Doğan'ın avukatlarından YSK'ye başvuru
Balyoz Planı davasının tutuklu sanığı ve İstanbul 2. Bölge bağımsız milletvekili adayı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatları, müvekkillerinin propaganda çalışmalarında kullanılmak üzere ses ve video kaydının yapılması, fotoğraf çekilmesi için olanak sağlanması amacıyla Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) başvurdu.
Balyoz Planı davasının tutuklu sanığı ve İstanbul 2. Bölge bağımsız milletvekili adayı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatları Celal Ülgen ile Hüseyin Ersöz tarafından hazırlanarak YSK'ya gönderilen dilekçede, anayasanın ''seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları'' başlığını taşıyan 67. Maddesinde, ''Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir'' denildiği hatırlatıldı.
Aynı maddenin 2. fıkrasında ise ''Seçimler ve halk oylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır'' denilerek, seçimlerin eşitlik ilkesi çerçevesinde yapılacağı vurgulandığı belirtilen dilekçede, ''burada kastedilen eşitlikten propaganda yapma hakkı açısından fırsat eşitliğinin sağlanması olarak anlaşılması gerektiği açıktır'' denildi. Siyasi partilerden aday olan kişilerle bağımsız adaylar arasındaki eşitsizlikten kaynaklanan sorunların giderilmesinin, idarenin görev ve sorumlulukları arasında yer aldığı savunulan dilekçede, seçme ve seçilme hakkının uluslararası metinlerde de sıklıkla vurgulanan temel hak ve özgürlüklerden biri olduğu kaydedildi.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki düzenlemelere de değinilen dilekçede, sözleşme metninde, halkın tüm adayların seçim vaat ve mesajlarına ulaşarak özgürce tercihler arasında seçim yapmasının önünün açılmasının gerektiğinin vurgulandığı belirtildi.
Dilekçede, şu görüşlere yer verildi: ''298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 'Seçim Propagandası Serbestliği ve Süresi' başlıklı 49. Maddesinde 'Seçimlerde propaganda, bu kanun hükümleri dairesinde serbesttir' denildikten sonra 'hoparlörle propaganda' başlığını taşıyan 56. Madde de 'Hoparlörle propaganda, halkın huzur ve rahatını bozmamak ve 50. maddenin son fıkrası hükümlerine uymak şartıyla serbesttir' denilmiştir. Bu düzenlemede bağımsız adaylar açısından hiçbir ayrıma gidilmemiş, cezaevinde tutuklu bulunsalar dahi adayların hoparlörle propaganda yapma hakkını kullanabilecekleri belirtilmiştir. Gerek Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazına İlişkin Kanun'da, gerekse diğer kanunlarda bu hakkın kısıtlanmasına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bilindiği gibi tutukluluk bir mahkumiyet değil CMK'da düzenlenen bir koruma önleminin uygulanmasıdır ve de geçicidir. Ayrıca anayasanın masumiyet ilkesi de göz önünde bulundurulmalıdır. Yukarıda saydığımız hukuksal nedenler ve eşitlik ilkesi çerçevesinde, müvekkilimizin seçmenlere kendisini tanıtabilmesi ve 298 sayılı yasanın tanıdığı 'hoparlörle propaganda' hakkını kullanabilmesi için cezaevi koşullarında da olsa müvekkilimizin ses kayıtlarının ve video çekimlerinin yapılmasının sağlanmasına, ayrıca afişlerde kullanılmak üzere fotoğraf çektirme olanağının da tanınmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.''
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi