"Ecevit, sivil darbeyle iktidardan uzaklaştırıldı"

Ergenekon davasında tanık olarak dinlenilen DSP Genel Başkanı Masum Türker, "Irak savaşına hayır dedikten sonra Ecevit'e karşı komplo oluşturulduğunu biliyorum" diye konuştu.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.07.2012 - 08:46

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 68'i tutuklu 273 sanıklı Ergenekon davasının 204'üncü duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP Zonguldak Milletvekili ve eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP İzmir Milletvekilli gazeteci Mustafa Balbay ile gazeteci Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 49 tutuklu sanık katıldı.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Sedat Peker ve Alparslan Arslan'ın aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada Sabancı suikastının tetikçisi Mustafa Duyar ile bir dönem aynı cezaevinde kalan PKK itirafçısı ''Gizli tanık Feryat'' dinlenildi.

PKK adına faaliyetlerde bulunduktan sonra pişman olarak ve pişmanlık yasasından yararlandığını ifade eden gizli tanık, sadece Mustafa Duyar ile ilgili bildiklerine ilişkin ifade verdi.

Duyar ile 1997 yılında Kırklareli Cezaevi'nde kaldığını söyledi. Gizli tanık, şunları anlattı:

''O dönemde koğuşlar arasında görüşmeler oluyordu. İtirafçı olduğumuz için eylemlerimizi anlatıyorduk. O ilk zamanlar anlatmıyordu. Geceleri yatmıyordu. Herkesin kendisini öldüreceğinden kuşkulanıyordu. Bir örgütçünün vücudunda jilet izlerinin olması şaşırtmıştı. Örgütçü bir kültürden, devrimci bir yapıdan gelmemişti. Onda sokak kültürü, psikopat tavırlar vardı. Kavgaya meyilliydi. O dönemde gündemde itirafçılar vardı. 'Çıkınca nasıl para kazanabilirim, nasıl bunlar gibi olabilirim' derdi. Bir süre sonra çıkacakmış gibi planlar yapardı. 'Bozcaada'ya yerleşelim, hayvancılık yapalım' derdi. 'Ortada af yok nasıl hayal kuruyorsun' derdim. 'Yakında çıkacağız' derdi.''


''Eylemi DHKP/C yapmadı''

Gizli tanık, Duyar'ın MİT'te sorgulandığını söylediğini, Hatice isimli bir MİT görevlisiyle görüştüğünü anlattığını ifade ederek, ''Duyar, bana 'Bu eylemi DHKP/C yapmadı. Onların eylemi değil' dedi. Duyar öleceğini bildiği için konuşmalarında ara ara tüyolar veriyordu. 'Devletin aleyhine hiç olmadım' diyordu. Biz onun DHKP/C'li olmadığını anladık. 'Beni kullandılar, şimdi sahip çıkmıyorlar' diyordu'' dedi.

Duyar'ın, yakalandıktan sonra yaptırılan yer göstermesine ilişkin görüntülerinin bulunduğu bir CD olduğunu söyleyen gizli tanık, ''Önceden çok dikkatimizi çekmemişti ama Duyar'ın anlattıklarından sonra bazı detaylara dikkat ettim. Ben örgütte çok iyi bir askeri eğitim aldım. Bu nedenle Duyar'ın yer gösterme CD'sini bir bilirkişi olarak inceledim. Kameraya karşı söylediği sözlerin, kendisine ezberlettirilen sözler olduğu çok belli'' diye konuştu.

Duyar'ın, Bayrampaşa Cezaevi'nde Ercal Kartal'ın kendisine Sabancı Center'daki suikastla ilgili kroki verdiğini söylediğini anlatan gizli tanık, ''Fehriye Erdal'ın onları binanın girişinde karşıladığını, silahı verdiğini, Özdemir Sabancı'nın odasını gösterdiğini, zaman kalırsa 'Sakıp Sabancı'yı da öldürürsünüz' dediğini anlattı. Zaman kalmadığı ve korktukları için Sakıp Sabancı'nın odasına geçmeden ayrılmışlar. Gültepe'de bir evde saklanmışlar. Sonra da eylemin üstlenildiğini söyledi'' dedi.

Bu arada, tanık olarak dinlenilmesi karalaştırılan DSP Genel Başkanı Masum Türker de, duruşmanın sürdüğü yerleşkeye geldi.

Masum Türker: Irak savaşına hayır dedikten sonra Ecevit'e karşı komplo oluşturulduğunu biliyorum

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, heyete başkanlık yapan hakim Hüsnü Çalmuk, Türker'e, merhum Başbakan Bülent Ecevit'in tedavisiyle ilgili iddialar olduğunu anımsatarak, bu konuda basına yansıyan beyanları bulunduğunu, bu nedenle tanık olarak çağrıldığını söyledi.

Türker, davada tutuksuz yargılanan CHP Ankara Milletvekili, eski Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün'ün DSP'nin başına getirilmek istendiğini ifade ederek, Aygün'ün, Ecevit'e iş göremez raporu verilmesi için mahkemeye başvurduğunu söyledi.

Türker, ''Sen hangi akla hizmet gidip de bir devlet başkanı hakkında iş göremez raporu alınması için mahkemeye başvurursun'' dedi.

Tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Tuncer Kılınç'ın 2004 yılında, Mart'taki seçimlerden sonra Bülent Ecevit ile görüşerek, Sinan Aygün'ün partinin genel başkanlığına getirilmesi için konuştuğunu kaydeden Türker, bunun ardından Ecevit'in, herkesin Zeki Sezer'in arkasında birleşmesini istediğini anlattı.

Türker, Ecevit'in, Tuncer Kılınç'ı sevdiğini ve değer verdiğini belirterek, Aygün'ün partinin başına getirilmesi fikrinin Kılınç'ın önerisi şeklinde olduğunu kaydetti.

''Haberal'ı suçlayamam''

Ecevit'in tedavi sürecine ilişkin Başkent Üniversitesi Hastanesi'nden ve Prof. Dr. Mehmet Haberal'dan bir kuşkuları olmadığını ifade eden Türker, şunları söyledi:
''Ecevit'in sağlığının Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde bozulduğunu söylemek mümkün değil. Herkesi suçlayabilirim ama Haberal'ı suçlayamam. Ben ve diğer milletvekili Gaffar Yakın hastanede kaldık. Gaffar, radyolog olduğu için ayaktan da film çekilmesini önerdi. Haberal, 'Biz sizin yasa yapmanıza karışıyor muyuz?' diyerek sinirlendi ve yanımızdan ayrıldı. Bir saat sonra eldivenleri elinde, yüzü gülerek geldi. 'Arızayı bulduk. Bağırsaklarını elimle boşalttım' dedi. Ben o zaman Haberal'da bir hastayı kurtaran doktor sevinci gördüm.''

Ecevit'in rahatsızlanmadan önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Dedeman Oteli'ndeki kokteylinde pasta yediğini belirten Türker, ''Ecevit'e gaz yapıcı pastayı kimin yedirdiğine baksınlar'' dedi.

O dönemde Ecevit'in, ABD'nin Irak'a müdahalesine ''hayır'' dediğini anımsatan Türker, ''Irak savaşına hayır dedikten sonra Ecevit'e karşı komplo oluşturulduğunu biliyorum. Sivil bir darbeyle iktidardan uzaklaştırıldı. Bunları hastaneyle sınırlandırmak doğru değil. Asıl suçlular dışarıda geziyor. Ecevit hasta olmasının ardından 'Ecevit gitsin' naraları atılmaya başlandı. Aleyhte yazılar yazıldı. Bütün bunlar bir senaryoydu. O tarihte uygulamaya konuldu. DSP, 2007 seçimlerine de sokulmadı. 2004'te de seçime girmesin diye baskılar yapıldı. Ecevit'in uzaklaştırılması için darbe yapılmıştır'' şeklinde konuştu.

Türker, o dönemde yaşananlara ilişkin delilleriyle birlikte dilekçe hazırlayıp, ayrı bir dava görülmesi için savcılığa başvuracaklarını belirterek, ''Ecevit'e karşı yapılan sivil darbenin sorumlularının bulunması için dava açacağız'' dedi.

"İlginç" yemek

Eski dışişleri bakanlarından merhum İsmail Cem ile dönemin Ekonomi Bakanı Kemal Derviş'in, Genelkurmay 2. Başkanı iken emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile bir yemekte buluştuğunu söyleyen Türker, ''Ben bakanlık yaptım. Bir dışişleri bakanı ile ekonomi bakanının Genelkurmay 2. Başkanı ile hiçbir işi olamaz'' diyerek, bu yemeğin ilginç olduğuna işaret etti.

Türker'in tanık olarak dinlenilmesinin ardından mahkeme heyetine başkanlık yapan hakim Hüsnü Çalmuk, tutuklu sanıklar Mehmet Zekeriya Öztürk ile Ulaş Özel arasında kavga çıktığına ilişkin jandarma tarafından tutanak düzenlendiğini anlattı.

Tutanakta, duruşma salonunun çıkışında tuvalete giden bu sanıklardan Özel'in Öztürk'e yumruk attığı, Öztürk'ün de buna karşılık olarak Özel'i tehdit ettiğinin yer aldığını ifade eden Çalmuk, olay hakkında tutulan tutanağın gereğinin takdir ve ifası için Silivri Başsavcılığı'na gönderilmesine karar verildiğini açıkladı.

Duruşma, 16 Temmuz Pazartesi gününe ertelendi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler