Ergenekon ve Sendika Özgürlüğü...
Türk Metal Sendikası’nın yasalara aykırı bir davranışı söz konusu ise bu konuda öncelikle cumhurbaşkanı ve başbakanın yukarıdaki kurumları harekete geçirip inceleme yaptırması ve eğer bulgular yasaların ihlal edildiğini gösteriyorsa savcılara suç duyurusunda bulunmaları gerekirken bu yasal yollar denenmeden doğrudan Ergenekon savcısının arama ve gözaltı emri vermesi hem yetki gaspı ve hem de sendika özgürlüğünün çok ciddi bir ihlalidir.
Ülkemiz son zamanlarda Ergenekon adı verilen bir operasyonun dalgaları altında bir korku ve kuşku süreci yaşamaktadır.
Bir yoruma göre hukuki olmaktan çok siyasi motifler taşıyan bu gelişme ABD’nin BOP projesinin uygulanmasına ilişkin halkalardan birisidir.
Bu öngörüye göre Türkiye’de ılımlı İslam devleti modeli yaşama geçirilecek ve Türkiye dünyanın enerji deposu Ortadoğu’da emperyalist çıkarların bekçiliğini yaparak bölgenin İslam devletlerini denetim altında tutacaktır. Türkiye’de kurulacak İslam devletinin mimarı da AKP olacaktır.
Ergenekon, ABD’nin öngördüğü modelin kurulması ve yaşamasının karşısında duranları yok etme ve sindirme girişiminin adıdır.
Yerel seçimler yaklaşırken küresel kriz, yolsuzluklar, yanlış politikalar yüzünden siyasal gücünden çok şey kaybeden AKP yerel seçimlerde oy oranını koruyabilmek için bir korku senaryosunun gergefini işletmektedir. Kendisini bu davanın savcısı olarak açıklama yapmış olan Başbakan’ın verdiği güç ve cesaretle Ergenekon’un 11. dalgası özgür sendikacılığın kapısına kadar konuyu genişletmiştir.
Yandaş politikası
AKP’nin Hitler döneminin siyasi örgütü olan Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi’nin yöntemleri ile toplumun tüm kurum ve kuruluşlarını kendi yandaşlarının yönetimine vermek konusundaki çabalarından kopyalanmış bir siyaseti uygulamaktadır.
AKP’nin kamu kurumlarında çalışanları Hak-İş Konfederasyonu’na üye sendikalara üye yapma çabaları Çay-Kur ve Orman Bakanlığı örnekleri ile hafızalardadır. Türk-İş’in başına AKP yanlısı birisini seçtirme çabaları unutulmamıştır.
Şimdi ise ilişkisi olduğu savlanan Art TV’nin AKP karşıtı programlarından rahatsız olanlar Türk Metal Sendikası’nın genel merkezini aramak ve lider kadrosunu göz altına almakta bir sakınca görmemektedirler.
Yasalar-sendikalar
Yapılan bu girişim sendika özgürlüğünün açık bir ihlalidir. Türkiye’nin onayladığı ILO’nun 87 sayılı sözleşmesi 3. ve 4. maddelerinde sendika özgürlüğünü hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde tanımlamıştır. Buna göre, “çalışanların ve işverenlerin örgütleri yönetim ve etkinliklerini düzenlemek, iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler (m.3/1). Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdır (m.3/2)”. “Çalışanların ve işverenlerin örgütleri yönetsel yoldan feshedilme ve faaliyetten men edilmeye tabi tutulamazlar(m.4). Türk Metal Sendikası genel merkezinin hangi suçlamayla arandığını bilmiyoruz.
Sendikanın faaliyetlerinde yasalara aykırı bir durumun varlığı iddia ediliyorsa bundan önce başvurulması zorunlu başka yollar varken bunlar denenmeyerek bir savcının emri ile arama ve gözaltı yapılması hukukun açıkça zorlanması ve yetki gaspı anlamına gelir.
Şunun da bilinmesi gerekir ki sendikalar kuruluş amaçları doğrultusunda siyaset yapacak, bu amaçla her türlü basın yayın aracından yararlanacaklardır. Hükümetin hazırladığı Sendikalar Yasası Yasa Taslağı sendikaları radyo ve televizyon sahibi olmasını öngörmekedir. Sendikaların inanmadıkları siyasetleri eleştirmeleri en doğal ve evrensel haklarıdır. Türk Metal Sendikası’nın eğer bir yasal ilişkisi varsa, Art TV’nin yayınlarından sendika özgürlüğü adına rahatsız olmaya kimsenin hakkı yoktur.
Görev kimin?
Anayasanın 108. maddesinin 1. fıkrası cumhurbaşkanına Devlet Denetleme Kurulu aracılığı ile her düzeydeki işçi, işveren ve meslek kuruluşlarında her türlü inceleme, araştırma ve denetleme yapmak yetkisini vermiştir.
Bunun gibi 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunu’nun 20. maddesi Başbakanlığa bağlı Teftiş Kurulu’nun başbakan adına her düzeydeki işçi ve işveren kuruluşlarında her türlü inceleme, araştırma ve teftiş yapmak veya yaptırmak yetkisine sahiptir.
Eğer Türk Metal Sendikası’nın yasalara aykırı bir davranışı söz konusu ise bu konuda öncelikle Cumhurbaşkanı ve başbakanın yukarıdaki kurumları harekete geçirip inceleme yaptırması gerekirken ve eğer bulgular yasaların ihlal edildiğini gösteriyorsa savcılara suç duyurusunda bulunmaları gerekirken bu yasal yollar denenmeden doğrudan Ergenekon savcısının arama ve gözaltı emri vermesi hem yetki gaspı ve hem de sendika özgürlüğünün çök ciddi bir ihlalidir.
Federasyonlar \tsusamaz
İşçi konfederasyonları bu konuda mutlaka bir tavır sergilemeli ve bu yetki gaspını protesto etmelidir.
Durumu mutlaka uluslararası kuruluşlara, özellikle ILO’ya bildirmeli ve AB kanalıyla bu ve olabilecek benzeri girişimleri önlemelidirler.
Bunu yapmadıkları takdirde AKP’nin bir de korku salma yöntemiyle güdümlü sendikalar yaratma, sendika özgürlüğünü yok etme çabalarına destek vermiş olacaklardır. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş eğer bu konuda susarlarsa bir gün sıranın kendilerine de gelebileceğini asla unutmamalıdırlar.
Yrd. Doç. Dr. Engin ÜNSAL Maltepe Üni. Hukuk Fak. Öğr. Üy.
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli'nin açıklamaları sahaya nasıl yansıdı?
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- PKK Suriye’nin Silahlı Kuvvetleri Oluyor
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- CHP ne yapmalı?
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Ölü ve yaralılar var!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Cem Yılmaz'ın yeni evi dudak uçuklattı!