G-20 liderler zirvesi
G-20 liderlerini bir araya getirecek zirve 24-25 Eylül'de ABD'nin Pennsylvania eyaletinin Pittsburgh kentinde yapılacak. Zirvede, G-20 liderleri, birçoğunun finans krizinin başlamasının sebebi olarak gördüğü küresel ekonomideki dengesizliklerin düzeltilmesinin yollarını değerlendirecek.
G-20 zirvesinden önce zirveyle ilgili ortaya çıkan bir metinde, ''küresel ekonomideki dengesizliklerin giderilmesi, eğer bu yapılmazsa dünyanın, kabul edilemeyecek kadar düşük seviyelerde zayıf bir büyüme oranıyla karşı karşıya kalacağı'' vurgulanıyor.
Hiçbir ülkenin adı geçmese bile metinde, ABD ve İngiltere gibi zengin borçlu ülkelerin daha fazla tasarruf etmesi, buna rağmen Almanya, Japonya ve Çin gibi tedbirli ve tasarruf eğilimli ülkelerin ise harcamalarını artırması önerisi yeralıyor.
Obama, önceki gün yaptığı bir açıklamada, ''Çinliler, Almanlar ya da diğer ülkelerin sadece bize herşeyi sattığı, bizim ise bir demet kredi kartı borcu ya da konut kredisi aldığımız, ancak onlara hiçbir şey satmadığımız bir döneme geri dönemeyiz'' diyerek, ekonomiye bakışlarının değişeceği işaretini verdi.
Teşvik paketlerinin kısılması
Küresel ekonomiyi resesyondan çıkarmayı amaçlayan ekonomiyi teşvik paketlerinin, toparlanma açıkça rayına oturuncaya kadar kısa vadede devam etmesi gerektiği belirtilen metinde, ancak Uluslararası Para Fonu (IMF) ve G-20 Finansal İstikrar Kurulu'na, Kasım ayına kadar bu mali destekleri azaltmanın ''şeffaf ve güvenilir'' yollarını düzenlemesi çağrısında bulunuldu.
Metinde, ayrıca her ülkenin mali teşvik desteklerini kesmesinin zamanlaması ve ölçeği konusunda kendi yolunu bulması gerektiği vurgulandı.
G-20'nin rolünün artırılması argümanının güçlendirilmesi gerekliliğinin vurgulandığı metinde, ''son zamanlardaki krizlere yanıt vermede eş güdümlü çabalarımızın başarısı, daha fazla sürdürülebilir ve uluslararası işbirliği görüşümüzü destekledi'' denildi. Bu işbirliğinin parçası olarak, G-8'den ziyade G-20'nin küresel ekonominin sorunlarının çözümünün gerçek alanı olması bekleniyor.
IMF, küresel ekonomideki gelişmelerle ilgili değerlendirmeleri temelinde her altı ayda G-20'ye tavsiyelerde bulunarak ''karşılıklı değerlendirme'' sürecinde merkezi rol oynayacak.
G-8'in G-20'ye ihtiyacı var
Eski Kanada Başbakanı Paul Martin, varlıklı batı ülkelerin göreli zayıflığı karşısında gelişmekte olan ülkelerin gücünün, güç dengesinde değişime ihtiyaç olduğunu gösterdiğini söyledi.
Berlin'de 1999 yılında yapılan ilk G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları toplantısına başkanlık eden Martin, ''G-8'in, küresel idari komite olamayacağı çok açık. Çin ve Hindistan gibi büyük gelişmekte olan ülkeler olmaksızın, G-8 basitçe, dünya gerçeğini temsil edemez'' dedi.
G-20 ne kadar önemli olduğunu, eski ABD Başkanı George Bush geçen yıl küresel kriz sırasında küresel ekonominin liderlerini Washington'da acil bir zirve için topladığında kanıtladı.
ABD Başkanı Barack Obama yönetimi de küresel ekonomideki güçlüklerin çözümünde en iyi yerin G-20 olduğu işaretlerini verdi.
Şanghay Sosyal Bilimler Akademisi'ne bağlı Dünya Ekonomisi Enstitüsü Başkan Yardımcısı Xu Mingqi, ''G-8'in dünyanın ekonomi sorunlarını tek başına çözme günleri geride kaldı ve diğer gelişmekte olan ülkelerin desteğine ihtiyaçları var, bu konuda G-20 görev yapabilir'' dedi.
Eski IMF baş ekonomisti Simon Johhson ise bu durumun G-7/G-8'in yok olacağı anlamına gelmediğini, G-7'deki küçük ülkelerin, özellikle başkanlık için sıraya girenlerin statülerinden vazgeçmek istemediğini, hassas konularda gelişmekte olan ülkelerden daha çok birbirlerine güvendiklerini söyledi.
Asya'da 1990'daki finans krizinden sonra kurulan G-20, küresel ekonominin yüzde 85'ini ve küresel nüfusun yüzde 65'ini temsil ediyor.
G-20 üyeleri, Türkiye, ABD, Almanya, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Endonezya, Çin, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan ve AB'den oluşuyor. AB'yi dönem başkanı ülke ile Avrupa Merkez Bankası (AMB) temsil ediyor.
G-7 ülkeleri ise zengin sanayileşmiş ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa ve Kanada'dan oluşurken, Rusya'nın 1997 yılında liderler seviyesinde G-7'ye katılmasıyla G-8 ortaya çıktı.
G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları Toplantısı bu ay başında Londra'da düzenlendi. BRIC ülkeleri olarak bilinen, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin, gelecekte olası krizleri önlemek için dünyanın daha adil ve daha kapsamlı ekonomik yapılar oluşturulmasına ihtiyacı olduğunu belirttiler.
Geçen yıl krizin başlamasından bu yana krizi atlatmak için dünya ekonomisine 5 trilyon dolar destek verildi.
Dengeli küresel ekonomi
Bu arada İngiltere Başbakanı Gordon Brown, küresel ekonomideki dengesizlikleri halletmek için yeni bir çerçeve belirlenmesinin G-20 ülkeleri arasında önemli destek bulduğunu söyledi.
G-20'nin şimdiki başkanı Brown, istihdamın ve büyümenin sağlanması için yeni küresel anlaşmanın önemli olduğunu belirterek, ''Avrupa'nın yanı sıra Asya'da birçok ülkeyle görüş alışverişinde bulunuyorum, Obama ve diğerleriyle konuşuyorum ve yeni bir çerçeve belirlenmesine destek olduğuna inanıyorum'' dedi.
Brown, ''Biz, gelecekte daha iyi bir sürdürülebilir büyüme sağlanması, potansiyel krizler konusunda dünya ekonomisi için daha iyi bir uyarı sistemi kurulması, dünyadaki dengesizlikler ve zorlukların çözümünde daha iyi bir yol bulunması konularında bir mekanizmayı nasıl devreye sokabileceğimize bakıyoruz'' diye konuştu.
ABD Başkanı Obama ve IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın da aralarında bulunduğu birçok dünya lideri, dünya ekonomisinin ''yeniden dengelenmesine'' ihtiyaç duyulduğu fikrini benimsiyor.
Özü itibariyle bu, mali pozisyonunda dengeyi sağlaması için ABD'nin daha az tüketip daha fazla tüketmesi, tasarruf ve ihracat odaklı ekonomilere sahip dolar zengini Çin, Almanya ve Japonya gibi ülkelerin daha fazla harcamaya başlaması anlamına geliyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, finans krizine katkıda bulunan pervasız davranışları önlemenin bir yolu olarak zirvede bankacıların primleri konusunda yeni sert küresel kurallar uygulanması için bastıracaklar.
Öte yandan Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde, G-20 zirvesinde amaçları aynı olsa da üyelerin farklı öncelikleri olduğunu söyledi.
Sarkozy ve Merkel, primlere daha sıkı kurallar konulmasında ısrar ederken, ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, bankaların sermaye rezervleri alanlarında daha köklü düzenlemelere gidilmesini istiyor.
Lagarde, Fransa'nın, primlerin dizginlenmesi konusunda ''çok katı'' olduğunu belirtti.
Geçen hafta, G-20 zirvesi öncesinde ortak tutum belirlemek için toplanan AB liderleri, banka yöneticilerinin primlerini sınırlama kararı almıştı.
AB zirvesi kararlarında, prim almak için kısa vadeli spekülatif yatırım kararlarıyla bankaları büyük risklere sokan yöneticilerin dizginlenmesi amacıyla bu tür ödüllerin uzun vadeli performansa bağlanması ve getirilecek bağlayıcı kuralların ulusal düzeydeki yaptırımlarla desteklenmesi öneriliyor.
Zirve kararlarında, sürdürülebilir büyümenin yakalanması ve muhtemel yeni finans krizlerinin önlenmesi için ''eşgüdümlü mali politikaların (ekonomiyi teşvik paketlerinin) uygulanmaya devam edilmesi'' gereği vurgulanarak, bu kapsamdaki çabaların ''toparlanma güvence altına alınıncaya dek sürdürülmesi'' isteniyor.
G-20 zirvesinde AB'nin görüşlerini yansıtacak belgede ''(bütçe açıklarıyla ekonomiyi teşvikten) çıkış stratejilerinin şimdiden planlanması ve toparlanmanın başlamasıyla koordinasyon içinde uygulamaya sokulması gerektiği'' ifade ediliyor.
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli'nin açıklamaları sahaya nasıl yansıdı?
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- PKK Suriye’nin Silahlı Kuvvetleri Oluyor
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- CHP ne yapmalı?
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Ölü ve yaralılar var!
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!