Farklı giyinmekten korkmayın
Amerika’da tasarımlarını internet üzerinden satan modacı Pınar Eriş, herhangi bir kalıba girmek istemeyenlere, rahat ve kendi gibi olmayı öneriyor.
1998’de Amerika’ya tasarım okumaya giden Pınar Eriş, önce takı tasarımı ile uğraşsa da aldığı ilk moda dersiyle ne yapması gerektiğini hissetmiş ve modaya yönelmiş. Daha öncesinde Türkiye’deyken şiir yazan, Rus Dili ve Edebiyatı okuyan Eriş’in bu radikal kararı vermesi kendisi için iyi olmuş çünkü mesleğine aşık ve Amerika’da oldukça bilinen bir tasarımcı artık. Bu yıl Trend Show’da tasarımları Türkiye’de de izlenen Eriş’le marka oluşunu ve marka kavramını konuştuk. Tabii Türkiye’den Amerika’ya gitme nedenlerini de.
Rengarenk tasarımlarıyla dikkat çeken Eriş, modayı kendini ifade etme aracı olarak görüyor. Her bir noktasıyla kendisinin ilgilendiği tasarımlarını yaparken günde 16 saat çalıştığı da oluyor. Kafasında her zaman moda olduğunu söyleyen Eriş, ailesi üniversite mezunu olmasını istediği için önce Dus Dili ve Edebiyatını bitirmiş. Ardından Amerika’ya gitmiş. O zamanlar Türkiye’de moda üzerine dört yıllık bölümler olmadığını söylüyor. Okulu bitirdikten sonra yavaş yavaş kafasındaki tasarımları hayata geçirmeye başlamış ve üç buçuk yıldır da www.pinareris.com sitesinden tasarladığı giysileri dünyaya tanıtıyor.
İnternetten satış
Modanın kendi sanatı ve ifade biçimi olduğundan da söz eden Eriş ilk başlarda satış kaygısı olmadığını ancak daha sonra para kazanması gerektiğini farketmiş ama kendisi için ön planda olanın yine de para olmadığını da vurguluyor. Yurtdışında müzisyenlerle albüm kapağı, kliplerde birlikte çalışan Eriş, geçen yılın Grammy ödüllerinde İmogen Heep’in giysisini tasarlamış. ‘Neden Amerika’ diye sorduğumuzda Amerika’nın kendisine fırsat ülkesi gibi geldiğini ve çok fazla maddi geliri olmasa da hayallerinizi gerçekleştirmek için fırsat tanıdığını, yeni insanları kabul eden bir kültür olduğunu ifade ediyor.
Türkiye’de satış yapmayı da planlıyor Eriş, ancak şimdilik ürünlerini internetten satıyor. Amerika’da da bir butiğe ürünlerini vermek istemiş ancak fiyatta büyük fark olduğu için çekindiğini söylüyor: “O kadar çok insan para kazanıyor ki arada. Ben de internetten çok alışveriş yapan biriyim. Zamanım da yok mağaza gezmek için. O yüzden de hemen internetten satışı denemeye karar verdim. Satışlar olmaya başlayınca sadece ona yüklendim. Butiğe şimdilik vermek istemiyorum. Butikte 500 dolara satarken ben 200 dolara satamam internette.”
Toplum Avrupai değil
Türkiye’den henüz müşterisi olmamış Eriş’in. Bunu Türklerin internetten alışveriş yapmaktan çekinmesine bağlıyor. İnterneti yurtdışındakilerin daha geniş alanda kullandığını ve çoğu müşterisinin İngiltere, New York, Seattle, San Fransisco’dan olduğunu belirtiyor. Ancak kendisine Türkiye’den çokça e-mail atanlar varmış, ‘burada ne zaman mağaza açacaksın’ diye. Web sitesinde ‘kişisel ifadenin pek de teşvik edilmediği bir toplumdan geldiğini’ belirten Eriş’e bunun nedenini sorduğumuzda kendisinin Amerika’ya gittiği dönemde farklı olmanın kötü bir şey olduğunu, birisi farklı giyindiğinde hemen bir kalıbın içine sokmaya çalışıldığını, dikkat çekmek istiyor gibi düşünüldüğünü ve o zamanlar kendisini çok rahat ifade edemediğini ve de bu yüzden sanata yöneldiğini söylüyor: “Los Angeles’da istediğin gibi giyinip sokağa çıkabilirsin. Kimse yargılamıyor. Ay ne biçim giyinmiş öyle demiyor. Bence toplum ne kadar Avrupai olsa da aslında değil. Yurtdışında yaşama isteğim de bundan.”
Trend Show’a katılması için bir e-mail aldıktan sonra kabul eden Eriş, Trendshow’u moda yönünden biraz zayıf bulmuş. “Daha iyi olmalıydı. Biraz amatörceydi. Müzik konusunda çok iyiydi ama modada çok fazla bütçe harcanmamıştı. Ben biraz daha profesyonel çalışmaya alışkınım. Yarım yamalak yapılacaksa hiç yapılmasın daha iyi. Belki de yeni olduklarından dolayıdır” diyor.
Bir blog açın mağazanız olsun
İnternet artık pek çok insan için alışveriş mecrası haline geldi. Önce hepsiburada.com, gittigidiyor.com, sahibinden.com gibi siteler türedi daha sonra insanlar kendilerine ait bloglardan, çeşitli forum sitelerinden, msn ya da Google talk’taki kişisel mesajlardan elinden çıkarmak istediklerini ya da para kazanmak amacıyla giysilerini, takılarını kimi zaman mobilyalarını satmaya başladı. Aslında bu herkes için daha kolay. Alışveriş yapmak için mağaza mağaza gezmekten sıkılan pek çok insan var. Zira artık çoğumuzun zamanı da yok uzun alışverişlere ayıracak. Bir yandan gecenin bir yarısı koltuğunuzda otururken kendinize giysi seçmek, bir yandan da ikinci el oldukları için sıfır alacağınızdaki fiyatının yarısı. Kim tercih etmez ki? Biz de son zamanlarda interneti satış yapma amacıyla kullananlarla görüştük. Malum artık sadece büyük satış sitelerinden değil, binlerce kişisel blog ve forum sitelerinden bile sayısız şey satılıyor. Görünen o ki bu yönteme artık herkes alışmış. Yani alan da memnun satan da...
Bloglar ilandan öteye geçemez
Gökhan Meriç, bloglardan ziyade msn ve forumların satış yapmak için çok daha avantajlı olduğunu çünkü iletişimin bu şekilde anlık ve sıcak olduğu için daha kolay olduğunu belirtiyor. “Mesajlaşma sistemleri, forum, msn, irc gibi iletişimin sıcağı sıcağına ve anlık yapıldığı her ortamda bence ürün satılabilir. Bunun yanında blog siteleri ya da blog sitelerinde yapılıcak satışların ilandan ileri gidemeyeceğini, ancak msn gibi bir anlık mesajlaşma sistemi ile listenizdekileri yönlendirerek belki yayınlama amaçlı kullanılabileceğini düşünüyorum” diyor.
Bloğum alışveriş \t\t\tsitesine dönüştü
Sinem Vural ise kendi dolabında ne var ne yok satışa çıkaranlardan. Bu zamana dek dolabında alıp da giymediği pek çok giysisi olduğunu farkedince ve bir yandan da yurtdışında yaşama planları yaparken bu eşyalarla nasıl bir yerlere gideceğim düşüncesiyle bir anda elindekileri satışa çıkarmaya karar vermiş: “Güneydoğu’ya ve ihtiyaç sahiplerine bu zamana dek sitedekinin iki katını göndermişimdir ama işte o atmaya kıyamadıklarımız var ya onlar yüzünden bu satış işine girdim. Sonuçta materyale çok bağımlı olduğumu anladım. 2009 değişim yılı diyorlar. Sanırım ben değişime giysilerimle başladım” diyor.
Siteye ilginin beklediğinden de fazla olduğunu resimleri yüklerken farketmiş: “Sonuçta insanlar bir şeyler satın almak istiyor ellerinde para olsun ya da olmasın. Çünkü alışveriş yaparken kendilerini iyi hissediyorlar. Çoğu hala öğrenci olan arkadaş çevremin siteyi güncellemekten helak olduğunu görünce ‘ben yapayım da alan alır’ fikrim tamamen artık çığırından çıkmış blog bir alışveriş sitesi haline gelmişti.” Blogdaki giysilerin önce kendi tanıdıkları, sonra tanıdıklarının tanıdıkları, daha sonra ise kulaktan kulağa yayılan ünü sayesinde hiç tanımadığı insanlar da alışveriş yapmaya başlamış. Tabii bir yandan üye olduğu sitelerden, mail gruplarından sitenin reklamını da yapmayı ihmal etmemiş Vural. “Amacım para kazanmaktan ziyade dolabı boşaltmak olduğu için. İyi bir şey yapıyorsanız, hele de ucuza sizi bulanlar da fazla oluyor. Örneğin bir öğrenci arkadaş için Aydın’a ürün gönderimi yaptım az önce” diyor. sikildimsatiyorum.blogspot.com sitesinde satılan ürün temiz ve ütülü bir şekilde karşı tarafa gidiyor. Tek şart hesap numarasına para yatırmak ve ödemeli olarak kargo ile karşılamak. Yani alan kişi kargo ücretini ödemek zorunda. Tüm bu bilgilerin ışığında satış yapılıyor. Tercihen nakit paralı alışverişler ya da elden teslimatlar yok. Bu açıdan toplu internet satış siteleri gibi işliyor.
Msn’den 100’den fazla kişiye\t satış yaptım
Gökhan Sönmez ise msn ve Facebook üzerinden çokça satış yaptığını myspace üyeliği olmadığı için myspace’i kullanamadığını belirtirken myspace’i kullanan pek çok arkadaşı olduğunu söylüyor. Bugüne dek 100 kişiden fazla kişiye satış yapmış ancak msn’den yeterince kişiye ulaşmanın mümkün olmadığını düşünüyor: “Msn’dekiler kendi arkadaş listem. Facebook ve myspace’den daha çok insana ulaşmak mümkün fakat asıl satış yapmak için facebook yada myspace’den önce gittigidiyor.com, sahibinden.com, hemalhemsat.com ve paylaşım forumlarında satış ilanları verip msn adresine yönlendirmek daha etkili oluyor. Sadece divxplanet.com da 35 binden fazla üye olduğunu düşünürsek ve bu insanların yüzde 80’inin satış kısımlarını takip ettiğini düşünürsek oldukça çok kişiye duyurabiliyorsunuz” diyor.
Paraya ihtiyacı olmayanlar\t blog kullanır
Yankı Süldür, yaklaşık 10 yıldır internetten alışveriş yaptığını ifade ederken, artık kendi msn kişisel iletisine satmak istediği eşyaları yazdığını pek hızlı ve kesin bir çözüm olmasa da tanıdıkların faydalanması açısından işe yaradığını belirtiyor. Ancak ikinci elde satılacak çok fazla ürünü olan ve paraya çok da ihtiyacı olmayan insanların blog yoluna gittiğini eğer satmayı düşündüğü şey gerçekten hemen satılmalıysa toplu satış sitelerinin daha avantajlı olduğunu ifade ediyor.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'