Erkan Baş: Burada bir psikolojik savaş var, bu oyuna gelmememiz lazım
Tele1 TV’ye konuk olan Erkan Baş, “Şu anda Türkiye’de Evetçiler Saray bahçesine sıkışmış, ’Evet’ diyen tüm partiler bölünmüş durumdadır” dedi.
Birleşik Haziran Hareketi Türkiye Yürütme Üyesi Erkan Baş Tele1 TV’de Tolga Hürmeriç’in sunduğu Referanduma Doğru programında değerlendirmelerde bulundu. Referanduma ilişkin konuşan Erkan Baş’ın açıklamaları şöyle:
‘AKP DE DAHİL EVET DİYEN TÜM PARTİLER BÖLÜNDÜ’
Tolga Hürmeriç: Evet çıkarsa Türkiye’de mezhepçi faşist bir diktatörlük mü gelir. Ne olur?
Erkan Baş: Bir adım geriye gidelim, şu önemli medyanın yüzde 90’ını belki de daha fazlasını eline almış tek yanlı bir propaganda yapıyor. Çıkın sokağa şuradan bir metrobüse metroya binin, iş yerlerinde çalışan insanlara, okuldaki öğrencilere sorun ‘bu referandumdan evet mi hayır mı çıkar?’ diye toplumun büyük bir kesiminde Hayırcıların aslında çok güçlü olduğu, Evet çıkmasının tek yolunun ise hırsızlık yolsuzluk, bir takım komplolar olduğuna dair bir inanç var. Burada bir psikolojik savaş var, bizim bu oyuna gelmememiz lazım. Şu anda Türkiye’de Evetçiler Saray bahçesine sıkışmış durumdadır.
Kaçak sarayın bahçesine sıkışmış bir evet topluluğu var bunun karşısında hayır cephesinde rengarenk, çeşitli farklı dinamiklerden yükselen bir kuvvet var. Bunu görmemiz lazım. İkinci olarak Bu kadar büyük bir kuvvetle saldırıyorlar ama ‘Evet’ diyen tüm partiler bölünmüş durumda Türkiye’de AKP bile. AKPnin kurucu kadrolarından büyük bir kısmı şu anda çıkıp biz evet diyeceğiz diyemiyorlar propagandasını yapamıyorlar. Bir kısmı korkuyor hayır diyeceğini söyleyemiyor.
MHP paramparça olmuş durumda, BBP’yi görüyorsunuz.
‘BUGÜN TÜRKİYE’DE SARAY’DAN DAHA BÜYÜK VESAYET YOK’
Hayır cephesinde böyle bir şey yok. Hayır cephesi Türkiye’nin geleceğini umudunu temsil ediyor. Yıllardır AKP ie mücadele diyoruz ve AKP’lileri de gözlemliyoruz doğal olarak. Örneğin 2010 yılındaki referanduma dönelim. Kazanmayı isteyen bir AKP topluluğu vardı. Genel başkanından, parti üyelerine kadar sokakta militanca savunuyorlardı.Şimdi ise; ben dün HAZİRAN toplantıları için Kadıköy’den çıktım, Bakırköy’e gittim, oradan da Beylikdüzü’ne gittim. Evet otobüsleri kurulmuş, otobüslerde 2-3 kişi sobanın altında üşümemek için duruyorlar, durum bu.
Biz 15 yıldır AKP’nin bir yalan rüzgarı estirdiğini söylüyorduk. Bu yalan rüzgarının tek argümanı vardı: ‘Türkiye’de bir vesayet olduğu, AKP’nin bu vesayeti ortadan kaldıracağı’. Bugün Türkiye’de Saray’dan daha büyük bir vesayet yoktur. AKP ‘özgürlük’ diyordu, biz ‘yalan’ diyorduk, ‘demagoji’ diyorduk. Artık demiyoruz çünkü herkes bunu görüyor. Türkiye’de özgürlüklerin önünde AKP’den daha büyük bir engel kalmamıştır. Dolayısıyla Türkiye’de evet çıkarsa bence büyük bir tehlike vardır, bu doğrudur. Ama Türkiye’nin ilerici kuvvetleri esas olarak bu tehlikeyi bertaraf etmiş durumdadır.
‘GENÇLER, KADINLAR, YOKSULLAR VE AYDINLAR KENDİ ÖZ ÖRGÜTLÜLÜKLERİNİ YARATMALI’
Sorun nerde? Bunu da çok açıklıkla ortaya koymak lazım. Türkiye’nin ilerici, devrimci, yurtsever kuvvetleri dağınık ve örgütsüz. Biz Birleşik Haziran Hareketi olarak esas buraya talibiz. Türkiye 2013 Haziranında AKP’nin 13 yıllık iktidarını yarattığı o büyük yıkıma karşı dünya tarihinin en büyük halk ayaklanmalarından birini yaşadı. Büyük Gezi Direnişi’nden söz ediyorum.
Gezi direnişinde AKP’yi devirmenin eşiğine gelmiştik. Türkiye aslında bu karanlıktan kurtulmak üzereydi. Ne yoktu? Toplum aslında özellikle 12 Eylül’den sonra kendine olan güveninin kaybetti.Hep bizi birilerinin gelip kurtarmasına alıştırıldık. Oysa bugün yapılması gereken şudur: Türkiye’nin ilericileri, aydınları, kadınları, yoksulları ve gençleri Birleşik Haziran Hareketi gibi zeminlerde kendi öz örgütlüklerini yaratmalı ve bu iktidara karşı kendi halk insiyatiflerini büyüterek geliştirmeli. Bunu başardığımız anda bu iktidarın sonu gelmiştir.Sadece hayır çıkacak anayasa değişikliği gerçekleşecek demiyorum.
Eğer, Türkiye’de hayır diyenler apartmanında, sokağında, okulunda iş yerinde hayır diyen dostlarıyla yan yana gelip bu iktidara karşı kararlı bir duruş örgütleyebilirlerse, sadece iktidarın bu saldırısını püskürtmeyeceğiz, aynı zamanda halk direnişini de yeniden ayağa kaldıracağız.
‘2-3 AY ÖNCE HAYIR ÇIKACAĞINA AZ İNSAN İNANIYORDU, BUGÜN DURUM TERSİNE DÖNDÜ’
Tolga Hürmeç: Mevcut duruma bakacak olursak OHAL var. Birçok hak ve özgürlükler askıya alınmış durumda böyle bir ortamda özgür bir referandumdan söz edebilir miyiz? Nasıl olacak?
Erkan Baş: Bence Hayır demek için bu bile tek başına bir gerekçedir. Neyi tartışıyoruz? Anaysayı. Anayasa nedir? Toplumun bütününü birbirine bağlayacak temel belgelerden bir tanesi. Bunu nasıl tartışıyoruz? Siyasi parti temsilcilerinin, milletvekillerinin, gazetecilerin, yazarların bu iktidara muhalefet eden kişilerin hapislere atıldığı bir ortamda tartışıyoruz.
Sıradan bir vatandaş siyasetle ilgilenmezse kızmayabilirsiniz, bence ilgilenmesi gerekir. Ama bir milletvekilinin, gazetecinin, bir aydının topluma karşı görevidir anayasayla ilgilenmesi. Siz bu insanları hapse tıkıyorsunuz böyle bir şey olabilir mi? Bana çok komik geliyor. Türkiye’de evet dediği için herhangi bir mağduriyet yaşayan bir tek kişi var mı?
Ben hayır sesini yükselten herkese canı gönülden teşekkür ediyorum. Bundan 2-3 ay önce referandum tartışması ilk gündeme geldiğinde çok az insan hayır çıkacağını düşünüyordu. Bugün tam tersine dönmüş durumda.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke