğumuzu ve uzlaşabilmek için de önerilerimizi Rumların kabul edebilecekleri çizgiye çekmemiz gerektiğini savunuyor, bizim de AB'ye girmemiz, garanti anlaşmasının fiili ve etkin oluşumu, yani asker bulundurma ve müdahale hakkını yok eder.''

''Dünyaya 'uzlaşan taraf biziz' mesajını vermek için Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye'nin Kıbrıs'taki haklarını bir mirasyedi hovardalığı içinde Rumlara peşkeş çekme hakkını ne Meclisin, ne de halkın kimseye vermediğini'' ifade eden Denktaş, gelişmeleri üzüntüyle karşıladığını belirtti.

Denktaş, Cumhurbaşkanı Talat'ın Hristofyas'a, ''İyi bir anlaşma yapıldığı takdirde Karpaz'ı da verebiliriz'' dediğine ilişkin iddialara da atıf yaparak, şöyle devam etti:
''İnşallah şayiadır ve Sayın Talat bunu yalanlayarak hepimizi rahatlatacaktır. Kimsenin, kalıcı barış için öngörülen, halen iki eşit devlete dönüşmüş olan 'iki kesimliliği' içimize yüz bin Rum yerleştirerek ve AB normlarına göre 'Kıbrıslılar' istedikleri yere yerleşme ve mal mülk edinme hakkından mahrum edilemez diye, bizi 1955-1958 yıllarına götürme hakkı yoktur. Devletimize, egemenliğimize sahip çıkmanın zamanı şimdidir''