"Ekonominin kolonların sağlamlaştırıyoruz"

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Avrupa'da yaşanan krizi bir depreme benzeterek, tüm dünyanın bundan etkileneceğini ancak Türkiye ekonomisinin kirişleri, kolonları ve zeminini sağlamlaştırmakla meşgul olduğunu söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.12.2011 - 09:30

Başbakan Yardımcısı Babacan, Türk-Japon Ekonomik Forumu için geldiği Japonya'da, bu ülkede yaptığı temaslardan, Suriye'nin Türkiye'ye cevaben aldığı yaptırım kararı ve AB'ye kadar birçok konuda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Japonya'nın teknolojisinden, dünya finans piyasalarındaki ağırlığına kadar önemli bir ülke olduğunu belirterek, Japonya'nın dünyanın birçok bölgesinde yatırımı olan bir ülke olduğunu söyledi.

Babacan, Japonya'da liderlerden, iş dünyasına kadar birçok yetkili ile görüştüklerini, bu görüşmelerin verimli geçtiğini vurguladı.

İş dünyasının kendilerine olan ilgisinin yoğun olduğunu kaydeden Babacan, üçüncü ülkelerde ortaklaşa ne gibi çalışmalar yapılabilir üzerine görüşmeler yapıldığını ifade etti.
Babacan, Japon şirketlerinin Avrupa ekonomisinin sıkıntı yaşadığı ve dünya ekonomisinde durgunluk olduğu bu dönemde nerede yatırım yapabiliriz, hangi ülkeyle işbirliği yapabiliriz sorularına karşılık olarak Türkiye'nin önemli bir fırsat olarak durduğunu söyledi.

İstanbul'a ofis açmak isteyen Japon bankaları olduğunu kaydeden Babacan, Tokyo'da dün yapılan foruma 600-700 civarında iş adamının katıldığını söyledi.
Babacan, Japonların bile bu kadar saygın işadamının birarada aynı yerde ve saatte toplanmasının sıradışı olarak nitelendirildiğini vurgulayarak, temasların faydalı ve zamanında olduğunu bildirdi.

Japonya'da dün hararetli bütçe tartışmalarının yaşandığı bir gün olduğunu söyleyen Babacan, bu yoğunluğa rağmen Başbakan başta olmak üzere, görüşmek istenilen tüm bakanlarla görüşüldüğünü anlattı.

Babacan, Türkiye'nin Japonya ile ilişkilerini ve irtibatlarını daha sıkı tutması gerektiğini belirterek, siyasi ilişkileri ve karşılıklı ziyaretlerin artması gerektiğini söyledi.

''İki ülke arasında bir kazan-kazan ilişkileri olacak''

Japonya'nın bir arayış içerisinde, Türkiye'nin de yatırıma ve daha çok ticarete ihtiyacı olduğunu söyleyen Babacan, iki ülke arasında bir kazan-kazan ilişkileri olacağını ifade etti.
Babacan, Japonya'da hem iktidarın hem de muhalefetin Türkiye'ye çok sıcak baktığını ve Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek için güçlü bir iradeyi bu ziyaretinde gördüğünü vurguladı.
Türkiye'de Japon şirketlerine bir kolaylık ya da teşvik paketleri olup olmayacağını sorulması üzerine Babacan, Türkiye'de yatırım ortamını sürekli iyileştirdiklerini söyledi.
Babacan, Türkiye'de yapılan reformlarla iş dünyasının ve yatırımcıların önünü açmak için çaba gösterdiklerini belirtti.

"Türkiye'ye yatırım yapan, Türkiye için taş üstüne taş koyan herkesin yanında olacağız, herkesi destekleyeceğiz" diyen Babacan, bu çalışmalara devam edeceklerini ifade etti.
Babacan, Türk-Japon forumunu organize eden Nikkei gazetesinin Japonya'nın en büyük ekonomi gazetesi ve Japonya'daki iş camiasının yakından takip ettiği bir yayın kuruluşu olduğunu, bu nedenle bu kuruluşun ziyarete vesile olmasının Japonya'daki Türkiye görünümünü daha da artırdığını dile getirdi.

Suriye

Türkiye'nin yaptırımlarına karşı, Suriye'den de ekonomik yaptırım cevabının gelmesinin sorulması üzerine Babacan, Suriye ile sıkıntılı bir dönem yaşandığını ve çok ciddi insan hakları ihlalinin yaşandığını kaydetti.
Türkiye'nin Suriye ile ilgili aldığı tedbirlerin Suriye vatandaşlarının günlük hayatını etkilemeyecek cinsten olduğuna dikkati çeken Babacan, Türkiye'nin aldığı tedbirlerin doğrudan rejimin finans kaynaklarını etkilediğini söyledi.
Babacan, bunun ötesine geçmediklerini vurgulayarak, bunun karşısında Suriye'nin hangi adımları atacağının kendi tercihleri olacağını dile getirdi.
Bu tür ticaret anlaşmalarının askıya alınması, gümrük vergilerinin artırılması gibi hususların nihayetinde Suriye'nin kendi vatandaşlarına zarar verecek konular olduğunu belirten Babacan, "Türkiye'den giden ürünler Suriye'de daha pahalı satılırsa, kim istifa eder, kimin zararı olur, kimin karı olur" diyerek şöyle devam etti.
"Kendi halklarının satın aldığı maldan daha fazla vergi alacaklarsa o kendi tercihleri. Ama bizim tedbirlerimiz çok özenle dikkatli seçilmiş, Arap ligiyle koordineli olarak yürütülmüş, hiçbir zaman halkı hedef almayan tedbirlerdir."

AB'deki borç krizi

Avrupa'daki son krizi de değerlendiren Babacan, Avrupa'nın zor bir dönemden geçtiğini ve sıkıntılarının büyük olduğunu söyledi.
Babacan, bu büyük sorunları çözülmesi için gereken cesur adımları atacak güçte çoğu Avruğa ülkesinde bir hükümetin olmadığını belirterek, bu ülkelerin çoğunluğunda mevcut tablonun iç açıcı olmadığını söyledi.
Gelecek bir haftalık sürecin önemli olacağını söyleyen Babacan, yapılacak liderler zirvesine dikkati çekti.
Babacan, bunun sonunda IMF'in ön planda olduğu bir destek mekanizmasına doğru gidilceğini düşündüğünü belirterek, bu durumun düşündürücü olduğunu vurguladı.
"AB kendi içerisinde gerekli kontrol mekanizmalarını kurabilmiş değil" diyen Babacan, AB'nin kendi üyeleri ile de ilgili bir takip mekanizmasının olmadığını ifade etti.
Babacan, dolayısıyla böyle bir durumda ancak uluslararası bir finans kuruluşundan destekle bunu yürütebileceğini söyleyerek, "Muhtemelen Avrupa Merkez Bankasının bastığı paranın yine bir avro bölgesi ülkesine kredi olarak verilebilmesi için IMF'in girmesi gerekecek" dedi.
Türkiye'nin bu sorunların çözüm yoluna girmesini destekleyeceklerini belirten Babacan, ilgili ülkelerin kendi aralarında bir mutabakat oluşturarak ortak adım atması durumunda Türkiye'nin buna destek vereceğini kaydetti.

"Dışardan destek, iflası bugün için önleyecek adımlar"


Babacan, kendi aralarındaki sorunları çözmelerini ümit ettiğini ifade ederek, IMF ve Avrupa Merkez Bankası gibi kuruluşların desteklerinin geçici olduğunu, bir çöküşü ve iflası bugün için önleyecek adımlar olduğunu söyledi.
Uzun vadede asıl köklü çözümlerin her ülkenin kendi ev ödevini yapmasından, kendi bütçesini derleyip toparlamasından geçtiğini vurgulayan Babacan, ilgili ülkelerin ihtiyaç duyduğu siyasi reformları yapması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin böyle bir durumdaki kötü senaryolara hazır olup olmadığının sorulması üzerine Babacan, "Biz işin başından bu yana Avrupa'da ne olabilir, ABD'de ne olabilir, bunların Türkiye'ye olası etkileri ne olabilir, bunların hepsinin hesabını kitabını yaptık" dedi.
Babacan, olası gelişmeler karşısında Türkiye'nin atabileceği adımların ve alabileceği tedbirlerin olduğunu vurgulayarak, Avrupa'daki sorunun ABD'den Avustralya'ya kadar tüm dünyayı ilgilendirdiğini ifade etti.
Finans kanallarıyla birbirine bu kadar bağlı bir dünyada herhangi bir bölgede meydana gelecek bir gelişmenin dünyanın geri kalanını da etkileyeceğini belirten Babacan, söz konusu konuyu deprem benzetmesi yaparak izah etti.

Ekonomiye deprem yaklaşımı

Babacan, depremlerin önlenemeyeceğini ancak nasıl hasar ve zarar görmemek için binalar sağlamlaştırılıyorsa, Türkiye'nin de bu konuya yaklaşımının bu şekilde olduğunu vurguladı.
"Biz, ekonomimizin kirişlerini, kolonlarını, zeminini sağlamlaştırmakla meşgulüz" diyen Babacan, böyle bir durumda her türlü tedbirin ve alternatif politikaların hazır olmasının gerekliliğine işaret etti.
Babacan, Türkiye'nin bankacılık sisteminden, kamu maliyesine kadar birçok unsurun sağlam olduğuna vurgu yaparak, "Gerektiğinde zor kararlar alabilecek iradesi güçlü bir hükümetimiz var" dedi.
Japonya ziyaretinin ardından perşembe günü TBMM genel kurulunda bütçe görüşmelerine katılacağını söyleyen Babacan, gelecek hafta BM'nin Küresel Sürdürülebilirlik Panelinin hazırlayacağı bir raporla ilgili toplantıya iştirak edeceğini kaydetti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler