"Girişimcilik yeterli seviyede değil"

Müteşebbis Üniversiteliler Bilgi İletişim Topluluğunun (MÜNBİT), Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlediği ''7. Girişimcilik Kongresi''nde konuşan Ergün, hangi kaynaklara sahip olunursa olunsun, başarı seviyesini, girişimci ve lider kişilerin belirleyeceğini, bu kişilerin sayısının artmasıyla toplumda atıl duran kaynakların harekete geçmesi ve yeni fırsat alanlarının keşfedilmesinin mümkün olabileceğini söyledi.

Nihat Ergün, başarılı kişilerin, hayatta ilk başardıkları şeyin teori ile pratik arasında bir denge kurabilmek olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

''İyi girişimciler olabilmek için öncelikle iyi anladığımız, detaylarına, geçmişine ve geleceğine vakıf olduğumuz bir işin olması gerekiyor. Girişimcilik, iyi ve kaliteli yaptığımız bir işte akıllı projeler eşliğinde risk üstlenmek demektir. Birçok örneğini gördüğümüz bir iş yerinden bir tane de bizim açmamız girişimcilik açısından elbette bir değer taşır, ama asıl önemli olan yeni bir alana girmek, sınırları zorlamak, tanımları değiştirmek ve farklı olan bir şeyi denemektir. İnternet kafe açmak da bir girişimciliktir. Ama bizim bugün girişimcilikten anlamamız gereken esas şey, Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri oluşturabilmek, bu alanda yenilikler getirebilmektir. En az girişimcilik kadar üzerinde durmamız gereken bir diğer kavram da yenilikçilik olmalıdır.''
Girişimcilik konusunda yaşanılan sıkıntıların bu ülkenin en önemli sorunlarının başında geldiğini ifade eden Ergün, ekonomi, demokratikleşme, sosyal hayat, yargı alanı ve eğitim sisteminde yaşanılan sıkıntıların tamamının girişimcilik düzeyi üzerinde doğrudan belirleyici olduğunu söyledi.

Bakan Ergün, ''Bir ülkede girişimci yoksa, yer altında, yer üstünde ne kadar büyük zenginlikler olursa olsun, bunun bir değeri yoktur. Önemli olan müteşebbis insan var mı? Genç nüfusumuza rağmen ülkemizde girişimciliğin yeterli seviyede olmadığını söylemeliyiz. Türkiye'de her 100 yetişkinden şirket kuranların sayısı sadece 4,6'dır. Bu sayı, ABD'de 11.7, Güney Kore'de 15, Meksika'da ise yüzde 18.7'dir'' dedi.

Türkiye'de girişimciliğin istedikleri seviyede olmamasında birçok değişik faktörün rolünün bulunduğuna işaret eden Ergün, girişimciliğin, bir kültür meselesi olduğunu, ekonomik ve sosyal iklimin ortak bir sonucu olarak tezahür ettiğini söyledi. Ergün, istikrarlı bir şekilde büyümeyen ve her birkaç yılda bir kriz yaşanan ekonomik ortamda, insanların iş kurmaya iştah duymalarının çok da mümkün olmadığını vurguladı.

Risk ve cesaretin olmadığı eylemlerin getirisinin de son derece sınırlı kalacağını belirten Ergün, ''Bir insanın önündeki en büyük engel, dış çevreden değil, kendi içindeki korkulardan, ezberlerden, alışkanlıklardan kaynaklanır. Türkiye'nin sahip olduğu muazzam potansiyele rağmen 2002'ye kadar kendisinden beklenen atılımı yapamamış olmasının nedenini de burada aramak gerekir. Türkiye, 2002'den itibaren yıllardır tutunduğu ön yargılarını aşmış, korkularını yenmiş, kabuğunu kırmıştır'' diye konuştu.

''Bu ülkenin en büyük kaynağı müteşebbislerimizdir''

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Türkiye gibi ülkelerin, petrol, doğalgaz veya değerli maden satarak zenginleşme ihtimalinin olmadığını, zenginleşmek için dünya standartlarında üretim yapan, istihdam oluşturan ve ihracat yapan bir özel sektöre ihtiyaç bulunduğunu ifade ederek, ''Bu gerçekleri bildiğimiz için 'Bu ülkenin en büyük kaynağı müteşebbislerimizdir' diyoruz ve bu ülke için taş üstüne taş koyan herkesi, başımızın üstünde kabul ediyoruz. Artık ülkemizde girişimciliğe yönelik daha iyimser ve olumlu bir bakış yaşandığını söyleyebiliriz'' dedi.

Türkiye'nin en büyük kaynağının genç, büyük ve dinamik nüfusu olduğunu, ülke nüfusunun bugün yarıdan fazlasının 30 yaşın altında bulunduğunu, bunun önemli bir potansiyel taşıdığını kaydeden Ergün, vaktiyle bunu yük olarak görenler bulunduğunu söyledi. Ergün, ''Bunları bir problem olarak görürseniz başka bir dünyada yaşarsınız, bunları bir fırsat olarak görürseniz başka bir dünyada yaşarsınız. Bu bir fırsattır'' ifadesini kullandı.
Almanya'da bugün, yılda 70 binden fazla şirketin, mirasçısı bulunmadığı için kapandığını veya satıldığını belirten Ergün, ''Türkiye'nin, genç nüfusunu zenginlik olarak görmesi, hatta bunu sürdürülebilir bir şekilde devam ettirmesi lazım. Bazen Başbakanımız söylüyor, 'Herkesin 3 tane çocuğu olsun, bu sürdürülebilir bir nüfus, iyi bir gelecek için son derece önemlidir' diyor. Buna kızanlar oluyor, ama gerçekten de doğru bir şey... Makul bir düzeyde nüfus artışının olması, sürdürülebilir bir yapı için önemli, gerçek bir tespittir. Nüfus artış hızını kaybeden bir toplumun da tekrar geriye dönmesi mümkün değildir'' şeklinde konuştu.
Genç ve dinamik bir nüfusun girişimcilik potansiyeli açısından, Türkiye gibi ülkelerin zengin olabilmesi açısından son derece önemli bir kaynak olduğunu vurgulayan Ergün, ''Bu kaynağı kurutmaya kimsenin hakkı yoktur. En önemli zenginlik kaynağımızı kurutmayalım. Bizim zenginlik kaynağımız kendi insanımızdır, insanlığımızın çalışkanlığıdır, dinamizmidir, ne kadar girişimci olduğudur'' dedi.