Hamit Hayran Usta, 'yumurtanın üzerindeki sanat'

Bir tavuk yumurtasının üzerine 8 bin 708 delik delip sanat eseri yapan Hamit Hayran, 11 bin delikle kompozisyon yaratıp kendi rekorunu kırarak Guiness Rekorlar Kitabı’na girmeye hazırlanıyor.

Yayınlanma: 19.07.2021 - 04:00
Hamit Hayran Usta, 'yumurtanın üzerindeki sanat'
Abone Ol google-news

Yumurtayı yemek dışında ne yapabiliriz? Onu bir sanat objesi haline getiren zanaatkâr var karşımızda: Hem de engelli haftası ve bayramda, yetiştirmeye çalıştığı işler arasında sorularımıza yanıt veren Hamit Hayran Usta, engelleri avantaja çeviren ve bardağa dolu tarafından bakanlardan, üstelik de Türkiye’nin ilk yumurta sanatı zanaatkârı.

- Unutulmaya yüz tutmuş Yumurta Oyma Sanatı zanaatkârı Hamit Hayran, kimdir siz anlatın. 

1956 Kırşehir doğumluyum. Babamın işinden dolayı 1958’de yemyeşil Mogan ve Eymir göllerinin olduğu; hanları, hamamları, testi ocakları, kiremit fabrikaları ile ünlü Ankara Gölbaşı’nda yaşadık. Hayatımı değiştiren kaza sonrası 1990 yılından beri ekmeğimi çıkardığım atölyemdeyim. Kimseden destek almadan yumurta oyma sanatına başladım, 1992’de Gölbaşı Halk Eğitim Merkezi’nde karma el sanatları öğretmenliği yaptım. 16.yy Osmanlı sanatının unutulmuş işini gün yüzüne çıkaran kişiyim. 2013’de “Yetenek Sizsiniz” programına katılınca ismim duyuldu. Dünya Yumurta Sanatı Derneği’ne üyeyim. 30 ülke sanatçısı içerisinde, Dünya Yumurta Sanatı Ansiklopedisi’ne kayıtlı ilk Türk zanaatkârıyım. Ayrıca 2018 yılında bir tavuk yumurtasının üzerine 8 bin 708 delik delerek Türkiye Cumhuriyeti adına birincilik aldım. 2020 yılının Ocak ayında ise 11 bin 827 delik açarak yaratılan kompozisyon ile kendi rekorumu kırıp Dünya Guinness Rekor Kitabı’na girebilmek için bitirdim.  

- Gazi Üniversitesi’nde 1988’de teknisyen olarak çalışırken geçirdiğiniz bir kazayla engelli durumuna düşüyor ama 1992 yılında ayağa kalkıp ortopedik engelli olarak yaşama tutunuyorsunuz, nasıl atlattınız?

Önümde iki seçenek vardı ya yok olmayı, ya savaşıp başarmayı seçecektim. Doğru yolu seçmişim ki şimdi unutulmaya yüz tutan bir sanatın, zanaatkârı olarak önemseniyorum. Hayattan vazgeçecek kadar lüksümüz yok!

- Kazadan sonra bir gün yumurta soyarken bunu ne şekilde değerlendirebilirim düşüncesi ile başlıyorsunuz? 

Kendi kendime öğrendim, doğayı çizdim önce; kırlangıçlar. Şimdilerde Atatürk, Mevlana, Peygamber efendimiz, Hz. Ali ve güzel insanların hayallerini yumurtanın üstüne nakşediyorum. 3 boyutlu olarak manayı yani kompozisyonu aktarmak gerekiyor. Bazen ışıklı, bazen sade, bazen boyalı, çift taraflı, bazen tek.

- İşlem ne şekilde olur?

Önce yumurtanın alt kısmından bir delik açılır ve şırınga ile içi boşaltılır, cımbız yardımı ile zarı çıkartılır. Önemli olan yedi aşamada oluşan deliklerdir ve o adeta yağmur damlası gibi zemin üzerinde anlam yani mana oluşturmaktır. Bizi Avrupa’daki çalışmalardan ayıran en önemli fark budur. 35 bin devir ile çalışan mikro motor denilen alet ile uygulama yapılır. Bu diş laboratuvarlarında kullanılandır. Aslı 450 bin devirli hava ile çalışan olmalıdır. İşlem yapılırken kullandığım uçlar diş hekimleri ve laboratuvarlarının kullandığı freze uçlardır.

- Hepsi ayrı bir sabır işi; hassas olmak gerekli; biraz fazla avucunuzda tutsanız kırılabilir.

İşte mesele o zaten; hayata bir edep ve terbiye ile bakarsanız, var olana saygınız, hürmetiniz yansır. Ben baba mesleği ağaç işlemeciliği, oymacılığından çok şey öğrendim ama öncelikle sabrı. Hayatta her şeyin bir görevi vardır. Yapılan eserde kesme, delik delme ve boyama işlemlerini yumurtanın üstüne uygulayarak hayalleri gerçekleştirmiş olursunuz. Yumurta sanatı çok kırılgan, geri dönüşümü olmayan, huzur veren bir sabır sanatıdır.   

- Türkiye dışında, Avrupa, Amerika, Asya ve Uzakdoğu’da tanınıyorsunuz, 300’e yakın öğrenciniz var, yumurta sanatının bir zanaatkâr olarak duruşu nedir?

Kişinin önce akıl, güven ve aşk ile yola çıkması lazım. İşin özü sabır, biz toplum olarak çürüyoruz, kimsenin önce kendisine saygısı yok; herkes bir diğerini ötekileştirmek ile meşgul. Oysa her dünyaya gelmiş canlı kâinatın özü ve zenginliğidir.  Zanaatkâr, diyor ki: El ile çalışan işçidir, el ve akıl ile çalışan ustadır, el, akıl ve ruhen çalışan zanaatkârdır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler