Hani benim haklarım?
Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. Ama açlıktan, önlenebilir hastalıklardan ölen, evlendirilen, istismara uğrayan, çalıştırılan, suça itilen çocukların bundan haberi yok!
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi”, Türkiye’de 27 Ocak 1995’te yürürlüğe girdi. Ancak geçen 23 yıllık sürede tüm çocukların ayrımsız, eşit ve adil bir biçimde haklarını kullanması sağlanamadı. “Çocuğun cinsel istismarı suçu’’ davalarındaki mahkûmiyet oranı 2010’da yüzde 39.2 iken, 2017’de bu oran yüzde 62.2’yı çıktı.
Avukat Seda Akço, bu artış ile ilgili şu yorumu yaptı: “2010 ile 2017 arasında açılan davalardaki suç sayısı değişmemiş. Buna karşın mahkûmiyet oranı artmış. Bu sırada çokça dile getirilen cezasızlık artıyor iddiasının aksini gösteriyor bu sayı. Artış genelde değil, cinsel suçlarda ve özellikle de çocuğa yönelik cinsel istismar suçlarında. Neden bu artış meydana geldi, sorusunun cevabını bilmiyoruz. Çünkü böyle veri toplamıyoruz. Öte yandan geri alan yüzde 38’e ne oluyor? Neden bu davalar açıldığı halde mahkumiyet ile sonuçlanmamış? Muhtemelen yeterli delil olmadan dava açılmış. İşte bu davalar cezasızlık konusundaki algının oluşmasına neden olan davalar. Ama bunlar aynı zamanda adil yargılama açısından da sorun olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak ben bu sayılara bakarak diyorum ki; biz cezanın miktarı ile değil, delil toplama sistemimiz ile ilgilenmeliyiz.’’
İhlal edilen hakları
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nce “Çocuk Hakları Günü’’ nedeniyle yapılan açıklamada, çocukların ihlal edilen hakları şöyle sıralandı:
-“Ülke sınırları içerisinde çocuğa yönelecek her türlü istismar ve şiddet eylemlerini engellemeye yönelik önleyici mekanizmaları oluşturamadığından, çocuğun cinsel istismardan korunma hakkı ihlal edilmiştir.
-Leyla, Eylül ve daha niceleri en yakınları tarafından istismar edilip öldürüldü. Sözleşmenin kendisine vermiş olduğu yükümlülük yerine getirilmeyerek, çocuğun şiddetten korunma ve yaşama hakkı ihlal edilmiştir.
-Engelli, mülteci, mahpus, azınlık gibi dezavantajlı çocuk gruplarının eğitimlerinin sağlanması için gerekli düzenlemeler yeterli ölçüde sağlanmadığından çocukların eğitime erişim hakkı ihlal edilmiştir.
-Yargılama aşamasındaki çocukların yeterli araştırma ve delil tespiti sağlanmaksızın tutuklanmaları artmıştır. Bu nedenle çocukların özgürlüklerinin kısıtlanmasının en son çare olması ilkesi ihlal edilmiştir.
-Çocuğun ekonomik sömürüden korunma hakkı ihlal edilmiştir.
-Günümüzde artık ‘çocuk gelin’ teriminin ortadan kalkması gerekirken, Avrupa’da erken yaşta çocuk evliliklerinde Türkiye ilk sıradadır. Bu sebeple çocuğun gelişme, dinlenme ve oyun hakkı ihlal edilmiştir.’’
Mahpus çocukların dünyası Özgürlüğünden yoksun bırakılmış çocukların kendilerini ifade etmesini sağlamak ve çocuk adalet sistemindeki ihlalleri gündeme getirmek amacıyla İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatlar ve Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği üyelerinin cezaevinde bulunan çocuklarla gerçekleştirdiği eserlerden oluşan sergi bugün açılıyor. Resimler, İstanbul Barosu’nda 15 gün boyunca görülebilecek. Resim çalışmasına, Maltepe 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve İstanbul Çocuk Eğitim Evi kurumlarında bulunan 320 çocuk katıldı. |
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Emekliye iyi haber yok!