'Filistin halkına yönelik görevlerimiz daha bitmedi'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Filistin BM üye olarak kabul edileceği gün geldiğinde uluslararası toplum Filistin'e olan hukuki ve siyasi borcunu tam olarak ödemiş sayılacaktır" diye konuştu.

'Filistin halkına yönelik görevlerimiz daha bitmedi'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.12.2012 - 10:45

Türk-Arap İşbirliği Forumu Dışişleri Bakanları 5. Toplantısı başladı. Four Seasons Oteli'nde düzenlenen toplantı öncesinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el-Arabi ile katılımcı bakanlar ve heyet başkanları, aile fotoğrafı çektirdi. Katılımcıların daha sonra salondaki yerlerinin almasının ardından toplantı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasıyla başladı.

Toplantıda, taraflar arasında siyasi istişareler gerçekleştirilecek, güvenlik, ekonomi, kültür ve sosyal kalkınma gibi çeşitli alanlarda işbirliği olanaklarının daha da geliştirilmesi amacıyla görüşmeler yapılacak. Toplantıda, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el-Arabi'nin yanı sıra 15 ülkeden bakan düzeyinde, 6 ülkeden de çeşitli düzeylerde katılımcı yer alıyor.

Türk-Arap İşbirliği Forumu Dışişleri Bakanları 5. Toplantısı'nın açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, forumun, katılımcı ülkeler arasında siyaset, ekonomi, kültür, medeniyet ve sosyal kalkınma boyutlarını içeren alanlarda işbirliği yapılmasını hedeflediğini belirtti. İşbirliği hedefinin, her dönemde önemli olduğunu ifade eden Davutoğlu, ancak, son iki yılda bölgede ortaya çıkan gelişmeler sonucunda, aralarında köklü tarihi ve kültürel bağlar bulunan, ortak manevi değerleri paylaşan ülkelerin işbirliğini geliştirmelerinin daha da zaruri hale geldiğini anlattı.

Davutoğlu, ''Esasen, bu durum doğal bir süreci işaret etmektedir. Bölgemizde tarih doğal seyrini kazandıkça, kardeş halklarımız daha da yakınlaşacaktır'' dedi. Bölgenin geleceğinin halkların beklentileri doğrultusunda ortak çabalarla şekillendirilmesinin bilhassa bu dönemde tarihi bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bölgemizde barış ve istikrarın temini ve devamı ile kalkınma yoluyla halklarımızın daha müreffeh hayat koşullarına ulaşmaları için bulunduğumuz yüzyılı kazanmamız şarttır. Sahip olduğumuz doğal kaynaklar ve insan gücü, coğrafyamızın sunduğu avantajlar bizi işbirliğine yönlendirmelidir. Ayrıca, bizi birlik ve beraberliğe davet eden, çalışmaya yönlendiren ortak manevi değerlerimizi hayata geçirmeliyiz. Bu çabalarımız bizi başarıya ulaştıracaktır. Kur'an-ı Kerim'in bizlere sunduğu şu düstur esasen tüm insanlığa yöneliktir; 'İnsan için ancak çalıştığı vardır.' İnançla yürüttüğümüz çalışmaların sonuca ulaşacağından kuşku duymuyorum.''

 

Gazze saldırısı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bölge ülkelerinin geleceğini bekleyen riskler de olduğuna dikkati çekerek, ''Sorunlarımızın varlığı ve ağırlığı da herkesin malumudur. Yapmamız gereken ise esasen çoğu yapay gerekçelere dayalı çatışma risklerini azaltmak ve ortak çıkarlara yönelmektir'' dedi. Toplantıda bölgesel meselelerin de ayrıntılı bir biçimde ele alınacağını belirten Davutoğlu, bölgenin hayati bir süreçten geçtiğini vurguladı.

Türk-Arap dayanışmasının her zamankinden daha fazla önem taşıdığını kaydeden Davutoğlu, dayanışmanın son örneğini, Gazze'ye yaptıkları ziyarette hep birlikte yaşadıklarını söyledi.
İsrail'in 14 Kasım'da başlattığı Gazze Şeridi'ne yönelik saldırının, bu ülkenin saldırgan politikalarının son örneğini teşkil ettiğini anlatan Davutoğlu, sözkonusu saldırının bölgeyi yeni bir kaosun eşiğine getirdiğini kaydetti. Davutoğlu, ''Türk-Arap dayanışması ve işbirliği, bölgedeki meselelerin çözümünü çabuklaştıracak ve bölgemizde barış ve istikrarın tesisi çabalarına güç katacaktır'' diye konuştu.

Arap Ligi Dışişleri Bakanları ile Gazze'ye gerçekleştirdikleri ziyareti işbirliğinin son dönemdeki en somut örneklerinden biri olduğunu belirten Davutoğlu, ''Birlikte, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını şiddetle kınadık ve son verilmesini talep ettik. Uluslararası toplum ve taraflarla tansiyonun düşürülmesi doğrultusunda birlikte girişimlerde bulunduk. Başbakanımız'ın Mısır'ı ziyareti esnasında, Mısır ve diğer kardeş Arap ülkeleriyle yakın bir işbirliği içinde ateşkesin sağlanması doğrultusunda yoğun çaba gösterdik'' değerlendirmesinde bulundu.

Bütün bu çabalar sonucunda, ateşkesin sağlanmasını ve Gazze'ye yönelik saldırıların son bulmasını memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren Davuoğlu, şimdi sıranın, bölgede kalıcı bir barışın tesis edilmesine geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Bunun da ön şartı, Filistinli kardeşlerimizin yıllardır özlemini çektikleri haklarına kavuşmaları ve bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasıdır. Uluslararası toplum, İsrail Hükümeti'nin hukuk tanımayan, sorumsuz ve uzlaşmaz tutumunun bölgenin barış, güvenlik ve istikrarını tehlikeye sokmasına daha fazla izin vermemelidir. İsrail'in barış sürecini tahrip eden politikalarına güçlü tepkiler verilmesinin zamanı gelmiştir'' dedi.

 

Filistin'in BM'de 'gözlemci devlet' statüsü kazanması

Davutoğlu, Filistin'in BM'de ''gözlemci devlet'' statüsü kazanmasını değerlendirdi. ''Filistin davamızda beklenen sona ulaşılmasında 29 Kasım'da tarihi bir eşik aşılmıştır'' diyen Davutoğlu, oylama sonucunda Filistin'in BM'de ''üye olmayan gözlemci devlet'' statüsüne kavuşmasının Filistin davası ve bu haklı davayı destekleyen herkes için zafer teşkil ettiğini anlattı. Kararın BM üyelerinin büyük bir çoğunluğuyla kabul edilmesinin kendilerini ayrıca memnun ettiğin belirten Davutoğlu, ''Uluslararası camia, BM'de Filistin Devleti'ni tanıyarak tarihi bir adaletsizliğe son verecek önemli bir adım atmıştır'' dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, uluslararası toplumun Filistin halkına yönelik sorumluluğunun henüz bitmediğini ifade ederek, şunları söyledi: ''Filistin'in BM'ye üye olarak kabul edileceği gün geldiğinde uluslararası toplum Filistinliler'e yönelik vicdani, hukuki ve siyasi borcunu tam olarak ödemiş sayılacaktır. Türkiye, Filistin'in uluslararası alanda hak ettiği konuma erişmesi için uluslararası ortaklarıyla birlikte kararlılıkla çaba harcayacaktır. Tam üye statüsüyle Filistin bayrağının BM'de dalgalanması en büyük temennimizdir. O bayrak dalgalanıncaya kadar da Türkiye'nin Filistin'e desteği sürecektir.''

'Beşşar Esed yönetimi, meşruiyetini kaybetti'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bölgenin bugün itibariyle karşı karşıya kaldığı en önemli insani, siyasi ve güvenlik sorunlarından birisinin de Suriye'de süregiden bunalım olduğunu kaydetti. Bunun, sadece Müslüman ve Arap alemi için değil, evrensel değerlere bağlı tüm uluslararası camia için de bir vicdan sınav olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Suriye rejiminin, Suriye halkını katlettiğini, başkent dahil şehir ve kasabalarını ağır bombardıman altında tuttuğunu anlattı.

Bugüne kadar 35 bine yakın Suriyeli'nin hayatını kaybettiğini, 2,5 milyondan fazla insanın yerlerinden edildiğini, 500 bine yakın kişinin komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldığını ifade eden Davutoğlu, ''İşkence vakalarının, kayıp şahısların sayısı ise meçhuldür. Bu trajedi maalesef tüm insanlığın gözleri önünde devam etmektedir'' dedi.

Davutoğlu, Beşşar Esad yönetiminin, yönetme ehliyetini ve meşruiyetini kaybettiğini, iktidarda kalmak uğruna her türlü acımasız yönteme başvurmaktan kaçınmayan silahlı bir milis gücüne dönüştüğünü belirterek, ''Kendi halkı ve ülkesinin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturan Suriye rejimi, sınırlarının ötesinde barış ve güvenliği hedef alan eylemleri ile de bölgemizin esenliği bakımından vahametini her geçen gün arttırmaktadır'' ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de değişimin kaçınılmaz olduğunun ve halkın iradesinin bastırılamayacağının açık ve net bir şekilde görüldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Rejim, kendi halkına karşı yürüttüğü kanlı savaşı kazanamayacaktır. Bölgemizin kanayan yarası haline gelen Suriye krizinde bizlere düşen görev; rejim üzerindeki baskıyı arttırmak ve mazlum Suriye halkına her türlü desteği vermektir. Yegane arzumuz; geçiş sürecinin Suriyeli kardeşlerimizin meşru beklentileri doğrultusunda en kısa sürede sonuçlanması ve demokratik, hukukun üstünlüğüne dayalı, etnik ve dini ayrım gözetmeksizin tüm bireylerin eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu, müreffeh bir Suriye inşasıdır.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler