Hakim'den Arslan'a: Yat uyu o zaman
Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasında Alparslan Arslan taşkınlık çıkardı.
Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının 139'uncu duruşması başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 19 sanık katıldı. Duruşmada, tutuksuz yargılanan Süleyman Esen, Ferit İlsever ve gazeteci Güler Kömürcü Öztürk de hazır bulundu. Tutuklu sanıklar Hayrettin Ertekin, Ergün Poyraz, Doğu Perinçek, Nusret Senem ve Hikmet Çiçek ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada savunmasını yapan Süleyman Esen, Ankara 11. Ağır ceza Mahkemesi'nde yaptığı savunmaları ve dilekçelerine katıldığını belirterek, daha önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyledi.
Esen, ''Alparslan Arslan'ın yalan beyan ve iftiralarından dolayı dosyaya dahil edildim. Alparslan Arslan'a bomba vermedim. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesinin bombalanması olayından bilgim yok. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve hukuka bağlı bir kişiyim. Bugüne kadar hiçbir yasadışı faaliyetim olmadığı gibi, hiçbir dernek ve oluşuma da üye değilim. Alparslan Arslan, iftira etmiş ve yalan söylemiştir. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada bana iftira ettiğini söylemişti'' dedi.
Arslan'dan tepki
Bu sırada Alparslan Arslan, ''Benim öyle bir beyanım yok. Allah'tan korkmuyor musun? Allah'ın huzurunda böyle konuşmaya utanmıyor musun?'' diye bağırdı.
Jandarmalar, Arslan'ın ağzını kapatmak istedi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise Arslan'ın ağzının kapatılmamasını isteyerek, ''Alparslan, önce bir dinle, savunması bittiğinde sana sıra gelince konuşursun'' şeklinde Arslan'ı uyardı.
Alparslan Arslan ise ''Bu tür insanları dinlemeye gücüm yok. Hastayım. Terbiyesizsiniz. Ne istiyorsun benden? Ölüm Allah'ın emri'' diye bağırarak konuştu.
Bu sırada Başkan Şengün, Arslan'a dinlemesi ve bağırmaması konusunda tekrar uyardı.
Arslan da duracak durumu olmadığını, hasta olduğunu ifade ederek, ''Allah hesap soracak size. Utanmıyor musunuz, yalancılar'' şeklinde bağırmaya devam etti.
Şengün'ün söyleyecek başka bir şeyi olup olmadığını sorduğu Süleyman Esen de ekleyecek başka bir şeyi olmadığını belirterek, ''Suçsuzum. Mahkemeden beraatımı talep ediyorum. Olaylarla hiçbir şekilde ilgim ve alakam yok'' diye konuştu.
Başkan Şengün de Esen'in daha önce alınan ifadelerini okudu.
Bu sırada Arslan'ın tekrar durumunun iyi olmadığını söylemesi üzerine Şengün, Arslan'ı dinlemesi konusunda tekrar uyardı. Arslan'ın bağırarak konuşması üzerine Şengün, ''Dinleme o zaman, uzan oraya, uyu'' dedi. Alparslan Arslan ise ''Hepinizi keserim'' diyerek küfür etti.
"JİTEM'ci yakınları var''
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada çapraz sorgusu yapılan Esen'e, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Alparslan Arslan'ın ''Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları Süleyman Esen'den aldım, evinde teslim etti. Polis, astsubay, JİTEM'ci yakınları var'' şeklindeki beyanları olduğunu hatırlattı.
Süleyman Esen de bomba konusunun iftira ve yalan olduğunu, JİTEM'ci, korucu bir akrabasının bulunmadığını, babasının emekli polis memuru, eniştesinin de emekli astsubay olduğunu kaydetti.
Savcı Pekgüzel'in ''Alparslan Arslan üç bomba karşılığında size 1,5 milyar verdiğini ifade etti'' demesi üzerine Esen, ''Ben Alparslan Arslan'a bomba vermedim. Alparslan Arslan'dan hayatımda hiç para almışlığım yoktur'' dedi.
Pekgüzel'in, Arslan'ın bombaları Esen'den aldığına ilişkin ifadelerini tekrarlaması üzerine Esen, ''Ben Alparslan Arslan'a bomba vermedim'' sözlerini yineledi.
Savcı Pekgüzel'in, Arslan ile aynı eylemde bulunup bulunmadıklarını sorduğu Esen, Arslan ile Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde aynı sınıfta okuduklarını anlatarak, ''Eylem değil de okulda hepimiz milliyetçi görüşe sahip insanlardık. Bir kavga olayında gözaltına alınmıştım. Arslan da alınmış olabilir'' diye konuştu.
''Sabaha kadar kağıt oynardık''
Esen, Alparslan Arslan ile telefon görüşmeleri konusunda da Arslan ile öğrencilik dönemlerinde 1994-1998 yıllarında Üsküdar'da vakıflara ait olan Ülkü Ocaklarının işlettiği çay bahçesinde tanıştıklarını ifade ederek, ''Öğrenci olduğumuz için çay ücretsizdi, oturuyorduk, konuşuyorduk. Mezun olduktan sonra Alparslan Arslan zaman zaman beni arardı. Avukatlık bilgisinin yeterli olmadığını söylerdi. Ben icra konusunda iyi bir avukat olmak istediğim için çok okuyordum. Kendisine bir icra davası geldiğinde açıp dilekçeyi nasıl yazacağını sorardı. Zaman zaman da evde buluşur, yemek yerdik, film seyrederdik, sabahlara kadar kağıt oynardık'' şeklinde konuştu.
Süleyman Esen, tutuksuz yargılanan Salih Kurter'i de Danıştaya saldırıdan yaklaşık 1-1,5 yıl önce Gültepe'de caminin yakınındaki çay ocağında tanıdığını anlattı.
Çapraz sorgu sırasında Alparslan Arslan'ın, hakaret ederek taşkınlık yapması üzerine Başkan Şengün, Arslan'ı salondan çıkarttırdı.
Esen, Pekgüzel'in sorusu üzerine, Arslan ile tutuksuz sanık Salih Kurter'in evine gidip geldiğini belirterek, ''Salih amcaya gittim' diyordum. Alparslan da gelmek istedi, bir gün götürüp tanıştırdım'' dedi.
Pekgüzel'in ''Danıştay, Cumhuriyet eylemleri Salih Kurter'in evinde konuşuldu mu?'' sorusunu ''Hayır'' diye yanıtlayan Esen, ''Salih Kurter büyücü, muskacı değildi'' diye konuştu.
Savcı Pekgüzel'in ''Alparslan Arslan ile Cumhuriyet gazetesine birinci bombanın atıldığı 5 Mayıstan bir gün önce birçok kez telefonla görüşmüşsünüz'' dediği Esen, ''Arslan, değişik zamanlarda genellikle avukatlıkla ilgili bilgi sormak için arardı'' dedi.
Pekgüzel, Osman Yıldırım'ı tanımadığını söyleyen Esen'e, 4 Mayıs, 8 Mayıs, 9 mayıs 2006 tarihlerinde birçok kez Yıldırım ile görüşmelerinin olduğunu hatırlattı.
Esen de ''Osman Yıldırım ile hayatımda hiç telefonla görüşmedim. Alparslan Arslan zaman zaman telefonumu alırdı'' diye yanıt verdi.
Pekgüzel'in bu telefon görüşmelerinin gece çok geç saatlerde yapıldığını belirtmesi üzerine Esen, Arslan ile sabaha kadar kağıt oynadıkları zamanlar olduğunu, bu dönenlerde Arslan'ın Yıldırım'ı kendi telefonundan aramış olabileceğini anlattı.
Pekgüzel'in, Arslan'ın Ankara'ya gitmeden bir gün önce kendisiyle telefon görüşmeleri olduğunu hatırlatması üzerine Esen, ''Buluşacaktık, geliyorum, geliyor musun gibi bir görüşme'' dedi.
Esen, 14 Mayıs 2006'da pazar günü Alparslan Arslan ile görüştüğünde hasta bir hali olduğunu, memlekete gitmek için uçak bileti alacağını söylediğini kaydetti.
Savcının Ankara'ya hareket etmeden önce ve Ankara'da da Arslan ile telefon görüşmeleri olduğunu söylediği Esen, Arslan ile ilişkisinin arkadaşlık boyutunda olduğunu, avukatlık konusunda görüşmeleri bulunduğunu, bunların dışında Arslan ile bir görüşmesinin olmadığını vurguladı.
Savcının, Arslan'ın Danıştayda keşif yapmaya gittiği 16 Mayıs günü de görüşmesinin bulunduğunu anımsatması üzerine Esen, ''Ben memleketinde biliyordum'' dedi.
Duruşma 25 Mart'a ertelendi
Birinci ''Ergenekon'' davasının bir sonraki duruşması 25 Mart Perşembe günü yapılacak.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz sanık Süleyman Esen'in çapraz sorgusuna devam edildi.
Savcıların sorularının ardından tutuklu sanıklar Kemal Kerinçsiz ve Zekeriya Öztürk'ün sorularını yanıtlayan Esen, ''Alparslan Arslan'a bomba vermediği'' şeklindeki beyanlarını tekrarladı. Tutuklu sanık Osman Yıldırım da Süleyman Esen'i tanımadığını ve telefonla hiç konuşmadığını dile getirdi.
Bu arada, duruşmada yaptığı taşkınlıklar nedeniyle salondan çıkarılan Alparslan Arslan'ın, tekrar içeriye alındığında ağzında maske olduğu görüldü. Yanındaki askerlere tükürmeye çalıştığı gözlenen Arslan, bir ara oturduğu sıradan kalkarak yere yattı. Askerler tarafından yerine oturtulan Arslan, bağırmaya çalıştı ancak maske nedeniyle ne dediği anlaşılmadı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Arslan'a, ''Bağırdın, çağırdın ama bir kısmını dinledin. Esen'e soracak sorun var mı?'' dedi. Bu sırada ağzındaki maske çıkartılan Arslan, sorusu olmadığını belirterek hasta olduğunu söyledi.
Alparslan Arslan'ın, ''Hasta olduğum için duruşmalara getirilmesem olur mu?'' şeklindeki talebi üzerine Şengün, ''Senin konuşmana ihtiyacımız var. Onun için seni getireceğiz'' dedi.
Arslan da ''Hastayım. Bana sorarsanız cezamı verin. Hasta olduğum için duruşmalara getirmeyin'' diye konuştu.
Eymür'ün ifade için MİT'ten izin alınmamış
Duruşmada, Süleyman Esen'in çapraz sorgusuna ara veren Başkan Şengün, ara kararlar doğrultusunda dosyaya gelen evrakı okudu.
Buna göre, mahkemenin resen yaptığı başvuru üzerine, Yargıtay krokisindeki yazılar ile sanıklardan Nusret Senem'in el yazısının karşılaştırılmasına ilişkin Adli Tıp Kurumu Başkanlığına yazılan yazıya cevap verildi. Yazıda, krokinin dijital ortamda gönderildiği belirtilerek, dijital veriler ile normal yazı arasında karşılaştırma yapılamayacağı belirtildi.
Yine tutuklu sanık İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in avukatlarının, eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün dosyada bulunan tanık ifadesi için izin alınıp alınmadığının sorulmasına ilişkin talebine de MİT Müsteşarlığından cevap verildi. MİT'in yazısında, teşkilatın eski mensubu olan Eymür'ün tanık olarak ifadesinin alınması için kurumlarından herhangi bir izin alınmadığı ve böyle bir talepte bulunulmadığı kaydedildi.
Tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün, TBMM Başkanlığının, terör eylemlerinin konuşulduğu 17 Mart ve 17 Temmuz 1987 tarihli, 77 ve 123 nolu kapalı oturum tutanaklarının birer örneğinin istenmesine ilişkin talebine de cevap verildi. TBMM'den gelen yazıda, kapalı oturumla ilgili tutanakların yayınlanması yönündeki sürecin henüz başlamadığı bildirildi.
Başkan Şengün, gelen evrakı okuduktan sonra duruşmayı 25 Mart Perşembe gününe erteledi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- ‘Bir an önce ilan etmelerini bekliyoruz’