Gılgamış
Gılgamış Destanı sadece kral Gılgamış’ın değil, önce rakibiyken daha sonra yakın dostu olacak Enkidu’nun da öyküsüdür. Zaten Gılgamış’ın ölümlülük gerçeğinden onulmaz bir acı duyarak ölümsüzlük arayışına girişmesi sevgili arkadaşının ölümüyle ilgilidir.
Hayvanlar ölümleri yaklaştığında bunu içgüdüsel (fiziksel vb.) sezinleseler de ; ölüme en uzak, en sağlıklı dönemlerinden (çoğu kez çocukluk döneminden) başlayarak öleceklerinin bilgisine (bilincine) sahip olan tek canlı türü insan olsa gerek…
Ölümsüzlük arayışı da büyük olasılıkla bu türün bu bilgiye sahip oluşuyla başlıyor olmalı. Bu konuda yine de bazı kuşkularım var doğrusu.
Ölüm (yok oluş) duygusunu güçlendiren bir etkenin bireycilik olduğunu düşünüyorum. Biricik olan ben nasıl yok olabilir?
İnsanın kendini bir toplulukla, doğayla, kendisi dışında bir başka şeyle özdeşleştirdiği bir anlayışta, ölme (büsbütün yok olma) duygusu daha az ürkütücü olsa gerek… Bununla birlikte, ölümsüzlük arayışının en eski zamanlarda başlamış olduğuna tanıklık eden yapıtlar var.
Bunların başlıcalarından biri Gılgamış Destanı’dır…
***
Elimdeki kitap dilimize İngilizce’den çevrilmiş.(Hürriyet yayını, 1973. çevirenler S.Kutlu, T.Duralı).
Destanı (herhalde Sümerce’den) İngilizceye çeviren N.K.Sandars son derece kapsamlı(kitabın yarısını oluşturan) bilimsel giriş yazısına , Gılgamış Destanının, Mezepotamya’daki Uruk kentinin ünlü kralı Gılgamış üzerine yazıldığını belirterek başlıyor.
Gılgamış öyküsünün türetilişinin tarihi M.Ö. 3000. Yani”Homeros’un destanından en az 1500 yıl önce”…
Yazıya dökülüşünün ise M.Ö. ikinci bin yılın ilk yüzyıllarında olduğu yine bu giriş yazısında belirtiliyor. Destanın günümüze ulaşmasının baş döndürücü karmaşıklıktaki öyküsüne burada giremeyiz. Meraklılar sözünü ettiğim yazıyı bulup okumalılar.
Beni burada özellikle ilgilendiren ise destanın kahramanı Gılgamış’ın , “-çok insanca bir ilgi olarak- ölümlülük sorunu üzerine eğilen, bilgiyi arayan ve ölümlü insanların alınyazısından kaçmak isteyen…. İlk insan kahraman değilse bile, hakkında bir şeyler bilinen ilk trajik kahraman “ olmasıdır…
Giriş yazısının yazarı gibi “trajik” sözünün altını ben de özellikle çizmek isterim… Çünkü bu arayışın sonuçsuzluğu, ölümlülük yazgısından kaçılamayacağı en baştan bellidir…
***
Gılgamış Destanı sadece kral Gılgamış’ın değil, önce rakibiyken daha sonra yakın dostu olacak Enkidu’nun da öyküsüdür.
Zaten Gılgamış’ın ölümlülük gerçeğinden onulmaz bir acı duyarak ölümsüzlük arayışına girişmesi sevgili arkadaşının ölümüyle ilgilidir. Onun bu ölüm üzerine yaktığı, gerçekten iç paralayıcı ağıt, destanın en etkileyici bölümlerinden biridir:
Dinleyin beni Uruk’un ermişleri
Arkadaşım Enkidu’nun uğruna döküyorum gözyaşlarımı
Yas tutan bir kadın gibi inliyorum
Kardeşim için ağlıyorum.
(….)
Uğursuz bir alınyazısı senden yoksun kıldı beni.
(…)
Nasıl bir şeydir acaba seni alıkoyan şu uyku
Karanlıklarda yitip gittin ve artık beni işitmez oldun.”
***
Destanda, ölümün kendisi kadar, biçimi, sevilen kişinin bedeninin (bu demektir ki kendi bedenimizin de!) uğrayacağı bozulma üzerinde de ısrarla durulmaktadır…
Örneğin, “Enkidu cisimden yoksun bir hayalet, hafif bir soluk gibi yeryüzüne çıkıyor ve başına neler geldiğini soran Gılgamış’a ‘Otur da ağla,’diyor, ‘dokununca içine neşe salan vücudum şimdi eski bir giysi gibi , börtü böceğe yem oldu.”
Arkadaşının ölümünden sonra yedi gün yedi gece ağlayıp sızlayan Gılgamış, onu ancak “vücuduna kurtlar üşüştükten” sonra toprağa vermek zorunda kalıyor…
Bu yapıldıktan sonra Gılgamış’ın, ülkedeki” bütün bakırcıları,kuyumcukları, taşçıları “çağırarak, onlara arkadaşının heykelinin yapılması buyruğunu vermesi , insanın ölümsüzlük arayışıyla ilgili ayrıca ilginç bir konu…
***
Atalarımızdan Gılgamış ölümsüzlük arayışında başarıya ulaşmamış da olsa, zihinlerde ve gönüllerde bu arayış sürecektir kuşkusuz…
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Çiçekçiyi yumrukla öldürmüştü: İstenen ceza belli oldu
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti