"Eleştirme hakkım elimden alınıyor"

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, katıldığı Habertürk yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu, hakkında hazırlanan fezlekenin sorulması, "Bu durumdan faydalandığı, keyfini çıkardığı" yönündeki değerlendirmeler ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in "herkes cezaevine girince başbakan olmuyor" sözlerinin anımsatılması üzerine, "Neyin keyfini çıkaracağım. Türkiye adına özgürlükler adına üzülüyorum. Demokrasi adına üzülüyorum. Fezleke hazırlandığı zaman 'İnşallah Türkiye'nin demokratik gelişimine bir katkısı olur' dedim" ifadesinde bulundu.

"Benim ifade özgürlüğümü sınırlıyor"

"Eğer Türkiye hukuk devletiyse yargı eleştiriye açık olmalıdır" ifadesinde bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ben ana muhalefet partisi lideriyim, ben muhalefet etmek zorundayım yanlışlara. Eğer yargı kendi yetkilisini kullanıp siyaseti dizaynetmek istiyorsa ben buna karşı çıkacağım. Ben onları alkışlarsam hukukun bana verdiği görevi yapmamış olurum.
Orası bir toplama kampıdır. Neden bunu söylüyorum. Yaşamları boyunca yan yana gelmemiş insanlar orada tanışıyorlar. Herkes yargılanabilir, yargıdan korkmamamız lazım. Yargı adalet dağıtan bir yerdir ama adalet dağıtılmıyorsa ben bunu yargı diye tanımlamam. Silivri savcısının düzenlediği fezleke diğerlerinden farklıdır. Benim ifade özgürlüğümü sınırlıyor. Sen hükümeti alkışlayacaksın diyor. Böyle bir anlayışla fezleke düzenlenebilir mi. Benim eleştiri hakkımı elimden alıyor. Kim yapıyor bunu adı üstünde özel yetkili mahkemeler. Normal mahkeme değil orası."

"Herkes yargılanabilir"

Hukukun üstünlüğü ve özgürlükler bağlamında herkesin yargılanabileceğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Birisi suçlu olabilir. Hukukun kuralları içinde yargılanmıştır. Kimse bir şey diyemez. Ama özel yetkili mahkemeler normal demokrasilerde bizim bildiğimiz türden mahkemeler değildir. Bütün kuralları bir tarafa bırakıp ben bildiğimi okuyacağım olmaz. Sayın Haberal kendisiyle ilgili yargıçların tarafsız olmadığıyla ilgili dava açtı ve kazandı. Normalde o yargıcın o davaya bakmaması lazım. Ama siz onu kan davasına dönüştürürseniz orada hukuk biter" diye konuştu.

Silivri mahkemelerinin güven vermemesinin sebebini "O yargılama düzeninin siyasi otoriteye bağlı olması" şeklinde nitelendiren Kılıçdaroğlu, "Ben buna inanıyorum. Bir yargıç açıklama yaptı. Ben kurumsal baskı altındayım dedi, görevinden ayrıldı. Hiçbir ses çıkmadı. Onun hakkında bir şey yapılmadı. Siz bu mahkemelere nasıl güveneceksiniz" değerlendirmesinde bulundu.

"Düşünce dokunulmazlığına evet"

Fezlekenin hazırlanmasının ardından CHP'li vekillerin dokunulmazlılarının kaldırılmasını istemesini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Dokunulmazlıklar konusunda milletvekilliği için adaylar başvurduğu zaman da adaylar dokunulmazlıklarının kaldırılması için dilekçe verdiler. Biz dokunulmazlığın yeni bir çerçeve içerisinde kalmasını isteriz. Kürsü dokunulmazlığı, düşünce dokunulmazlığına evet ama ihaleye fesat karıştırma bu suçlar dolayısıyla dokunulmazlık olmaz. Sayın Bülent Arınç'ın bir açıklaması oldu; 'yeni anayasa çalışmalarında dokunulmazlıkların tekrar ele alınacağı'na dair. Bu da AKP tarafında da var olan sistemin çok doğru olmadığı şeklinde bir kanı oluştu diye düşünüyorum" dedi.

"Tutuklu vekillerin önünde yasal bir engel yok"

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasına ilişkin Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ben İlker Başbuğ yargılansın ya da yargılanmasın demedim. Benim üzerinde durduğum konu hukukun üstünlüğü. İnternet andıcında ayrıntıları bilmiyoruz, delilleri bilmiyoruz. Devletin hiyerarşik yapısı içinde hükümete karşı internet sitesi kurmak suçtur. Buna itirazımız yoktur. Ama internet sitesi kurup hükümete karşı kullanmanın 'terörist'likle ilgisi yoktur."

Tutuklu milletvekillerinin önünde bir engel olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Savcılıktan milletvekili olmasına engel olmadığını belirten belgeyi aldılar, YSK inceledi. Sonra milletvekili oldular. Bunların önünde hiçbir yasal engel yok" şeklinde konuştu.