Hareket var, kâr yok

Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut yıllardan beri Antalya ve İstanbul’a odaklı Türk turizminin 2008’de tüm destinasyonlara yayılmasının çok önemli bir gelişme olduğunu vurgulayarak “Hem mevsimsel olarak hem de kayak hariç her türlü turizm faaliyetinin yapılabilirliği açısından bu bayram iç turizm için son yılların en hareketli bayramı oldu. Bayram sayesinde Türk turizmi sezon için çok iyi bir final yapacak ” dedi.

Hareket var, kâr yok
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.10.2008 - 07:12

Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut yıllardan beri Antalya ve İstanbul’a odaklı Türk turizminin 2008 ile birlikte tüm destinasyonlara yayıldığını ve bu durumun hem ülke hem de sektör açısından çok önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.

Turizm sektöründeki güncel gelişmeleri değerlendiren Ahmet Barut, “Hem mevsimsel olarak hem de kayak hariç her türlü turizm faaliyetinin yapılabilirliği açısından bu Ramazan Bayramı iç turizm için son yılların en hareketli bayramı oldu.
Bayram sayesinde Türk turizmi sezon için çok iyi bir final yapacak ” dedi. Barut tüm bu olumlu gelişmelere karşın, turizm sektörünün artan maliyetlerin yanı sıra düşük kur kıskacından kurtarılamadığından yakınarak, “yüksek talep artışı maalesef işletmelerin karlılığına yansımıyor” görüşünü savundu.



"Turist sayısı Türkiye nüfusunun neredeyse yarısına yaklaştı"

2008 sonunda turizm sektöründeki büyümeyi yüzde 15 oranında beklediklerini ve Türkiye’ye gelen turist sayısının da 27 milyona ulaşacağını öngördüklerini belirten TÜROFED Başkanı Barut “İlk sekiz aya baktığımızda yüzde 15 büyüme görülüyor. Dokuzuncu ayda da bu büyümenin devam ettiğini düşünüyorum. Hedefimiz, 2008 yılını yüzde 15 oranında bir büyümeyle kapatmaktı, sanırım bu beklentimiz de gerçekleşecek. Bayramda artan talebi ve hareketi de göz önünde bulundurursak, bu çerçevede iyi bir artışla sezonu kapatmış olacağız. Türkiye’ye gelen turist sayısı nerdeyse Türkiye’nin nüfusunun yarısına yakın bir rakama yaklaştı. Türkiye’nin turizmde hem elde edilen gelir hem de ülkeye gelen turist sayısı yönüyle dünyanın en büyük 10 ülkesi arasında girmesini çok önemli bir aşama olarak görüyoruz” diye
konuştu.
 

"Turizm tüm ülkeye yayılıyor"

Barut, yakın zamana kadar turizmin yükünü Antalya ve İstanbul’un taşıdığını ve büyümenin bu iki merkeze dayalı olarak ortaya çıktığını, diğer turizm bölgelerinin gelir ve turist sayısı açısından kayıp verdiğini vurgulayarak, “Bu yıl farklı olarak, tüm turistik destinasyonlarımızda artış olduğunu görüyoruz. Bu yılın en dikkat çekici konusu ve en büyük artısı, Bodrum’da, Kapadokya’da, İzmir’de, Antalya’da, İstanbul’da, Kuşadası’nda, Muğla’da diğer turizm merkezlerimizin tümünde talep artışı olmasıdır. Böylece turizm, birçok açıdan çeşitleniyor ve tüm Türkiye coğrafyasına yayılıyor” dedi.



"Kur kıskacından kurtulmamız gerek"


Ahmet Barut, turizmde yıl sonu gelir hedefinin 20 milyar dolar olarak beklendiğini belirterek turizmdeki gelişmeyi ve talep artışını her yönüyle “süper” olarak nitelerken, bu gelişmenin işletmelerinin karlılığı açısından olumlu sonuçlar üretmediğinden yakındı. Barut’un “Yüksek talepten çok memnunuz, ancak bu olumlu gelişme maalesef işletmeler bazında karlılığa yansımıyor. Turizm sektörünün gelirinin yüzde 95’i döviz, giderinin de yüzde 99’u Türk Lirası olduğundan maliyetleri kontrol etmek ve karlılığa geçmek çok güç"

Geçen beş yılda enflasyonun yüzde 50’lerin üzerinde gerçekleştiğini, kurların ise aşağı doğru indiğini söyleyen Barut, kurlara müdahale konusundan umutlarını kestiklerini belirterek, “Kurlar böyleyken tesisleri ne kadar iyi yönetirseniz yönetin kur kıskacından kurtulamadıkça karlılık mümkün değil. Kurlar çıkarken müdahale oluyor da inerken neden olmuyor. Kurlar aynı tansiyon gibi yükseği de düşüğü kötü. Kurlar için mutlaka özel bir bakış açısı gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. Barut, “Kişi olarak ağlamayı seven biri değilim. Rakiplerimizle aynı şartlarda rekabet etmemizi sağlayacak koşullar sağlansın daha fazla bir şey istemiyoruz. Futbol nasıl UEFA kurlarıyla uygulanıyorsa, bize de AB ile aynı oyun kurallarıyla oyun oynama fırsatı verilsin“ diye konuştu.


"Ramazan 10 yıl boyunca aktif sezona denk gelecek"

Tatil dönemine rastlayan bu yılki Ramazan’ın iç turizm yönünden beklentilerin çok altında gerçekleştiğini kaydeden Ahmet Barut, bayramda ise beklentilerin üstünde bir taleple karşılaştıklarını ifade ederek şunları söyledi: “Ramazan’da düşen, bayramda ise beklentinin üstünde yükselen talep artışına bakarak, ilerdeki senelerde iç turizm beklentilerini farklılaştırmalıyız. Çünkü gelecek 5-10 yıl boyunca Ramazan ayı aktif turizm sezonuna gelecek. 3- 5 yıl içinde Kurban Bayramı da yüksek sezonun rotasına girecek. Turizmciler Ramazan’da iç turizmin zayıf kalacağını hesaplayarak dış turizme odaklanmalılar diye düşünüyorum”.


"KDV indirimini hissedemedik bile"

Elektrik başta olmak üzere enerji maliyetlerinin ve bu alandaki vergilerin yüksekliğinden yakınan Ahmet Barut, ücretler üzerindeki vergi yükünün, AB ülkelerinde yüzde 20’lerdeyken, Türkiye’de yüzde 45 olduğuna değinerek, “Ücretlerle ilgili vergi yükünün bu sene sonunda en az 5 puan düşmesini bekliyoruz. Zaten hükümet de bu konuda söz verdi” dedi. Ahmet Barut konuşmasına şöyle devam etti: “KDV, uzun yıllardır  verdiğimiz mücadeleden sonra yüzde 10 oranında düştü, bundan memnunuz. KDV’nin düşüşünden sonra 2008 kar rakamları için beklentimiz yüksekti, ancak KDV’nin düşüşünü kar bazında hissetmiyoruz. Maliyetlerin çok yüksek olması yüzünden, KDV indirimini hissetmedik bile”. Barut, 1-2 yıllık olumsuz sonuçların işletmeler açısından hazmedilebilir olduğunu, ancak durum uzun vadeli olarak böyle seyrederse, sektörde sıkıntıların daha da artacağını belirterek, “İşletme bazında el değiştirmeler olabilir. Turizme yapılan yatırımların büyüklüğü dikkat alınınca, alternatifi olan yatırımcıların zaten başka sektörlere kaydığını görüyoruz” yorumunu yaptı.



"Kişi başı gelir 10 bin Euro olursa iç turizm patlar"

Turizm sektörü açısından iç turizmin de çok önemli olduğunu vurgulayan TÜROFED Başkanı Barut “İç turizme yeterince önem vermediğimiz doğru değil. Biz de kişi başı gelir 20 bin doların üzerinde olan İspanya gibi iç turizmde önemli bir potansiyel yaratmak istiyoruz. Kişi başı gelir 10 bin Euro olduğu gün Türkiye’de de yılda 20 milyon kişi tatil yapabilir hale gelir. Tatil yapmak sonuçta gelir düzeyi ile ilgili bir konu. Kişi başı gelirin 5-6 bin dolar olduğu bir ülkede doğal olarak tatil yapanların sayısı da sınırlı kalıyor. Kişi başı gelirdeki her 1.000 dolarlık artış en az 1 milyon kişinin tatil yapabilir hale gelmesini sağlar” değerlendirmesinde bulundu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler