DP ve Anavatan açılımdan kaygı duyuyor

Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile Anavatan Partisi Genel Başkanı Salih Uzun, Kürt sorununun çözümü için demokratik açılımlar konusunda partilerinin yaklaşımını anlattıkları ortak bir basın toplantısı düzenledi. Burada konuşan Anavatan Genel Başkanı Uzun, Kürt meselesinin hiçbir kesimin ya da partinin meselesi olmadığını, meseleye hiç kimsenin duyarsız kalamayacağını ifade etti. Türkiye'de siyaset yapan herkesin bu meselenin çözümüne katkı vermeye çağıran uzun, "25 yıldır akan kanın kalıcı olarak durdurulması yönündeki bütün gelişmelere, atılan adımlara Demokrat Parti ve Anavatan Partisi olarak samimi katkı vermeye hazır olduğumuzu peşinen ifade etmeliyim" dedi.
 

Uzun'dan Kürt aydınlarına 'Birliğe bağlılık ilanı' çağrısı

Kürt meselesinin yalnızca işsizlik, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik sorunlarından kaynaklanmadığını, bu sorunların çözülebileceğini belirten Uzun, "Ama birbirimizi bozmaya kalkan girişimler karşısında işte onda kifayetsiz kalırız. O mesele bambaşka bir mesele. İşte onun için bu meseleye bütün siyasi mülahazaların ötesinde bakıyoruz" diye konuştu. "Çünkü birlik meselesi, kardeşlik meselesi ideolojiyle alakalı değildir. Kardeşliğin ideoloji olmaz" diyen uzun Kürt aydınlarına da Türkiye'nin birliğine, kardeşliğine bağlı olduklarını ilan etme çağrısında bulundu. Uzun, şunları kaydetti:

"Bu meselenin çözümünün anahtarı Kürt kardeşlerimizin elindedir, vicdanındadır. Kürt aydınlarının, Kürt kökenli vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki sivil toplum örgütlerinin, sanayi odalarının, ticaret odalarının, ziraat odalarının ve diğer bütün derneklerin ve sivil toplum örgütlerinin sesini yükseltmesini bekliyoruz. Birliğimize, kardeşliğimize bağlı olduklarını dosta düşmana ilan etmelerini bekliyoruz. En az bir Trabzonlu kadar, en az bir Yozgatlı kadar kardeşliğimize önem verdiklerini, değer verdiklerini Kürt kardeşlerimizden, Kürt aydınlarımızdan dosta düşmana ilan etmelerini bekliyoruz. Eğer bunu yaparlarsa işte bugün içerisinde başlatılan bu süreç çok daha kolay biçimde ve çok daha sağlıklı biçimde nihayete erer ve başarıya ulaşır diye düşünüyoruz."

Türkiye'nin bütün temel meselelerinde çözümün toplumun bütün kesimlerini kucaklayan bir siyaset anlayışıyla bulunabileceğini vurgulayan uzun, Hükümet'in bu süreci "beceriksizce, basiretsizce ve hoyratça" yönettiğini savunarak "Türk siyasetinin merkez alanının yeniden inşa edilmesi ve güçlendirilmesi gereği ve ihtiyacı açıkça ortaya çıkmıştır" dedi. Uzun, "İşte bu noktadan hareketle bizim, partilerimizin başlattığı bütünleşme çabalarının ne derece önemli ve ne derece isabetli olduğunu bir kez daha görmüş bulunuyoruz" diye konuştu.
 

"AKP ile görüşmemiz sağ duyulu anlayışımızdan"

Anavatan Genel Başkanı Uzun'un ardından iki partinin ortak bildirisini okuyan DP Genel Başkan Cindoruk, Türkiye'de kalıcı bir barış ve toplumsal uzlaşmanın sağlanabilmesi için, 25 yıldan beri süregelen bölücü terörün sona erdirilip, akan kanın durdurulması için her türlü samimi katkıyı vermeye hazır olduklarını, bu nedenle AKP'nin içeriğini ve çerçevesini açıklamadığı yaklaşımına olumlu cevap verdiklerini bildirdi.

Türkiye'de siyaset yapan ve ülkenin meselelerini çözme iddiasındaki hiç kimsenin, böylesine önemli bir meseleye ilgisiz kalamayacağını vurgulayan Cindoruk, "Bizim bu yaklaşımımız, AKP ile konuyu görüşmekten dahi kaçınan Parlamento'daki diğer muhalefet partilerinden daha duyarlı ve sağduyulu bir anlayışı yansıtmaktadır" dedi.

İçişleri Bakanı Atalay'ın medyaya yansıyan açıklamalarını teyit edecek bir 'Devlet Projesi' açılımını görmekte zorluk çektiklerini kaydeden Cindoruk, "Çünkü, sözkonusu proje devletin kurumlarında değil, AKP çatısı altında hazırlanmaya çalışılmaktadır. O nedenle, AKP'nin içeriği belirlenmemiş bu açılım paketinin maalesef terör örgütü elebaşı ve onunla organik bağını gizlemeyen bir siyasi parti tarafından doldurulması ve topluma empoze edilmesi faaliyetlerinden de son derecede kaygılıyız" diye konuştu. Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demokrat Parti ve ANAVATAN olarak bizlerin, devletin varlığından rahatsız olanlarla konuşacak bir şeyimiz olamaz. Şu kesinlikle bilinmelidir ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu coğrafyada ilelebet varolacaktır. Ancak, bu vatan coğrafyasında yaşayan, bireysel - demokratik, kültürel ve ekonomik hakları talep edenlerle ilgili olarak devletin bazı yanlış ve eksik uygulamalarından rahatsız olanlar, gönül rahatlığı ile bilmeliler ki, bunları hep birlikte iyileştirip, çözmeye samimiyetle varız.

Çok büyük bir çoğunluğunun ülkemize ve bütünlüğüne gönülden bağlı olduğunu bildiğimiz ve inandığımız Kürt vatandaşlarımızın bu süreçte sağduyularına ve vicdanlarına her zamanki gibi güveniyor ve ihtiyaç duyuyoruz.

Terör örgütü ve siyasi yandaşlarının kışkırtıcı - ayrıştırıcı, tüm ulusumuzu rencide eden ve son zamanlarda giderek yoğunlaşan tavır ve söylemlerinin bu süreci sabote eder mahiyette olduğunu da ibretle izliyoruz.

Tam - eksiksiz ve evrensel bir demokrasi, tüm milletimizin hakkı ve özlemidir. Bunun için gerekli olan Anayasal ve yasal tüm demokratik düzenlemelerin, bireysel - demokratik hak ve özgürlüklerin ve bölgenin ekonomik geri kalmışlığını giderecek ciddi adımların gecikmeksizin karırlılıkla atılmasını samimiyetle destekliyoruz. Demokrasinin ve zenginliğin artmasının, bu meselenin en etkili çözümü olduğuna da inanıyoruz."