Ergin: Taviz yok
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Cezaevlerindeki açlık grevlerinin sona erdirilmesi için Abdullah Öcalan ile pazarlık yapıldı mı?" sorusuna "En ufak bir şey söz konusu olamaz" yanıtın verdi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AKP Konya İl Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen Medya Tanıtım Günleri'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Açlık grevlerinin sona erdirilmesi
''Cezaevlerindeki açlık grevlerinin sona erdirilmesi için Abdullah Öcalan ile pazarlık yapıldı mı, tavizler verildi mi?'' sorusuna ise Ergin, şu yanıtı verdi:
''Bu grevlere neden olarak gösterilen hususlara bakıldığında, hiçbirinin cezaevlerinin şartlarıyla ilgili olmadığını görüyoruz. 'Bize burada hakkımızı vermiyorlar, işkence yapıyorlar, kötü muamele yapıyorlar' gibi bir iddia da yok. Dışarıda tamamen sivil siyasi alana ait bir takım talepler var. Bunu siyaset kurumunun dillendirmesi, karşılayabiliyorsa karşılaması gerekir. Ama cezaevinde cezasını infaz etmekte olanlar üzerinde böyle bir eylemin yapılması, yaptırılması, demokrasilerde savunulacak bir hareket değil diye düşünüyorum. Ancak, önümüzdeki bir vaka olarak dururken cezaevlerinde şu kadar insan bir eylemin içerisinde... Bu eylem sürdürülürken bu insanları acımasızca kötü bir sona itmekten çekinmeyen, acımasız bir yapı var ise ortada devlet aklı o illegal örgütün acımasız aklıyla yarışmaz. Devlet güçlüdür. Devlet 74 milyon vatandaşını sarar, sarmalar, kuşatır, kucaklar ve onu illegal unsurların insafına terk etmez. Biz bu cezaevlerinde bir tek vatandaşımızın canının yanmaması için, burnunun kanamaması için gayret sarf etmişizdir. Taviz anlamında verilmiş bir şey var mıdır? En ufak bir şey söz konusu olamaz. Burada olsa olsa, bir tarafta insan hayatına son verdirtmek için yapılan bir dayatma, baskıdan söz edilebilir. Diğer taraftan da devletin insanı yaşatmaya çalışan gayretinden söz edilebilir. Onun dışında herhangi bir adımdan kimse söz edemez diye düşünüyorum.''
''Artık sorumlu olmayan yetkililer olmayacak bu ülkede''
Ergin, bir gazetecinin ''Bugün bir gazetede, TBMM Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun, 28 Şubat raporunun değerlendirme bölümünü bitirdiğiyle ilgili haber yer aldı. Bununla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?'' sorusu üzerine ise toplumun bir çok katmanının sistemden şikayetçi olduğunu söyledi.
Geçmişteki uygulamalara bakıldığında kendini ''muhafazakar'' olarak adlandıran, kendini ''Kürt'' diye nitelendiren vatandaşların da sistemden şikayetçi olduğunun görüleceğini vurgulayan Ergin, şöyle devam etti:
''Pek çok kesim kendilerine ayrımcılık yapıldığını ifade ederken, Alevilerin de benzer şikayetleri olmuştur. Kendisini marksist, komünist, sosyalist diye ifade edenler, ya da farklı düşünce mensubu olarak ifade edenler, herkes kendi açısından statükodan, işleyişten belli şikayetlerini dile getirmiştir. Dolayısıyla baktığımız zaman bir çok kesim kendi penceresinden, müesses nizamın uygulamalarını şikayet etmiştir. Mağdur edildiğini dile getirmiştir. Öyleyse dönüp bakmanız gerekiyor. Kim memnun bu yapıdan? Sistemde bir arıza, bir eksiklik yok muydu? Halkın iradesini baskı altında tutan, yöneten, yönlendiren sorumlu olmayan yetkililer yok muydu bu ülkede? Artık sorumlu olmayan yetkililer olmayacak bu ülkede... O noktaya varıncaya kadar bu sürecin devam etmesi lazım. Yetki kullananlar hesap verecekler, sorumsuz yetkililer olmayacak, amaç bu...''
Ergin, milletvekilinin seçim bölgesinde söz verdiğini ancak Ankara'ya gidince bu sözü yerine getiremediğini belirterek, ''Millete burada verdiği sözü orada yerine getirmeye kalktığında birileri çıkıp partisini kapatmaya kalkıyordu. Böyle bir şey olmaz. Avrupa'da son 60 yılda 4 siyasi parti kapatılmış, bizde ise Anayasa Mahkemesi 1961'de kuruldu. Bize baktığınız zaman 45-50 yılda 26 siyasi parti kapatılmış, bir tek Türkiye'de... Avrupa'da 40'ın üzerinde ülke var. Bir tek Türkiye'de 25-26 parti kapatıldı. Biz artık çocuklarımıza böyle bir Türkiye teslim etmemeliyiz. Gayret, bu gayrettir'' diye konuştu.
'Çok önemli sorunları teker teker çözdük'
Ergin, AKP Konya İl Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen Medya Tanıtım Günleri'nde yaptığı konuşmada, 2002 Türkiye'sinin üzerinden 10 yıl geçtiğini, bu süreçte önemli mesafe katedildiğini söyledi. 10 yıl önce iktidara gelen AKP'nin karayollarını yeniden inşa ettiğini, sağlık, eğitim ve adalet gibi konularda çok önemli gelişmeler yaşanmasını sağladığını anlatan Ergin, ''Türkiye'de 157 yeni adliye sarayı inşa ettik, bir o kadarının da yapım hazırlığı ya da inşası devam ediyor'' diye konuştu.
AKP'nin göreve geldiği dönemden bugüne kadar siyasi ve ekonomik istikrarı birlikte tahsis ettiğini vurgulayan Ergin, şöyle devam etti: ''Çok önemli sorunları teker teker çözdük. Ekonomiyi, krizlerden etkilenmeyen bir yapıya kavuşturduk. Hatta hemen yakınımızdaki Avrupa'yı kasıp kavuran kriz bize uğramadı. Halen uğraştığımız sadece bir terör illeti kaldı. Bunu da çözmek için çalışmalar devam ediyor. Fakat bu sorun kaynağı 30-35 yıllık geçmişe dayanıyor. Bir başka önemli konu olan adaletin tesisinde de anayasal düzenlemeler yapılmış, yapılmaya da devam ediyor.''
'Yargı sürecinde de çok önemli bir yenilenme sürecine giriyoruz'
Ergin, yasal düzenlemeler ve siyasi kararlılıkla Türk demokrasi hayatının kesintisiz sürdürülmesinin sağlandığını vurgulayarak, şunları kaydetti: ''TBMM, Türk demokrasisinin bundan sonra da kesinsiz devam etmesi için çok önemli bir adım atmıştır. Meclisimize yakışan, ne kadar revizyon görse de darbe döneminde yapılan anayasa yerine, yeni bir anayasa yapmaktır. Bunu yaparken yargı sürecinde de çok önemli bir yenilenme sürecine giriyoruz. Bu çerçevede, 12 Eylül 2010 tarihinde yapmış olduğumuz anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesi'ne yeni bir görev verildi. O da Türkiye'nin İnsan Hakları Mahkemesi sıfatıyla vatandaşlarımızın bireysel başvurularını değerlendirme yetkisidir. 24 Eylül 2012 tarihi itibariyle Anayasa Mahkememiz, İnsan Hakları Mahkemesi sıfatıyla bireysel başvuruları kabul etmeye başladı. Bu, vatandaşımız için çok önemli bir imkan. İnsan Hakları Sözleşmesi'nden kaynaklı bir hakkının ihlal edildiğini düşünen bir vatandaşımız, daha önce bu hakkını arayabilmek için gidip Strazburg mahkemelerinde uğraşması, masraf etmesi, emek sarf etmesi gerekiyordu. Artık Konyalı hemşehrim, hakkı ihlal edildiği gerekçesiyle Strazburg mahkemelerinde arayış içerisine girmeyecek. Ankara'daki Anayasa Mahkemesi'ne yapacağı müracaatla bu hakkının ihlal edildiğinin tespitini isteyebilecek. Bu şekilde, Strazburg mahkemesine Türkiye'den yapılan şikayetler bundan sonra yapılmayacak. Anayasa Mahkememize gidecek. Mahkememizin yapmış olduğu değerlendirmeler yeterli olduğu süre içinde de Strazburg mahkemesine de buradan dava gitmeyecek.''
Türkiye hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılmış 18 bin başvuru dosyasının beklediğini ifade eden Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu dosyaların 3 bin 500 kadarı uzun yargılamalardan yapılmış şikayetler. Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne 2011 yılında bir teklif yaptık. Dedik ki 'Türkiye'den size gelmiş olan şikayetler var. Sizde de bu yargılamalar uzun sürüyor. Biz kendimiz içerde bir mekanizma kuralım, vatandaşımızla bu uzlaşmazlığı görüşelim, kendi aramızda çözelim ve size kalmasın bu iş' dedik. İnsan hakları ihlallerine ilişkin başvuruların Türkiye'de yapılması için verdiğimiz teklifimiz kabul edildi. Mahkeme Türkiye'ye bir pilot dosya önerdi, bir yıl da süre verdi. Buna ilişkin kanun tasarımızı hazırlayıp TBMM'ye gönderdik. Adalet Komisyonu'nda bu tasarı kabul edildi. İnşallah önümüzdeki hafta perşembe günü TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri yapılacak.''
4. Yargı Paketi
Ergin, insan hakları ihlallerini önlemek için de hazırladıkları 4. Yargı Paketi'nin pazartesi günü yapılacak Bakanlar Kurulu'nda görüşülebileceğini belirterek, ''Bakanlar Kurulumuza bunun 2. kez takdimini yapacağız. Daha sonra da imzalara açıp, inşallah parlamentoya göndermeyi amaçlıyoruz. Bu tasarı içerisinde de bugüne kadar Türkiye aleyhine verilmiş ihlal kararlarının sonuçlarını ortadan kaldıracak maddeler
'Eksiklerimizi biliyoruz'
Ergin, Baro Başkanlığı Sosyal Tesisleri temel atma töreninde yaptığı konuşmada, iddia, savunma ve karar üçlüsü içerisinde, savunmanın kutsallığını, önemini tartışmanın abesle iştigal olacağını söyledi. Olmazsa olmaz bu üçlüden bir tanesi eksik olursa, yargılama olmayacağını vurgulayan Ergin, ''Bu anlamda Türkiye'de uzunca bir süredir sürdürülen çalışmalar sonrasında geldiğimiz bir nokta önemli bir noktadır. Ama yeterli bir nokta değildir. Bu açıdan eksikliklerimizi biliyoruz'' diye konuştu.
Özellikle savunma makamının ihtiyaçları ve şu anda eksik bulunan bir takım düzenlemeler konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını ifade eden, Ergin, şunları kaydetti: ''Barolar Birliğimizle yakın bir çalışma sistemi içerisinde, ek ihtiyaçlar tespit ediliyor, eksiklikler istişareyle giderilmeye çalışılıyor. Bu anlamda parlamentoya getirmeyi düşündüğümüz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye aleyhine vermiş olduğu ihlal kararlarını karşılamaya ve bundan sonra yeni ihlallerin oluşmasını önlemeye dönük paket içerisinde bir takım düzenlemeler de olacak. İnşallah Türkiye'de savunmanın eksik kalan düzenlemeleri önümüzdeki sürede tamamlanacak. En nihayetinde Barolar Birliği'nin bir süredir üzerinde emek sarf ettiğini bildiğim yeni Avukatlık Yasa Tasarısı'nı, inşallah çalışmalar tamamlandıktan sonra, bizler parlamentonun hizmet dönemini tamamlamadan bu yasayı meslektaşlarımıza, Türk yargısına ve savunma mesleğine armağan etmeyi arzu ediyoruz.''
Bakan Ergin, daha sonra Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar ve diğer protokol üyeleriyle birlikte butona basarak tesis inşaatına ilk harcı attı.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke