Derdimiz 'fark ettirmek'

Rashit yeni albümde post-punk, new wave, post rock ve indie gibi Batı soundları ile Balkan ve Asya müziklerini harmanlıyor.

Derdimiz 'fark ettirmek'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.02.2013 - 09:39

Albümde özel konuklar da var, Nazan Öncel ve Göksel grubun ruhuna çok iyi uyum sağlamış. “Yaşadığımız dünyanın koşulları kimileri için çok sert” diyen Rashit, bu sertliği dengeleyebilmek için dışavurumun da sert ve çarpıcı olması gerektiğini söylüyor. Zaten onların derdi fark edilmek değil de fark ettirmek!

- Nedir “İnsan Neslinin Sonu” albümünün hikâyesi?

Tolga Özbey: “İnsan Neslinin Sonu”; modern dünyanın, insanı insan yapan tüm özellikleri bir bir ortadan kaldırışını anlatıyor. Şarkı da özetle “eğer insanlığımızı kaybettiysek, biz şimdi neyiz?” diye soruyor.

Orkun Tunç: Yeni albüm yapmak için bir konsept bulmak şarkı yapmaktan daha öncelikli bizim için. Her yeni albüm zamanı bunu yaşarız. Sonrasında zaman içerisinde lego yapan çocuk gibi parçaları birleştiririz. Sanırım yapmayı en iyi başardığımız şey bu.

- Geldi mi cidden sonumuz?

T. Ö: Popüler kültürde her gün yeni kıyamet senaryoları üretiliyor. Sanırım modern insanın çektiği acılardan dolayı böyle bir sona ihtiyacı var. Dünya üzerinde kurulu olan bu düzen, kaynakların insanlara yetmeyeceğini ileri sürüyor, oysa insanlık tarihinde küresel anlamda paylaşmayı henüz tam manasıyla denemedik. Bu yüzden şarkı sözlerinde bahsettiğim mecazi bir son olsa da insanlığını yitiren bir insanlığın sonunun da yakın olduğunu düşünüyorum.

O.T: Müziğin sonu çoktan geldi. Yakında insanlar halk konserleri dışında konserlere de gitmeyecek. İnsanlar deli gibi çalışıp, hafta sonunu kutlamayı, kültürel, sanatsal aktivitelere katılıp sosyalleşmeyi ödül olarak görürdü. Şu anda ödül sadece yaşayabilmek, varolmak.

- Sound olarak new wave, post punk bir tarzınız vardı. Müzikal olarak hangi sularda yüzüyorsunuz şimdi?

Oğuz Taktak: Albüme eklektik bir sound hâkim. Sanırım yılların getirmiş olduğu müzikal bir olgunluk bu.

- Sizi takip edenler bilir, bilmeyenler de yeni yeni öğreniyor, bundan yıllar önce Avrupa’da yayımlanan 45’likleriniz ve karma albüm çalışmalarınız vardı. Büyük takdir topladınız. Yine de “Rashit” kimileri için yeni bir grup. Keskin sözleriniz ve muhalif tavrınız buna sebep olmuş olabilir mi?

Oğuz Taktak: En baştan beri belli bir kalıba hapsolmadan, istediğimiz müziği yapıyoruz. Elbette bu da popülerleşmenin önünde büyük bir engel. Ama biz bu durumu hiçbir zaman kendimize problem etmedik.

T.Ö: Bilinirlik ve saygınlık farklı şeyler. Sanırım sadece ardımızda iyi müzik ve iyi şarkı sözleri içeren albümler bırakmak istedik. Güncelliğin getirdiği popülerlik yerine hatırlanır, kalıcı bir şeyler olmasını arzuladık, bunun için çaba harcadık.

- Sizi bu tavra yönelten sebepler nelerdi?

T.Ö: Müzik, kayıt ettiğimiz mesajları içeren, çevremize yaydığımız bir iletidir. Bunu psikolojik bir rahatsızlık ya da insani duyarlılık olarak görebiliriz.

- “Hep Yokluğa”, “Savaş Boyaları”, “Kancalar” ve “İki Gölge” derdi olan harika şarkılar...

T.Ö: “Hep yokluğa”da anlatmak istediklerim; insanın sanıldığının aksine bir ruhu olmayabileceği ve ruh kavramının ölümü kabullenemeyen bir canlının kurduğu bir düş olabileceğiydi. Modern dünyanın sürekli olarak ölüm olgusunu unutturmaya, geçiştirmeye çalıştığını fakat bunda başarılı olamadığını düşünüyorum.

O.T: Bu şarkıyı, çok yakın dostum Murat Atalay (lakabıyla Igor) fark etmemizi sağladı. Değişik bir şeyler arıyorduk. Ne Avrupa’dan ne Amerika’dan.. Buralara yakın bir şey ama buralar gibi de duyulmayan. Bana “Dombra” şarkısını (eski bir Nogay Türküsü) dinlettiğinde ritmik yapısı ve duygu olarak punk hissiyatını aldım. Gruptakilerle paylaştığımda aynı etkiyi aldım herkesten ve tek seferde yorumladık.

T.Ö: “Kancalar” ise ıstıraplı ilişki modelleri üzerine bir şarkı sözü, müzikte de o acıyı hissedebilirsiniz. Oğuz ve Nazan Öncel’in sesleri şarkıyı bambaşka bir boyuta taşıdı.

Oğuz Taktak: “İki Gölge” şarkısı Göksel ile birlikte yorumladığımız, aslında “Süheyl Denizci Orkestrası ve Şehrazat” tarafından 1967 yılında kaydedilmiş bir şarkı. Sözleri Bülent Pozam’a ait.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler