En Yakıcı Gerçek İşsizlik/ 2

Psikiyatrlar, işsiz olan ya da işini kaybeden bireyin depresyona girebileceği uyarısında bulunarak "İşsiz insanda arkadaş çevresinin kaybı, aile içi çatışmalar, umutsuzluk, çaresizlik, alkol ve sigara kullanımının artması, negatif düşüncelerin artması gibi çok sayıda olumsuz davranışlar da ortaya çıkmaktadır" dedi.

En Yakıcı Gerçek İşsizlik/ 2
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.03.2010 - 08:07

En büyük psikolojik problemlerden biri

İşsizlik= Depresyon

Psikiyatr Muzaffer Uyar, işsizlik oranlarının kriz ile birlikte oldukça yükseldiğini anımsatarak “Birçok kişi kendisi ve yakınları için derin iş kaybı endişesi yaşamaktadır” dedi. Psikiyatrların işsiz ve işini kaybetmiş insanların sevilen birinin ölümü ve boşanmadan sonra üçüncü sırada gelen psikiyatrik problem etkeni olarak kabul edildiğini vurgulayan Uyar, “İşsizliğin en çok neden olduğu psikiyatrik hastalık depresyondur” diye konuştu. İşsizliğin ve iş kaybının bireyde umutsuzluk, çaresizlik, yetersizlik, utanç, özsaygı kaybı gibi derin negatif duygu ve düşüncelere yol açacağına dikkat çeken Uyar, “Bu duyguların sonucu içe çekilme, arkadaş çevresinin kaybı, aile içi çatışmalar, alkol ve sigara kullanımında artma, iş bulma umudunun yitirilmesi sonucu iş arama davranışının terk edilmesi gibi davranışsal sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmalara göre bir yıldan uzun süre iş bulamayanların yüzde 85’i tekrar iş bulabileceği inancını yitirmekte, bu grubun yüzde 25’i de depresyona girmektedir. Özellikle ekonomik krizin sürdüğü süreçlerde işsizlerde yeniden iş bulma umudu oranı yüzde 25’lere gerilemektedir” açıklamasını yaptı.

Devletin ve sosyal kurumların işsizlere yönelik rehabilitasyon ve aktivitasyon alanları, psikolojik destek üniteleri kurması gerektiğinin önemine değinen Uyar, ekonomik kriz dönemlerinde intiharların arttığı ancak bu olguların çok faktörlü olması nedeniyle yalnızca işsizliğe bağlanmasının yanlış olduğunu kaydetti. Uyar, işsizlerin ailelerinin ve yakınlarının da psikolojik olarak olumsuz etkilenebildiğini ifade etti.



Patronluktan amele pazarına

AKP iktidarı yöneticileri 2010 yılı ile birlikte “istikrarın yeniden yakalandığını” söylese de esnaf, işletme sahipleri ve özellikle de iş arayanlar zor günler yaşamaya devam ediyor.

Küresel krizin baş gösterdiği 2008 yılında Kolcu İnşaat ve Taşeron Şirketi’nin sahibi olan 35 yaşındaki Üzeyir Kolcu, şimdi ise işçi pazarında iş arar oldu. 18 yıldır inşaat ile taşeronluk işleri yaptığını ve şirketinde 80’in üzerinde işçinin çalıştığını belirten Kolcu, “2008 yılında alacaklarımı toplayamadığım ve borçlarımı ödemekte zorlandığım için iflas ettim. İşletmemde 80 işçi çalışıyordu ve 15 tane minibüs ile kamyonetim bulunuyordu” ifadelerini kullandı.

İşçilerinin parasını ödeyemediğini ve krizin de etkisiyle borç batağına saplandığı ifade eden Kolcu, tüm araçlarını sattığını ancak bunun da yarar getirmediğini söyledi. 3 çocuğu olduğunu anlatan Kolcu, “İkisi okula gidiyor. Bir zamanlar işlerim gayet düzenli giderken, iflas çukuruna düştüm, o günlerde yanımda bulunan iyi gün dostlarımmış. Şimdi tek başıma kaldım ve amele pazarında ırgatlık bekliyorum” diye konuştu. Şirket araçlarının bulunduğu kapalı alan dışında 100 metrekarelik büro ve belirli merkezlerde irtibat noktalarının bulunduğunu vurgulayan Kolcu şöyle devam etti: “Şirketim altyapı düzenlemeleri, inşaat işleri ve çevre düzenlemeleri üzerine çalışıyordu. 18 senedir bu meslekle uğraşıyorum. 2008 krizinden sonra şirketim iflas etti, şimdi sıfıra düştüm. Artık iş arıyorum dediğimde kimse bana inanmıyor. Çünkü durumum gerçekten çok iyiydi ve işçilerime bile 3 bin TL para ödediğim zamanları hatırlarım. Emeğin karşılığını veren bir işverendim, fakat şimdi içinde bulunduğum durum deyim yerindeyse içler acısı. Şeker Fabrikası’nın karşısında yer alan amele pazarına her sabah 07.00’de geliyorum, fakat günlerdir iş yok. Evime ekmek almak için mücadele ediyorum ama haftalardır para kazanamadım, ne yapacağımı ben de bilmiyorum.”

Boynum bükük

Özel bir şirkette işçi olarak çalışan ve 2 yıl önce işten çıkarılan Harun Demir de 2005 yılında durumunun çok iyi olduğunu ancak daha sonra her geçen gün zorluklarla karşı karşıya kaldığını anlattı. Hükümetin krizin bittiğini ve teğet geçtiğini söylediğini fakat kendisinin iyiye giden bir şey olmadığını yaşayarak anladığını belirten Demir, “1, 2 ve 3 yaşlarında üç çocuğum var. 2005 yılına kadar iyi kazanıyordum, fakat 2005’ten sonra ayda 300 TL bile kazanamaz oldum. Evimi zar zor geçindiriyorum. Her gün iş aramak için çıkıyorum fakat boynu bükük bir halde eve geliyorum. Allah’tan çocuklarımın yaşları küçük henüz durumumuzun fakrında değiller. Yine de umudumu korumaya çalışıyorum” dedi.




Umut ocağı

Amele pazarının yanında bulunan ve iş bekleyenlerin umut kapısı haline gelen İnşaat Çay Ocağı’nın işletmecisi İsmail Aksoy, durumun vahimliğini borç defteriyle gözler önüne seriyor. Çay borçlarının yer aldığı defterleri gösteren Aksoy şunları söyledi: “15 yıldır çay ocağı işletiyorum. Bugüne kadar böyle zorlandığımı hatırlamıyorum. Bakkallarda borç defterleri olması normal ama çay ocağında da olması normal bir şey değil. 3 adet borç defteri bulunuyor. 30 kuruş olan çayı bile veresiye içiyorlar. Ama yapacak bir şey yok, hepimiz aynı durumdayız, zar zor geçiniyoruz. Birbirimize destek oluyoruz. İşsizler de buraya gelmezse çay ocağı zaten kapanır. Ben de kapatmamak için veresiyeye devam ediyorum.”

30 yaşındaki Yakup Alparslan da, Türkiye’de yaşanan gelişmelerin vatandaşları olumsuz etkilediğini söyledi. “Ne iş olsa yaparım” diyen Alparslan, “Yaklaşık 1 yıldır iş arıyorum, gündelik işlerle ekmek paramı kazanmaya çalışıyorum. Kahveye giriyorum, dertleniyorum ama içerde sigara içemiyorum. Yine dışarı çıkıyor, iş arıyorum. Artık eve giderken yüzüm kızarıyor, ne yapacağımı bilmez bir haldeyim. Biz bu genç yaşta iş bulamazken, diğer insanlar ne yapsın ne ile geçinsin” diye konuştu.




Kapısına kilit vuran vurana

Küresel ekonomik krizin etkilerinin yoğun olarak hissedildiği 2009 yılında ülke genelinde 13 bin 459 şirket tasfiye edilirken 10 bin 429 şirketin de kapısına kilit vuruldu. Ülke genelinde kurulan şirket sayısında ise yüzde 9.9’luk düşüş yaşandı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Aralık 2008 ile Ocak-Aralık 2009 döneminde açılan, tasfiye edilen ve kapanan şirket sayılarına ilişkin çalışmasına göre, Aralık 2009’da 4 bin 58 şirket kurulurken, 1679 şirket tasfiye oldu, 1538 şirket de kapandı. Tasfiye edilen ve kapanan şirket sayısında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28 civarında artış tespit edildi. Aynı dönemde 103 kooperatif kurulurken, 171 kooperatif tasfiye oldu, 229 kooperatifin ise kapısına kilit vuruldu. Gerçek kişilere ait 2 bin 130 işletme ise iş hayatına son verdi.

2008’de kurulan 48 bin 3 şirket sayısında yüzde 9.9’luk düşüş yaşanarak, rakam 2009’da 43 bin 250 seviyesine indi. 2009’da tasfiye olan şirket sayısı da bir önceki yıla göre 1801 adet artarak, 13 bin 459’lere ulaştı. 2008’de 9 bin 925 olan kapanan şirket sayısı da 2009’da 10 bin 429’a kadar çıktı. 2009’da kurulan kooperatif sayısı ise yüzde 11.92 oranında düştü. 2008’de 1309 kooperatifin kurulduğu Türkiye’de geçen yıl 1153 kooperatif faaliyete geçti. Bu dönemde tasfiye edilen kooperatif sayısı 2 bin 561’den 2 bin 444’e düştü, kapanan kooperatif sayısı ise 1815’ten 1842’ye çıktı. 2009’da yeni kurulan gerçek kişilere ait ticari işletme sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 6.72 oranında azalarak sayıları 44 bin 387’ye indi. Bu dönemde kapanan ticari işletme sayısı da 32 bin 289 civarına düştü.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler