Fransa'nın Mali işgali 3 haftayı geride bıraktı

Şehir merkezindeki caddelerin kavşak noktalarında bekleyen polisler, şüpheli gördükleri araçları durdurup kontrol ediyor. Bamako'da neredeyse bütün ana caddelerde, durak görünümlü kontrol noktalarında polisler nöbet tutuyor. Akşam saatlerinde otoban ve bağlantı yolları çıkışında çevirme yapan jandarma güçleri, Bamako dışından gelenleri uzun süre bekletip sorguluyor. Şüpheli gördükleri araçlarda arama yapan güvenlik güçlerinin kaba tavırları dikkati çekiyor. Bamako dışına çıkış ve şehre girişlerde rutin kontroller de devam ediyor. Basın mensuplarının izin belgesine rağmen güvenlik güçleri tarafından görüntü almalarına izin verilmiyor.

''Direnişçiler komşu ülkelerden geldi''

Halk Fransa'ya tepkili görünmese de, şehirde İslami çalışmalarda görev alanlar, direnişçi gruplarla bağlantılı görülüp baskıya maruz kalma endişesi taşıyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İmam Buhari Okulu Müdürü Muhammed Beşir Musa Kolibali, kuzeydeki direnişçi grupların aslen Malili olmadığını, Libya, Cezayir gibi komşu ülkelerden gelerek Malili gibi görünmeye çalıştıklarını iddia etti.
İslami bir yönetimi bütün Müslümanların istemesi gerektiğini belirten Kolibali, ''Herşey yavaş yavaş olur. İslami kuralları adım adım uygulamak lazım. İnsanların üzerinde zor kullanmaya gerek yok'' dedi.
Aynı zamanda bir camide imamlık da yapan Kolibali, Tumbuktu şehrine yıllar önce gittiğini, ülkenin kuzeyinde halkın büyük bir çoğunluğunun Müslüman olduğunu sözlerine ekledi.

Bamako halkı endişeli

Fransa'nın, Mali'nin kuzeyindeki direnişçi gruplara askeri müdahalesinden önce medyada, ''İslamcı militanların'' Bamako'ya sızdığı yönünde haberler yer almıştı. Fransa ordusunun Timbuktu ve Gao şehirlerinin kontrolünü ele almasıyla, başkentte de operasyonlar yapılacağından endişe ediliyor.
Tedirgin görünen Mali halkı, 3 hafta önce başlayan olayların bir an önce sona ermesini istiyor. Genellikle ilk haberi Mali'ye askeri müdahalede bulunan Fransa medyası, Mali halkının tek bilgi kaynağı. Açıkça sansür uygulanmasa da, Mali'de Fransa'dan bağımsız, özgür bir medya olduğunu da söylenemez.
Bamako'da 22 Mart 2012'de Yüzbaşı Amadou Sanago önderliğinde, merkezi hükümete karşı yapılan darbeye kadar, Batı Afrika'nın en iyi demokrasisinin Mali'de uygulandığı söyleniyordu.
Kuzeydeki İslamcı grupların 10 Ocak'ta güneye inerek Mali'nin merkezi şehirlerinden Konna'yı ele geçirmesi ve 11 Ocak'ta Fransa'nın Mali'de radikal unsurlar olarak nitelendirdiği silahlı grupları bölgeden çıkarmak için operasyon başlatmasıyla, Mali'deki olaylar dünya kamuoyunda geniş çapta yer almaya başladı.

Kuzeyden sağlıklı bilgi gelmiyor

Uluslararası ajans, televizyon ve haber kaynakları Fransa'nın kontrolü ele geçirdiği ülkeden bilgi aktardı. Fransa ordusunun açıklamalarına dayandırılan haberlerin farklı kaynaklardan doğrulanma şansı henüz bulunmuyor.
Medya mensupları, ancak akreditasyon ile Fransız ordusunun kontrolünde kuzeye gidebiliyor. Sıcak çatışmanın yaşanmadığı ifade edilen olaylarda ölü ya da yaralı sayısına dair bilgi verilmiyor.
Ülkenin kuzeyini ele geçiren Fransız ordusunun kontrolü kısmen bıraktığı Mali askerleri'nin etrafa rastgele ateş açtığı, sivil halktan yaralananlar olduğu da gelen bilgiler arasında yer alıyor.
Başkent Bamako'da yaşayanlar Fransa veya hükümet aleyhine açıkça konuşmaktan kaçınırken, tedirgin bir bekleyiş içinde olan halkın hükümetin baskısından çekindiği belirtiliyor.
Mali Yüksek İslam Konseyi Başkanı İmam Mahmud Dicko, ülkede yaklaşık iki yıldır süren sorunlarının çözümü noktasında İslam dünyasından gerekli desteği alamadıklarını ifade ederek, devletin imkanları kısıtlı olduğu ve askeri müdahaleden sonra komşu ülkelerden yardım geldiği için Fransa'nın müdahalesini desteklediklerini açıklamıştı.