Duruşma 6 Ağustos'a ertelendi
İkinci Ergenekon davası 6 Ağustos'a ertelendi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, 1. ve 2. Ergenekon davalarının birleştirilmesini ikinci Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından Sinan Aygün ve Levent Temiz'in tutuklanmasını talep etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ikinci Ergenekon davası tamamlandı. Dava, 6 Ağustos'a ertelendi. Her iki Ergenekon davasında da aynı suçların olduğunu, sanıkların aynı suçlarla suçlandıklarını ve ''birlikte hareket ettiklerini'' belirten Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel, birinci ve ikinci Ergenekon davalarının birleştirilmesini talep etti.
Savcı Pekgüzel, mahkemenin yetkisizliği yönündeki talebe ilişkin de örgütle ilgili ana davanın İstanbul'daki mahkemede görüldüğünü, örgütün bir kısım sanıklarının görevde oldukları sürede yaptıkları eylemleri emekli olduktan sonra da devam ettirdiklerini kaydederek, eylemlerin temadi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik talebinin reddedilmesini istedi.
Yine bazı avukatların mahkeme hakiminin reddiyle ilgili taleplerinin de geri çevrilmesini isteyen Savcı Pekgüzel, davanın tutuksuz sanıklarından emekli Orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un, tahliye edilmelerinin ardından geçen süre dikkate alınarak Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmelerini ve sağlık durumlarıyla ilgili rapor alınmasını talep etti.
Savcı Pekgüzel, tutuksuz sanıklar ATO Başkanı Sinan Aygün ve avukat Levent Temiz hakkında da suç şüphesi, sevk maddeleri ve delil durumları dikkate alınarak tutuklama kararı çıkarılmasını istedi.
Tutuklu sanık Tuncay Özkan, iddianamede kendisiyle ilgili suçlamalar olan TCK'nın 311, 312 ve 314. maddeleri ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu konusunda kendisiyle ilgili hukuki ve fiziki gerekçelerin iddianamede yer almadığını söyledi.
Tolon'dan reddi hakim talebi
Öte yandan ikinci Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından Hurşit Tolon'un avukatı Köksal Bayraktar, kişiler ve suçlamalar arasında hiçbir hukuki bağ bulunmadığını belirterek birinci ve ikinci iddianamenin birleştirilmemesi gerektiğini söyledi. Bayraktar, Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun da davadan çekilmesini talep etti.
"Neyle suçlandığımı bilmiyorum"
Mahkemenin hangi sayfada bu suçlarla ilgili hukuki ve fiili gerekçelerin yer aldığını kendisine bildirmesini isteyen Tuncay Özkan, "Neyle suçlandığımı bilmiyorum. Savunma yapmak istiyorum. İddianamenin mahkemede okunmaması için de bir talebim var. 10 aydır tutukluyum. Bir yıldır tutuklu olanlar var. İddianameyi herkes okudu. İddianamede okunmadan duruşmalara aralıksız devam edilsin. Yine 2 Ergenekon davası arasında birleştirme gerekçesi bulunmadığını düşünüyorum. Birinci ve ikinci iddianamedeki sanıklar arasındaki sosyal bağlar olabilir. Birleştirme yapılmadan duruşmaya devam edilsin" dedi. Özkan, duruşmada Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'e "Aramızda bir husumet var mı Sayın Başkanım" diye sordu.
Şengün'ün "mahkemenin kimseye husumeti olamaz" demesi üzerine Özkan, "O zaman usulle ilgili bir şey söylemek istiyorum. Sanıklarla ilgili her gün yayınlar yapılıyor. Kızımla annemle konuşmalarım iddianamede yer alıyor. Bana ve avukatıma dahi verilmeyen savunmam ertesi gün basında yer alıyor" diye konuştu.
"Mustafa Kemal'in askeriyim"
Bu konuyla ilgili mahkemenin neden bir şey yapmadığını soran Özkan'a, Şengün, mahkemenin bu konuda ilgili yerlere başvurduğunu söyledi. Şengün'ün sanık ve müdafilerin bazı konuşmalarını alkışlayan izleyicileri uyarmasını da eleştiren Özkan, "Bu televizyon kanallarının kişilik haklarımıza hakaret etmesine izin veriyorsanız, neden izin veriyorsunuz. Ama buradaki insanlara kızıyorsunuz. Bu insanlar bize değil, vatana, ahde vefaya, Mustafa Kemal'e aşklarını anlatmaya geldiler. Bu insanlara kızıyorsunuz. Ben politik nedenle tutukluyum. Ben terörist değilim, ben Mustafa Kemal'in askeriyim" şeklinde konuştu.
Özkan'ın bu sözlerinin de bazı izleyiciler tarafından alkışlanması üzerine Mahkeme Başkanı Şengün, jandarmaları çağırdı. Bunun üzerine Özkan, "Bunu yaparsanız gerçekten tarafgir olmuş olursunuz. Bunu yapmayın Başkan" dedi. Bu sırada bazı izleyiciler salondan dışarı çıktı.
"AKP iktidarının gitmesi için her şeyi yaparım"
Özkan'ın yüksek sesle konuşmaya devam etmesi üzerine Şengün, Özkan'ı "sakin olun" diyerek uyardı. Özkan, ne suç işlediğini halen bilmediğini söyleyerek, "Ne suç işlemişim söylenmesini istiyorum. Ben AKP iktidarının gitmesi için her şeyi yaparım. Ben muhalifim. Erdoğan iktidarının, Tuncay Özkan veya başkalarını susturmak için ağzına bant çekmesine, Türkiye'yi çöle çevirmesine izin vermeyin" diye konuştu.
Tuncay Özkan'ın avukatlarından Selami Menevşe de söz alarak konuşma yapmak istedi. Mahkeme Başkanı Şengün, Menevşe'yi ayağa kalkarak konuşması için uyardı. Avukatların konuşmalarının ayakta yapması yönünde bir kural olmadığını söyleyen Menevşe, Şengün'ün ayağa kalkması yönünde birkaç kez uyarması üzerine devam edemeyeceğini belirterek, konuşma yapmaktan vazgeçti.
Tutuksuz sanık Hurşit Tolon'un avukatı Köksal Bayraktar da üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun dinsel amaçlar güden dört ayrı aile vakfıyla yakın bağlantı içinde bulunduğunu öne sürerek, "Sayın yargıç sahip olduğu aile özellikleri ve üyesi bulunduğu dört ayrı vakıf nedeniyle objektif davranamaz. Çekilmesi gerekir. Eğer görevinden çekilmezse biz kendisini reddetmek mecburiyetinde kalırız" diye konuştu.
Olcayto: "Daktilomu istiyorum"
Tutuklu sanık Emcet Olcayto da, 249 klasörlük iddianamede 76 bin evrak bulunduğunu belirterek, iddianamenin 34 sayfalık dizi pusulası olduğunu söyledi. Savcılığın 34 sayfaya 249 klasörün içeriğini sığdırdığını dile getiren Olcayto, "savcılığın art niyetli olduğunu ve savunma haklarını kısıtladığını" önü sürdü.
Emcet Olcayto, cezaevinde DVD ortamındaki 76 bin sayfaya ulaşmanın zor olduğunu, bilgisayar kullanma imkanlarının kısıtlı bulunduğunu ederek "Toplam 12 saat bilgisayarda delil klasörlerini inceleme fırsatı bulduk. Hepsini tamamlamamız için saatte 20 klasör incelememiz, bir saniyede 2 sayfa okumamız lazım. Bizden böyle bir şey bekleyen vicdan sahibi varsa bilmek istiyoruz. Bu sanıklar nasıl kendini savunacak, nasıl hazırlanacak? 76 bin sayfayı haftada 3 saat bilgisayar kullanarak nasıl okuyacağız? Koğuşta da 76 bin sayfayı koyacak yerimiz yok?" diye konuştu.
Cezaevinin kendi daktilosunu içeri almadığını öne süren Olcayto, "İdari dava açmak için yazılı cevap verin dedim. Bilgisayar alınmaz diye cevap verdiler. Ben size dilekçe yazacağım. 8 sayfayı yazmak 4-5 saat sürdü. Nazım Hikmet daktilo ile şiir yazmış. 2009 yılına geldik cezaevinde daktilo yasak. Daktilomu istiyorum" dedi.
Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan da iddianamede Doğu Perinçek'in konuşmasının kendisinin yaptığının belirtildiğini ifade ederek, "Mahkeme savunmaya matuf taleplerimizi soruyor. Taleplerimizi iletiyoruz. Duruşmada öğrenirsiniz diyorlar. Niye sordunuz o zaman?" dedi.
Savunmaya yönelik gelen CD'lerin cezaevi idaresi tarafından kopyalandığını ve bunların başka yerlere verilebileceğini öne süren Saçan, "Koğuşlarda televizyon var. Kuş, serçe bile avluya inmiyor. İnternete bağlanamayız. Radyo yayınını alamayız. Bilgisayar olsa ne zararı olabilir. Günde 3 saat bilgisayar olsa da bize yetmez. Şu anda savunmamızı yapacak durumda değilim. Düzeltilmesini istediğim konular düzeltilmedi" şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar da "Bilirkişi olarak 5 polis CD'leri çözmüş, fakat yeminleri yok. Bu gizli tanıkların bilirkişilerin geçerliliği yok. Bu deliller usule uygun olmadığı için adil yargılanma olmaz. Dosyadan çıkarılmasını istiyoruz. Ben bu mahkemenin kuruluşunu reddediyorum" dedi.
Başkan Şengün'ün bunu açıklamasını isteyince, Dizdar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre delillerin tam olarak teslim edilmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu dosyada deliller karmakarışık. Mahkeme bu iddianameyi kabul etmekle adil yargılama yapmıyor. Ben de bu yüzden sizi reddediyorum" diye konuştu.
Müvekkilinin duruşmaya gelmek istediğini, ancak celp gitmediği için getirilmediğini belirten Dizdar, müvekkili Ersöz'ün 100 sayfa savunma hazırladığını söyledi. Mahkemenin bir süre önce tahliye olan Arif Doğan'ın durumunu sorduğunu, ancak müvekkilini sormadığını görüşünü aktaran Dizdar, "Sayın savcılıktan yalan yanlış haberler gidiyor basına. Biz bazı gazeteleri mi takip edeceğiz?" dedi. Bu sözleri bazı izleyiciler alkışladı.
İzleyicilere uyarı
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, izleyicilere son ihtarda bulunduğunu belirterek salonun tamamını boşalttıracağını söyledi. Bu arada Başkan Şengün ile tutuklu sanıklar arasında bazı sözlü diyalogların yaşandığını gözlendi. Başkan Şengün, Tuncay Özkan'a yönelik "Samanyolunu yargılamıyoruz burada" dedi.
Çapan: Ergenekon emeklisiyim
Tutuklu sanıklardan eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün mesleğini sorması üzerine, "Doktorum. Ben suç işlerim. Türkiye'de ne kadar suç varsa ben işlerim. Daha önce Dev-Yol sanığı olarak yargılandım. Ergenekon çıkar, oraya sanık yaparlar. Mafya diye yargılandım. Profesyonel suçluyum. 10 yıldır mahkemelerdeyim. Bütün gelirimi avukatlarımla beraber paylaşıyoruz. Benzin istasyonum ve kiradaki mülklerimle beraber aylık 20 bin TL gelirim var" dedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün'ün sosyal güvencesini sorması üzerine Çapan, önce "Ergenekon emeklisiyim", daha sonra da "Pardon" diyerek "devlet emeklisi" olduğunu söyledi. Yaşlı ve hasta olduğunu belirten Çapan, devlet ne zaman çağırırsa geldiğini ama tutuklandığını ifade etti.
Duruşmaya katılmayan tutuksuz sanık emekli orgeneral Mehmet Şener Eruygur'un, sağlık durumuna ilişkin mahkeme heyetine rapor gönderdiği öğrenildi.
Kimlik tespitleri yapıldı
Duruşmanın öğleden önceki oturumunda sanıkların kimlik tespitleri yapıldı. Tutuklu sanıklardan Birol Başaran, ikametgah adresinin sorulması üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'e "Silivri Cezaevi ikamet olarak geçiyor mu?" sorusunu yöneltti. Başkan Şengün de "Burası muvakkaten, diğer adresinizi söyleyin" dedi.
Tutuksuz sanıklardan Mahir Akkar da Başkan Şengün'ün mesleğini sorması üzerine "Savcılar bana iddianamede bazı meslekler tayin etmişler. Onları mı söyleyeyim?" dedi. Mağdur olduğunu ifade eden Akkar, alt komşusuyla yaptığı konuşmaların iddianamede yer aldığını, basın kökenli olduğunu, ancak dava nedeniyle çalışamadığını, babasını kaybetmesinin ardından "Ergenekon"da sanık olarak yer aldığını dile getirdi.
Öte yandan, tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar ve emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un avukatı Filiz Esen, tedavisi süren müvekkillerine celp gelmediğini öne sürdü. Heyet Başkanı Şengün, mahkeme celbinin sanıkların bulunduğu cezaevlerine gönderildiğini bildirdi.
Şengün, bazı sanıkların mahkeme salonuyla ilgili şikayetleri üzerine de "En büyük salonumuz bu. Daha iyisi yok" dedi.
CHP milletvekilleri de izliyor
Duruşmaya CHP Milletvekilleri Şahin Mengü ve Mehmet Ali Özpolat da izleyici olarak katıldı.
Tutuklu sanıklardan gazeteci Tuncay Özkan'a destek veren bir grup da sloganlar atarak cezaevi önündeki yerlerini aldı.
Farklı gruplar açıklama yaptı
Davada yargılananlara destek olmaya gelen bir grup ile davayı destekleyen karşı grup, ayrı ayrı basın açıklaması yaptı. Jandarmanın, basın açıklamaları sırasında her iki grubun karşı karşıya gelmemesi için barikat kurarak güvenlik önlemi aldığı görüldü.
Basın açıklamalarının ardından "Biz Kaç Kişiyiz Platformu" üyelerinin de yer aldığı grup, "Atatürk'ün Geçliğe Hitabı" ile "10. Yıl Marşı"nı okudu. Bu grup, duruşmanın başlayacağı saatte, salona girmek için toplu olarak kapıya gelince jandarma izdiham oluşturulduğu için bu gruptan hiçkimseyi duruşma salonuna almadı. İnsan Hakları Derneği üyeleri, davanın görüldüğü yerleşkeden ayrılırken, diğer grup bekleyişini sürdürüyor.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı