Eşcinsel evliliğin siyasi gücü
Obama’nın son çıkışı dünyada eşcinsel evliliklerin durumunu yeniden gündeme taşıdı.
Seçim dönemindeki ABD Başkanı Barack Obama’nın eşcinsel evliliğe destek verdiğini açıklaması siyasi bir manevradan başka birşey değil elbette. Obama ABD’nin bir tarafta muhafazakarlar diğer tarafta liberaller olmak üzere bu konuda tam ortadan bölündüğünü gayet biliyor. Son dönemde muhafazakar politikalar yürüttüğü eleştirileriyle karşılaşan Obama’nın sol tabanı kritik seçim döneminde kendine çekme çabası bu.
Böyledir zaten. Tepedeki politikacılar insanların özel seçimlerini ve yaşam biçimlerini kendilerine siyasi malzeme yaparlar. Yöneticiler tarih boyunca insanın sosyal yaşantısını kendi iktidarını sürdürmek için şekillendirmeye çabalamıştır. Kimisi dini kullanır, kimisi ne giyeceğine karışır, kimisi ne içtiğine, ne yediğine, ne izlediğine, nasıl yaşadığına bakar, bunu konuşur. Hatta bazı devletler vatandaşlarının yatak odasında hüküm sürer.
Eşcinsellik meselesi de bu siyasi malzemelerden yalnızca birisidir politikacı için. İran gibi ülkeler “Bizde eşcinsellik yok” diyecek kadar ileri giderken kimi ülkeler bunu “hastalık” olarak tanımlar ya baskı kurar ya da görmezden gelir. Kimi ülkeler ise bu insanların da medeni yasalar önünde eşit olduğuna karar verir ve ona göre düzenlemeler getirir.
Eşcinsel evliliğin kökleri binlerce yıl öncesine dayanmasına karşın dinin ve diğer baskıcı kurumların etkisiyle bu konu yeni yeni ele alınır oldu. Antropologlar ve tarihçiler pek çok kültürde eçcinsel evliliklere rastlandığını yazdılar. Örneğin Çin’de 14. ile 17. Yüzyıllar arasında hüküm sürmüş Ming Hanedanı döneminde Fujan bölgesinde kadınların kendilerinden daha genç kadınlarla büyük törenlerle birleşme sözleşmesi yaptığı biliniyor. Ancak tarihte ilk defa eşcinsel evlilikten Roma İmparatorluğu’nun başlarında söz edilmiş. İmparator Nero’nun erkek kölelerinden biriyle evlilik töreni yaptığı yazılı tarihe geçmiş. Hristiyanlığın Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olmasına kadar bu evlilikler süregelmiş.
Modern zamanlarda ise bu konu yüzyıllarca yıl sonra gündeme geliyor. 2001 yılında Hollanda eşcinsel evlilikleri tanıyan ilk ülke oldu. Onu Belçika (2003), İspanya (2005), Kanada (2005),Güney Afrika (2006), Norveç (2009), İsveç (2009), Portekiz (2010), İzlanda (2010) ve Arjentina (2010) izliyor. Meksika’da eçcinsel evlilikler 31 eyalette tanınıyor ancak yalnızca başkentte evlendirme yapılıyor. ABD’de federal düzeyde tanınmıyor ancak 6 eyalet bu evlilikleri uyguluyor. Eşcinsel evlilikleri uygulamayan ancak “sivil birliktelik, domestik ortaklık, kayıtlı beraberlik” gibi terimler altında eşcinsellerin sosyal birliktelik haklarını tanıyan ülkeler de var.
ABD’de bu konuya sıcak bakmayan kesimler bu tür evliliklerin kadın, erkek ve çocuklardan oluşan ailenin oluşturduğu toplumun varolan yapısını bozabileceğini savunuyor. Öte yanda eşcinsel hakları savunucuları beraber yaşayan eşcinsel çiftlerin diğer çiftler gibi medeni yasaların getirdiği haklar, faydalar ve imtiyazlardan yararlanamamasının ayrımcılık olduğu kanısında. Toplumun varolan yapısının geçmişte birileri tarafından şekillendirildiği düşünülürse belki de kişisel seçimlerin ne siyaset ne de çoğunluğun kaprislerine bırakılmamasının zamanı geldiğini kabul etmek gerekiyor.
En Çok Okunan Haberler
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Ölü ve yaralılar var!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Cem Yılmaz'ın yeni evi dudak uçuklattı!