"Gazetecilik dışında görüşmem yok"

2. Ergenekon davasında tutuklu sanık emekli albay Atilla Uğur, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'nda yapılan görüşmelerin 'sağlama ve sigorta' amaçlı kaydedildiğini söyledi. Duruşmada söz alan Mustafa Balbay, Uğur ile gazetecilik dışında özel bir görüşmesi olmadığını belirtti.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.11.2009 - 08:15

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi Kampusu'nda görülen İkinci Ergenekon davasının 15. duruşmasında emekli albay Atilla Uğur'un çapraz sorgusuna devam edildi.

Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, bazı konulara açıklık getirmek açısıdan soruları olduğunu belirterek söz istedi. Önceki günkü çapraz sorguya dikkat çeken Balbay “Savcıların, Attila Uğur'a sorularını önyargılı ve cımbızla çekip biçimlendirerek sorduklarını gördüm” dedi. Balbay “Görüşmelerim hep TBMM’nin karşısındaki Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat  Başkanlığı’ndaki Levent Ersöz’ün makam odasında olmuştur. Hiçbir özel konu konuşulmamıştır” diyerek Atilla Uğur'un onaylayıp onaylamadığını sordu. Uğur, onaylayarak “Balbay'ın görüşmeleri İstihbarat Başkanlığı'nın resmi makam odasındadır” dedi.

 

Ağabey demem

Balbay, kendisinin Attilla Uğur'a Kürşat Ağabey diye hitap ettiğine ilişkin iddiaya dikkat çekerek “Tamamen özel notlarıma eklemeler yapılmış. Benden üzerinde üzerinde 'Kürşat abi'  ya da başka isimlerin olduğu abi diye yazan kağıtlar ele geçirilmiş olabilir. Ben Atilla Uğur'a 'Sayın Albayım' diye hitap ederim” diyerek Uğur'a doğru olup olmadığını sordu.

Uğur “Ben çok gizli ve nitelikli işler yaparan biriyim. İmralı'daki sorguya tabi ki Atilla Uğur olarak girmem” diye açıklamada bulundu.

 

Rahatsız oldum

Balbay, “Netleşmesi açısından çok önemli. 'Balbay, Ersöz ve Uğur ile görüşmesinden rahatsız olmuştu' diye bir yorum var. Benim haber kaynağımı sordular. 'Genç Subaylar Tedirgin' haberimin kaynağının sorulması, evet hoşuma gitmedi. Ben kendilerinden bir belge almadım. Ben Ankara'da en eski gazetecilerden biriyim. Pek çok haber kaynağım var” diye konuşarak Atilla Uğur'a onaylayıp onaylamadığını sordu. Balbay'a herhangi bir evrak verilmediğini belirten Uğur “Balbay'a 'Genç Subaylar tedirgin' haberinin kaynağını sorduğum doğrudur.”

Balbay'ın  “Benim İstihbarat Başkanı Ersöz ve Uğur ile görüşmem sırasında kaydımın alındığımdan haberim yoktu” sözleri üzerine Atilla Uğur “Evet kaydının alındığından haberi yoktu. Benim haberim vardı” diye konuştu.

 

Özkan'ın soruları

Özkan, 23 Eylül 2008'de gözaltına alındığında kendisine 16 Aralık 2003 tarihinde  Atilla Uğur ile görüşmesinin ses ve görüntü kayıtlarının olduğunun söylendiğini ve kendisinin kesinlikle reddettiğine dikkat çekti. Savcı Zekeriya Öz'ün kendisine “Sen kabul etmiyorsun ama Attila Uğur doğruladı.  Sen Atilla Uğur'un Kürşat Albay olarak tanıyorsun” dediğini anlatan Özkan, bu konuda cezaevinde Uğur ile tartıştıklarını anlattı. 

 

Karamehmet ile görüşme

Hasan Atilla Uğur, zaten emniyette ve savcılıkta ifade vermediğini,kendisini Tuncay Özkan'a bu isimle tanıtmadığını söyledi. Özkan, Uğur'a "Levent Ersöz ile birlikte Tuncay Özkan'ın işe geri alması için Mehmet Emin Karamehmet ile bir görüşme yapılıp yapılmadığını"sordu. Atilla Uğur, Karamehmet ile görüşmenin Jandarma Genel Komutanı'nın emriyle İstihbarat Başkanı Levent Ersöz'ün makam odasında yapıldığını söyledi. Uğur şunları söyledi: “Jandarma Genel Komutanı görüşülecek kişilerin talimatını İstihbarat Başkanı'na verir. Konular not halinde veriler. Tuncay Özkan ile ilgili 'kanala dönme ihtimali var mıdır araştır' talimatı üzerine sorulmuştur”

 

Nuray Başaran

Özkan gazeteci Nuray Başaran'ın, şahsına ait bütün özel belgeleri alıp savcıya götürdüğünü anlatması üzerine Uğur “Başaran, Tuncay Özkan hakkında oldukça kötü ve yerici şeyler anlattı. İstihbaratçı olduğum için Tuncay Özkan'ı kötülemek için bunları anlattığını anladım. Daha sonra aynı şekilde Faruk Demir de gelerek Tuncay Özkan aleyhine ve uçuk komplo teorileri ile ilgili birçok şey anlattı” dedi.

 

İllegal dinleme

Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan'ın “Jandarme Genel Komutanlığı'nın illegal dinleme olanığı var mıydı”
sorusunu Uğur “Jandarma Genel Komutanlığı'nda 2003-2004 yıllarında illegal dinleme durumu yoktu. İsrail'de yapıldığını duydum. Şu anda Türkiye'de mobil dinleme yapıldığını  duydum. GSM şirketleri mahkeme kararını gördükten sonra uç verirler ve teknik merkezde dinlenir. Bunnu dışında jandarmada dinleme ihtimali yoktur” dedi.  

Eski AKP milletvekili ve Genç Parti yöneticisi Emin Şirin iddianamedeki iddialara gönderme yaparak “TBMM'de verdiğim 2-3 bin soru önergesinde tesiriniz oldu mu” sorusunu Uğur “Böyle bir etki olmamıştır” dedi. Uğur, Şirin'in AKP'den milletvekili koparılması için tesiri olup olmadığın sorusunu da “hayır” diye yanıtladı.

Tutuklu sanık Kurmay Albay Mustafa Koç'un avukatı Hasan Gürbüz'ün sorusu üzerine İstihbarat dairesinin gizli ödeneği olduğunu belirterek bütçenin nereye harcandığının ve kimlere ödeme yapıldığının devlet sırrı niteliğinde olduğunu anlattı.

Tuncay Özkan'ın avukatı Zeki Aksoy, önceki günkü çapraz sorguda Atilla Uğur'un yanıtlamadığı savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın sorularını sordu.  Uğur, Teknik Daire Başkanlığı'nın 2002 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün talimatıyla Aytaç Yalman'ın Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde TÜBİTAK ile birlikte kurulduğunu anlattı. Teknik Daire'nin il ve ilçelerdeki jandarma komutanlıklarından gelen talep üzerine mahkeme kararıyla dinleme yaptığının altını çizen Uğur “Jandarma Genel Komutanlığı Karargahı'nda gizli faaliyet mümkün değildir” diye konuştu.

 

1980'i gördüm

Görüşülecek kişilerin İstihbarat Başkanlığı'nın makam odasını çağrıldığını ve kayıtların da orada yapıldığnı anlatan Uğur “Jandarma Genel Komutanı'nın emirleriyle kayda alınmıştır. Şimdi iyi ki kayıt yapmışız diyorum. Ya görüştüğümüz kişiler 'darbe yapalım dedi' deseydi.” diye konuştu.

Uğur, avukatı Zeki Aksoy'un Ayışığı, Yakamoz, Sarıkız darbe planlarından bilgisi olup olmadığının sorusu üzerine “Darbe, rektörleri, gazetecileri toplayarak olmaz, 1980'de teğmendim, darbenin nasıl olduğunu gördüm” diye konuştu.

 

Tutanaklar düzeltilsin

Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'ın avukatı İlkay Sezer ise savcıların önceki günkü sorguda emekli orgeneral Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'da Ayışığı, Sarıkız darbe planları bulunduğunu söylediğini anımsattı. Avukat Sezer, Birinci iddianamede “Yakamoz, Ayışığı ve Eldiven gibi örgütsel dokümanlar bulunduğuna” ilişkin iddialar olduğunu, fakat İkinci iddianamede Tolon'da ilişkin böyle suçlamalar bulunmadığına dikkat çekti. Sezer, darbe planları konusanda soruşturma sırasında Tolon'a Emniyet'te soru sorulmadığının altını çizerek tutanakların düzeltimesini istedi.

 

Kayıtlar imha edilir

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin sorularını da yanıtlayan Uğur, örtülü ödenekten yapılan ödemelere ilişkin kayıtların saklanmadığın ve 3-4 ay içinde imha edildiğini anlattı.

Bankalarla anlaşma gereği bu kayıtların da silindiğini ve bunların devlet sırrı olduğunu ifade etti.

Özese, Uğur'a “PKK'nin kuruluşunu anlatan, bir jandarma subayı tarafından 1994'te yazıldığı iddia edilen ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de adının geçtiği belgeyi Öcalan'a sordunuz mu” diye sordu. Uğur, böyle bir belgeden haberi olmadığını belirtti.

Öcalan'ın ifadesinin aslının nerede olduğuna ilişkin soru üzerine sanık avukatlarından Ahmet Çörtoğlu böyle soru sorulamayacağını söyleyerek tepki gösterdi.

Uğur, JİTEM ile ilgili soru üzerine “1989 yılında Jandarma İstihbarat Timleri” bir birkim kurulduğunu ifade etti.

 

Oğlum senarist

Uğur Sedat Sami Haşıloğlu, kurgu olduğunun anlaşıldığını belirterek “İmralı'ya  bordo berelilerin helikopterlerle devrik hükümet başkanını getirdiklerini anlatan” dokumanın ne olduğunu sordu. Uğur, “Oğlum senaristtir. Senaryosunu delil diye buruya koymuşlar. 26 yaşındadır, terörist değildir. Doğal olarak benim çalıştığım yerlerden etkilenmiş, çünkü benim oğlu” diye konuştu.

 

Neden gizli kayıt

Başkan Köksal Şengün ise Atilla Uğur'un Jandarma İstihabarat Başkanlığı'nda görüşme yapılan kişilerin neden gizli kayıtlarını yapılıdğını sordu. Uğur, yine hiyerarşi konusunun altını çizerek “Bana sorarsanız ahlaki olmadığeını düşünüyorum. Ama şimdi iyi ki yapmışız. Balbay'ın da, diğerlerinin de haberleri yoktu. Sigorta amaçlı yapıldı” diye konuştu.

 

Hiyerarşik sıra

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde yeniden söz olan Atilla Uğur,  savunması sırasında bazı konuların yanlış anlaşıldığına ilişkin kendisinde bir düşünce oluştuğunu belirterek açıklamalarda bulundu. Uğur, soruşturma sırasında Emekli Orgeneral Şener Erguygur'a sorgu hakiminin “Atilla Uğur'da yasadışı kayıtlar ve belger bulundu, bunlardan haberdar mıydınız” şeklinde soru yöneltildiğini kendisinin de avukatı olan Filiz Esen'den öğrendiğini ifade etti.

Şener Erguygur'un hakimin bu soru nedeniyle “Ben öyle emir vermediğim” dediğinin altını çizen Uğur “Görüşmeye gelen şahıslar geldikleri yerin bir istihbarat dairesi olduğunu biliyorlardı. Görüşmelerin mutlaka komuta kademesine iletilecğini biliyorlardı.” dedi. Başkan Şengün'ün “Ama not tutuyorsunuz zaten” demesi üzerine Uğur şöyle konuştu: “Askerlikte ek sağlama yapılır. Bazı şeyler kaçabilir. Görüşme yapılan yer  İstihbarat  Başkanı'nın makam odasıdır. Jandarma Genel Komutanlığı'nda bütün faaliyetler hiyerarşik sıraya göre yapılır. Ben İstihbarat Başkanlığı'na, o da Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanlığı'na bağlıydı, Her şey hiyerarşik sıra üzerinden arz edilir.”

 

Apo'nun sorgusu

Abdullah Öcalan'ın sorgusuna ilişkin konula da açıklık getirmek istediğini ifade eden Uğur “Ben, Öcalan'ı sorgulayan ekibin başındaydım. MİT ve Emniyet görevlileriyle sorguda beraberdik. Onlar daha sonra İmralı'dan ayrıldılar, ben kaldım. Sorularda Jandarma'nın etkisiz ve görevsiz bir sorgulama yapmış gibi bir hava oldu” dedi.

Köksal Şengün ise “Öyle bir soru sorulmadı” derken Uğur “Abdullah Öcalan'ın sorgusuna ilişkin başka soruları zaten devlet sırrı olduğu için cevaplamayacaktım” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler