"Gazeteciler hem işsiz kalıyor hem de cezaevine düşüyor"

TGC 3. Babıali Şenliği kapsamında düzenlenen panelde, usta gazeteciler medya ve Babıalî basınının dünü ve bugününü değerlendirdi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.10.2010 - 09:52

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Şenlikleri kapsamında düzenlediği “Babıali  Sohbetleri” paneli yapıldı. Milliyet Gazetesi yazarı Nail Güreli’nin  moderatörlüğünü yaptığı panele Hıfzı Topuz, Oktay Verel, Şükran Soner, Zeynep Oral katıldı.

Bugünkü medya ile Babıali basınının konuşulduğu panelde usta gazeteciler artık gazetecilerin düşünceleri nedeniyle hem işsiz kaldığını hem de cezaevine düştüğüne dikkat çekti.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) düzenlediği ''3. Babıali Şenlikleri'' mesleğin ustalarını Babıali Sohbetleri’nde buluştu. Sultanahmet Parkı’ndaki Amfi Tiyatro’da yapılan panelde konuşan ustalar, medyanın Türkiye’de batıdan daha çabuk kirlendiğini, günümüzde gazetecilerin düşünceleri ve yazdıkları nedeniyle hem işsiz kaldıklarına hem de cezaevine düştüklerine dikkat çektiler. Yazarlar, holdinglerin teknikle satıp, ilanla
kar edip, çıkar ilişkileri içinde gazeteyi zarara uğratma kültürü oluşturduğunun altını çizdiler.

Milliyet Gazetesi Yazarı ve TGC Basın Senatosu Başkanı Nail Güreli’nin moderatörlüğünde buluşan gazeteci-yazar Hıfzı Topuz, Şükran Soner, Zeynep
Oral ve Oktay Verel Türkiye’de Babıali'deki gazeteciliğin gelişme sürecini anlattı. Nail Güreli, “Her şeye rağmen güzel günler için mücadele etmek gerekiyor. Mücadele için de hayatı sürdürmek gerekiyor. Medyada çok önemli değişimler yaşandı. Her gazeteci
kovulmayı yaşadığı gibi, hapse düşmeyi de yaşıyor. Silivri toplama kampına dönüştü. İnsanlar çaresiz bekliyor
” dedi.

Hıfzı Topuz: Gazete patronunu elde etmek basını elde etmek değildi


Panelde ilk konuşmayı yapan gazeteci-yazar Hıfzı Topuz, gazeteciliğe başlayalı 63 yıl olduğunu ve mesleğe başladığı yılları özlediğini söyledi. Topuz, 1940'lı yıllarda gazete sahiplerinin çoğunun gazete başyazarı olduğuna dikkati çekerek, ''Gazetecilerle başyazarlar iç içe çalışıyordu. Gazeteden atılan insan yok denecek kadar azdı. İlişkiler, aile havası içinde gerçekleşiyordu. O dönemde Atatürkçü olmayan tek başyazar, tek gazete sahibi, yazar yoktu. Herkes laikti, bütün basın Atatürkçüydü'' diye konuştu. Demokrat Parti döneminde başyazarlara baskı uygulandığını ifade eden Topuz, başyazarların, yazı işleri müdürlerine, muhabirlere bile söz geçiremediğini anlattı. Topuz sözlerini şöyle sürdürdü:

“O zamanlarda ilişkiler basın savcısıyla olur ‘aman şunu yazmayın, bunu yazmayın’ denirdi. ‘Haberi koyarsanız başınız derde girer’ derlerdi. Sıkıyönetim döneminde ise  askerlerden telefon gelirdi. Zaman zaman bakanlarla başbakanla ilişkiler vardı. Onlar da gazetenin sahibine bu ‘haberi yaparsanız aleyhinize olur, kağıt tahsisiniz kesilir’ gibi baskılar yapılırdı. Hava o dönemde bozuldu. Holding diye bir şey yoktu basında.
Hükümetle işleri olan holdinglerin, işlerini sürdürmek için, şimdi bir de patron gücü ortaya çıktı. Gazete patronunu elde etmek basını elde etmek değildi.”

 

Şükran Soner: Türkiye'deki medya, batıdan daha çabuk kirlendi

Bugünkü holding medyasının çok kirli olduğunu, holdingin batıdan örnek alındığını ifade eden Cumhuriyet Gazetesi Yayın Kurulu üyesi, gazeteci-yazar Şükran Soner, ''Türkiye'deki medya, batıdan daha çabuk kirlendi. Holdingler, teknikle satıp, ilanla kar edip, çıkar ilişkileri içinde gazeteyi zarara uğratma kültürü oluşturdu'' dedi ve ekledi:

“61 Anayasası sonrası 212 sayılı kanunla ilgili verilen büyük kavgada gazeteler de kapatma kararları aldı. Gazete patronlarının en yakın arkadaşları olan yazı işleri müdürleri sendikada yöneticiydi. Yazı işleri müdürleri şimdiki genel yayın yönetmenlerinden daha yetkililerdi. Yazarlar da sendika üyesiydi. Patronlar gazetelerini kapatıyor, sendika da onun yerine gazete çıkarıyordu. Yaşar Kemal sendikanın gazetesine röportajlar yapıyor. Nadir Nadi patrondu. Gazete kapatılmış durumunda ama yakın arkadaşlarının hepsi oturuyorlardı binada. Yeni Sabah’ta toplantı yapıyorlar. 3 gün kapatmadan sonra ‘size boyun eğmeyeceğiz’, diye karikatürler çıktı gazetede kimse de bu karikatürün çıkmasına engel olmadı. Sonra da patron talepleri dikkate aldı ve grev bitti.”

Gazeteci-yazar Şükran Soner Abdi İpekçi'nin ölümünü hatırlatarak, Babıali'deki meslektaşlarının sözleşmeden, İpekçi'nin ölümünün ertesi günü buluştuğunu ve acılarını paylaştığını vurguladı.


“Babıali medyası artık çiftetelli medyası“

Yıllarca birçok gazetede yayın yönetmenliği yapan Kültür Üniversitesi öğretim üyesi gazeteci-yazar Oktay Verel ise paneldeki konuşmasında “5 gazede yayın yönetmenliği yaptım. Hiçbir başbakan yanağımı okşamadı. Babıali medyası artık çiftetelli, pardon İkitelli medyası oldu.Gazeteler 40 sayfa çıkıyor ama silkeleseniz 2.5 sayfa haber ancak çıkar. Medya, siyaset, ticaret ilişkisi bana göre anayasadan artık çok daha önemli bir konu” dedi.

Gazeteciliğe başladığı yılları içtenlikle andığını belirten Verel, o dönemde belli bir fikir, inanç, ilke, insan sevgisi ile donanmış olarak yaşandığını işaret ederek şöyle konuştu:

“Bugün hala yakalamamız için engellerle karşılaştığımız bir Atatürk var. Biz o Atatürk ile büyüdük. Türkiye cumhuriyet olduysa, laik olduysa, uygar olduysa o Atatürk’le büyüyerek laik, demokrat, insan haklarına saygılı olabilmiştir. Bütün bu dönem içerisinde çeşitli gazetelerde bulunduğum süre içerisinde en çok sevindiğim ulusal bayramlarımız olmuştur. çünkü biz ulusal bayramlarımızla veya Atatürk’ün vefat gününde gazeteyi kaç sayfa çıkartırsak çıkartalım o bilinçle o inançla çıkartırdık. En basit deyimiyle anlatayım.
Biz o gün gazeteciliğe başladığımız dönemlerde yoksul bir ülkeydik. O yoksulluk içerisinde büyüyen, gelişen, onurlu, gururlu AB ve ABD’nin kapı kulu olmayan bir tek kapı kulu muamelesine tenezzül etmeyen, yazarı çizeri manşetiyle beraberdik. Ulusal heyecanımız vardı. Her şeyden önce Türk insanı bütün dünyanın karşısında onurlu insandı. Benim gazeteye girdiğimde ayağa bastığım yer, bir taraftan iner, bir taraftan kalkardı, kafama gelirdi. İlk maaşım işe başladığım zaman 15 liraydı. Köfteciye gidip yemek yemek çok
önemliydi.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler