Eczacılar ilaç alım protokolünü yargıya taşıdı
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası(TEİS); Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türk Eczacıları Birliği arasında imzalanan ve 2 Şubat'tan itibaren yürürlüğe konan 2009 İlaç Alım Protokolü'nün eczacıların aleyhine olan bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay' da dava açtı.
2 Şubat'tan itibaren yürürlüğe konan 2009 İlaç Alım Protokolü'nün eczacıların aleyhine olan bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay'da dava açıldı.
TEİS Başkanı Nurten Saydan yaptığı açıklamada, dava konusu olarak; Muayene ücretlerinin eczanelerden tahsil edilmesi, teşhis uyumu ve örnekleme yöntemine ilişkin maddelerin yer aldığını söyleyerek, "Adeta Eczacılık Mesleğini yok etmeye yönelik olarak bizlere zorla dayatılan düzenlemeleri kabul etmemiz mümkün değildir. Bu yüzden eczacılarımızı zorda bırakan maddelerin iptalini yargıya taşıdık. Sorunlar çözülene kadar hukuki mücadelemiz devam edecektir" dedi. Saydan şunları söyledi:
"Öncelikle hangi konularda dava açtığımızı kısaca özetlersek; öncelikli olarak muayene ücretlerinin tahsildarlığının eczacıların sırtına yüklenmeye devam edilmesi bizi yargı yolunu seçmeye zorlamıştır. Zira TEİS olarak; Eczacıların Devletin Tahsildarı olmadığını birçok kez kamuoyunda duyurduk. Ancak haklı sesimize her zaman kulak tıkayan SGK bu protokolle bunu beyan etmiştir.Diğer taraftan eczacılarımızı ve vatandaşlarımızı zorda bırakan bir madde ise reçetede endikasyon yani teşhis uyumu aranması maddesidir. Bu maddede kısaca eczacılara deniyor ki reçetenin teşhisi uygun değilse hastanın ilacını vermeyin. İlaçların reçeteye hangi endikasyon ile yazılacağı ilgili hekimin mesleki iradesine bağlıdır, bu konuya eczacının müdahale etmesi söz konusu olamaz. Yine reçetede yazılan endikasyonun o reçetedeki ilaçlarla uyumu sorumluluğu eczacıya değil, hekime aittir. Bu durum eczacılık yasamıza uygun değildir. Bizler her yazılan reçeteyi karşılamak için eğitim ve meslek terbiyesi aldık. Hekim arkadaşların yazmadığı, yazmayı uygun görmediği veya gerek görmediği reçete teşhisleri yüzünden hastalarımıza vereceğimiz hizmetlerde aksama olmaktadır. Kurum reçete kontrollerinde, eczacının iradesi ve sorumluluğu dışında olan teşhis uyumu konusunda, dava konusu maddeye dayanarak haksız kesintiler yapmakta ve eczacıların mağduriyetlerine sebep olmaktadır."
"Reçetelerimiz tütün balyaları gibi kontrol edilemez"
Protokolde yer alan bir diğer maddede ise; eczanelerin faturalarının kontrol edilirken, reçetelere örnekleme metodunun uygulandığını ifade eden Saydan, "Örnekleme metodu bilimsel bir metot olup; örneklenip alınan kısmın, bütünü temsil etmesi gerekmektedir. Ama örnek alınan reçetelerimizin ne tutarları, ne de verilen ilaç miktarları hiçbir zaman faturadaki bütün reçetelerin aynısı olamaz" dedi. Saydan şöyle devam etti:
"Bir reçetemizde 1 ilaç bulunurken, diğerinde 40 ilaç olabildiği gibi bir reçetemiz 1 lira, diğer reçetemiz binlerce lira değerinde olabilmektedir. SGK, reçetelerimizi tütün balyaları gibi örnekleyerek kontrol etmekte ve eczane faturalarımızdan haksız kesintiler olmaktadır. Bu durum eczane ödeme ve sermayelerimizde "Kara Delik"ler oluşturmaktadır. Bu yüzden yeteri kadar eczacı istihdam edilerek reçetelerin tamamının kontrol edilmesi ve bu maddenin de bir an önce yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi gerekmektedir."
"Hukuki mücadelemiz devam edecek"
TEİS Başkanı Saydan, kendilerine zorla dayatılan düzenlemeleri kabul etmelerinin mümkün olmadığını savunarak, "Bu yüzden eczacılarımızı zorda bırakan maddelerin iptalini yargıya taşıdık. Yüce Türk Adaletine güvenimiz tamdır. SGK yaptığı yanlışları fark edip, sorunlar çözülene kadar hukuki mücadelemiz devam edecektir" dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke