Ergenekon davasında Veli Küçük konuştu

Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, ''Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsız mahkemeleri önünde, hâlâ güvenmek istediğim Türk yargıçları tarafından yargılanmayı bekliyorum'' dedi.

Ergenekon davasında Veli Küçük konuştu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.10.2009 - 07:58

Birinci Ergenekon davasının 119. duruşmasına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

Duruşmada söz alan Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük terörist olarak yargılandığını, ama örgütü nasıl yapılandırdığı, talimatları kimden alıp, kime ilettiğinin kendisine söylenmediğini söyledi.

Kendisi hakkında Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasıyla ilgili sevk maddeleri düzenlendiğini hatırlatan Küçük, Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusuna atıfta bulunarak, ''Dünkü oturum itibarıyla 2 husus net olarak ortaya çıktı. Birincisi her türlü hukuk dışı girişim, çabaya ve zorlamaya rağmen Danıştay saldırısıyla hiçbir bağlantım olmadığı kesin olarak teyit edildi. İkincisi, mahkeme heyetinin yapısıyla ilgili bazı tereddütlerim ortadan kalktı. Tamamen bu iddianın, bu davanın ne olduğunu artık anladıklarına inanıyorum'' dedi.

Küçük, aslında neyle suçlandığını bildiğini ifade ederek, ''Türk milliyetçisiyim. Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçiyim, Misakı Milliyeye inanıyorum. Artık bu değerleri savunmak Emniyet Genel Müdürlüğü'nün raporlarında dahi terör suçu olarak sayıldığı için terörist olarak buradayım. 2 yıldır tutukluyum. Değil 2 yıl, 2 bin yıl dahi geçse bu değerleri savunmaktan asla vazgeçmeyeceğim. 66 senedir vatanım için ibadet saydığım bu hasletlerden hiç kimse vazgeçiremez beni'' diye konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün bazı sanıkların tahliyesini isteyerek şerh koyduğunu hatırlatan Küçük, bu davada kendisiyle birlikte 5 eski Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun tutuklu olarak yargılandığını, Başkan Şengün'ün şerh düştüğü kişiler arasında kendisi de dahil hiç asker olmadığını kaydetti.

Kendilerine yönelik suçlamaların ya gizli tanık ya da PKK itirafçılarının beyanlarına dayandırıldığını savunan Küçük, ''Hedef ordudur. Gizli tanık, PKK itirafçılarının beyanlarına itibar edilmektedir. Albay Cemal Temizöz PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan'ın beyanlarına üzerine, kulağından tutulduğu gibi çürütülmek üzere cezaevine konulmuştur. Bu deyim soruşturmayı yürüten savcıya aittir'' şeklinde konuştu.

PKK itirafçılarının davaya sokulduğunu öne süren Küçük, ''Ajanlar çoğalmakta, teşvik edilmekte, ödüllendirilmektedir. Irak'tan, Kandil'den gelenler bu iş için hazır beklemektedirler. Avrupa'dan geleceklerin de bu iş için geleceği müjdelenmiştir. Milli değer ve politikalarımız açılım altında ayaklar altına alınmıştır. Bu yapılanlar vatana ihanettir. Vatana ihanet asla cezasız kalmaz'' dedi.

Türk mahkemelerin hak edilen cezayı vereceğini belirten Küçük, şöyle devam etti:
''Bir Silivri gider, ama bir Silivri gelir. Ben bir çadır mahkemesinde yargılanmak istemiyorum. Habur'da kurulan çadır mahkemesi ile burada bilgisayarlarla donatılan mahkeme arasında bir fark olmadığını siz takdir edeceksiniz. Bağımsızlığına, tarafsızlığına ve adaletine inandığım heyet tarafından yargılanmayı bekliyorum. Bugüne kadar talimatla tutsak edildiğimi düşünüyorum. Benim tutsaklığımı devam ettirmek için elinizde ne vardı ne kaldı?

Halen Tuncay Güney'in beyanlarına itibar ederek mi tutsaklığımı devam ettiriyorsunuz. Yoksa, 'sende hayali örgütün düzmece belgeleri çıktı' diyerek mi esaretimi devam ettiriyorsunuz. Veya 'delile belgeye gerek yok, sen Veli Küçük'sün bu yüzden seni burada çürüteceğiz' mi diyorsunuz. Bu son söylediğimin geçerli olduğunu, 4 gün önceki duruşmanın ara kararı göstermiştir. Ben ne çadır mahkemesi ne de çadır adaleti istiyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsız mahkemeleri önünde, hala güvenmek istediğim Türk yargıçları tarafından yargılanmayı bekliyorum.''

"Fogg Ergenekon davasının şifrelerini veriyor"

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan tutuklu sanık İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un kendisine bir yıl önce gelen Tuncay Güney mülakatına dayanarak hazırladığı rapor ve Ergenekon şemasını 2003 yılından Genelkurmay Başkanlığına ve Başbakanlığa gönderdiğini öne sürdü.

Şenkal Atasagun'un, 2009 yılı Mart ayında basın kuruluşlarına açıklamalar yaptığını ifade eden Perinçek, ''Atasagun, bu şemanın saçma sapan, kirli propaganda olduğunu belirtti. Soruşturma aşamasında Mehmet Eymür'ün sırf soruşturmayı yürüten hem emniyet, hem de diğer görevlilerle aynı ekipte olduğu için bilgisi alındı'' dedi.

Perinçek, Atasagun'a yazı yazılarak, bu şema ve raporun hangi bilgilere dayanılarak hazırlandığı, bunun hangi amaçla Genelkurmay Başkanlığı ve Başbakanlıka sunulduğunun sorulmasını, varsa başka bilgilerin istenmesini talep etti.

Dönemin Avrupa Birliği Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'un 2001 yılında ortaya çıkan elektronik postalarında Ergenekon soruşturmalarının ipucunun verildiğini öne süren Perinçek, ''Fogg bu postalarında 'Ergenekon' davasının şifrelerini veriyor. Türk Ordusu Kıbrıs'tan çekilecek, bugünkü gibi Güneydoğu'da yarı bir Kürt devleti oluşturulacak. Bugün PKK bir hafta öncesine göre 10 kat daha güçlüdür. Toplum içerisindeki otoritesini güçlendirmiştir'' dedi.

Perinçek, mahkemenin Türk milletinin içini ferahlatacak kararlar almasının önemli olduğunu belirterek, ''Millette 'Silivri'de de yargıçlar var' dedirtecek beklenti var. Silopi'de çadır kuruldu. Mahkeme ile alakası yok. Mahkeme için mahsus bir salon gerekir. Burada da büyük çadır kuruldu. Bu çadırlar Türk yargılanmasının dağılması ve parçalanmasıdır. Türk yargısını çadırlardan kurtarıp hukuki temele oturtalım'' diye konuştu.

Tutuklu sanık Osman Yıldırım da vatanını, milletini, Cumhuriyeti sevdiğini, devletin Ulusal üniter yapısını savunduğunu belirterek, Müslüman bir insan olduğunu söyledi.

Yıldırım, 20 tane düşmanı bulunduğunu, ikisinin ise medya patronu olduğunu kaydetti.
Ankara'daki yargılamada Danıştay saldırısının araştırılmadığını öne süren Yıldırım, kimseden talimat ve emir almadığını, kendine saldırılmadığı takdirde kimseye el kaldırmadığını, Danıştay eylemine katılmadığını, ama üzerine yıkılmaya çalışıldığını belirtti.

 

Cumhuriyet Savcısı, Atasagun'un çağırılmasını istedi


Birinci Ergenekon davasında, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuklu sanık İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in talebi üzerine, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un, yasal şartlar oluşması durumunda tanık olarak duruşmaya çağrılmasını istedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk, Danıştay saldırısının ardından gözaltına alınarak, Ankara Terörle Mücadele Şubesi'ne getirildiğini hatırlattı.

Burada emniyet yetkilileriyle, Danıştay saldırısını kimin ya da kimlerin yapmış olabileceğini kağıtlara şemalar çizerek değerlendirdiklerini ifade eden Öztürk, ''Bunun terör eylemi olmadığını değerlendirip, herhangi bir siyasi parti parmağı olup olmadığını düşündük. Son 3 günde hangi yeni dinci terör örgütü tarafından yapılmış olabileceğini şemalar çizerek araştırdık'' diye konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, duruşmada söz alan tutuklu sanık Hayrettin Ertekin'e, ''Biraz önce gizli bir şeyler söyleyeceğinizi belirterek, gizli oturum istediniz. Bu, sanıkların dışarı çıkarılması şeklinde olur. Şimdi herkesi dışarı çıkarayım mı?'' diye sordu.

Ertekin de hazır olmadığını, notlarını yanına almadığını ifade ederek, gizli oturumun daha sonra yapılıp yapılamayacağını sordu. Bunun üzerine Şengün'ün, ''Mahkemeyle anlaşma olmaz. Açıklama yapacağınız zaman söyleseydiniz. Davayla ilgili bir konu mu?'' demesi üzerine Ertekin, ''Türkiye'nin genel, bugünkü konjonktüre nasıl geldiğini anlatan, PKK'lıların nasıl elini kolunu sallayarak geldiğine ilişkin'' dedi.

Şengün de bu mahkemede Ergenekon davasının yargılamasının yapıldığını belirterek, davayla ilgili olmayan konularda gizli oturum yapılamayacağını söyledi.

Ertekin'in, ''Sınırdan pasaportsuz geçen insanlarla ilgiliydi'' demesi üzerine Şengün, gizli oturum yapılacak bir konu olmadığını kaydetti.

Taleplerin ardından görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuklu sanık Doğu Perinçek'in, Ergenekon şeması ve raporunun nasıl ve neye istinaden hazırlanarak Genelkurmay Başkanlığı ve Başbakanlığa gönderildiği konusunda, dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un yazılı açıklama yapmasını istediğini hatırlattı.

Savcı Pekgüzel, tutuklu sanık Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusu sırasında Genelkurmay ve Danıştay başkanlarına hakaret ettiği, sanık Osman Yıldırım'ın avukatı Murat Eken'e tehdit ve hakaretlerde bulunduğu gerekçesiyle Silivri Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Duruşmaya, taleplerin değerlendirilmesi için ara verildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler