Has, öz ve gerçek bir sanatçı

Sanatı "insanın bilinmeyene doğru çıktığı bir serüven" olarak tanımlayan Koman’ın 16 yapıtı Arte İstanbul’da 31 Aralık gününe kadar görülebilecek. Sergide daha önce Türkiye’de sergilenmeyen bronz dökümler de yer alacak.

Has, öz ve gerçek bir sanatçı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.11.2010 - 17:34

Türkiyenin ilk heykel galerisi olan Arte İstanbul Sanat Galerisi, İlhan Komanın eserlerine ev sahipliği yapıyor. İlhan Koman Arte İstanbulda başlıklı heykel sergisi, İlhan Koman Vakfı Başkanı ve sanatçının oğlu Ahmet Koman ve Arte İstanbul Sanat Galerisi işbirliğiyle yarın açılıyor.

31 Aralık tarihine kadar görülebilecek serginin heykeltıraşın son dönemdeki sergilerinin devamı niteliğinde olduğunu anlatan Ahmet Koman, Daha önceki mekânlarda hep kısa kısa ve parça parça sergilenebildi eserler. Artede sergilenecek olan yaklaşık 16 eserin hepsi, İlhan Koman Vakfının elinde olan parçalar. Daha önce Mimar Sinan Üniversitesinde ve Tophane-i Amirede sergilenmeyen bronz dökümler de bu sergide yer alacakdiyor.

1921’de Edirnede doğan İlhan Koman, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisini Rudolf Bellingin öğrencisi olarak 1945te bitirdi. Fransada Academie Julian ve lEcole du Louvreda çalışmalar yaptıktan sonra ilk sergisini Pariste açtı. 1958’e kadar İGSAda öğretim üyeliği yaptıktan sonra İsveçe yerleşti.

1967’de Stockholm Uygulamalı Sanatlar Yüksekokuluna öğretim üyesi olarak kabul edildi. Bu dönemde geometrik türevler ve yel değirmenleri gibi bilimsel buluşları tescillendi. Anıtkabirin büyük rölyeflerinden doğu kanadını gerçekleştiren Koman, pek çok yarışmada ödüle değer görüldü.

Yaşamının son 20 yılını ailesiyle birlikte yaşadığı ve atölye olarak kullandığı Hulda adlı teknesinde geçiren Koman, 1986da 65 yaşındayken Stockholmde hayata veda etti.

Koman, sanata ilişkin görüşünü şöyle özetlemişti:

Bir nesnenin sanat olması için, has, öz, gerçek olması gerekir. Sanatta tek ölçü budur. Sanatın kopya, özenti, taklit olmayan, kendi kendine bir olay olması gerekir. Bu, küçük veya büyük de olur, obje de eşya da olur, figüratif veya non-figüratif de olur. Bütün sorun tek ve gerçek olmasıdır... Bir de Racinein sanatı tarifi vardır: Sanat, hiçbir şeyden bir şey yapmaktır. Ben bazen çalışmamdan memnun olmayınca, kendi kendime küfür ve alayla Racinein lafını tersyüz edip, şimdi bir şeyden hiçbir şey yaptın be mübarek adam, derim. Aslında sanat, bence insanın bilinmeyene doğru çıktığı bir serüvendir. Sanatçı, devamlı kendisini yenileyebilmelidir.

‘Hulda’yı 10 bin kişi gezdi

Sanat ve bilimle yüklü bir geminin içindeyiz, inanması zor ama bundan 105 yıl önce, ilk yolculuğuna çıktığında bu gemi, basit ve sıradan bir yük gemisiymiş... 20 yıl boyunca içinde yaşayan insana bakarak, ona yavaş yavaş sokularak, onunla biçim değiştiren bir gemi bu. Heykel sanatçısı İlhan Komanın (1921-86) evi ve atölyesi Hulda”, İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı ile Beyoğlu Belediyesinin desteğiyle gerçekleştirilen Hulda Festivali kapsamında iki ay önce İstanbula, Komanın 1946da mezun olduğu ve ardından öğretim üyeliği yaptığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin kıyısına demirlemişti. Şimdiyse Haliçte. Kuzey Buz Denizinden başlayarak Akdenize uzanan, böylece 12 bin kilometrelik sefere çıkan Huldanın içinde, Komanın oğlu Ahmet Koman ile sohbet ediyoruz. Mart 2009da Stockholmden yola çıkarak Amsterdam, Anvers, Bordeux, Lizbon, Barselona, Napoli, Malta ve Selanikte gerçekleştirdiği etkinliklerin ardından son durağı olan İstanbula varan Huldanın tarih yüklü hikâyesine, babasının bu gemiyi Türkiyeye getirmeyi ne kadar çok istediğini anlatarak başlıyor Ahmet Koman.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının desteğiyle Hulda Festivali projesi kapsamında İstanbulluların ziyaretine açılan geminin içerisinde, Komanın son 20 yılında yaptığı ve ağırlıklı olarak bilimsel bağlantılı eserleri bulunuyor. Yanı sıra, geminin dışında yer alan çadırlarda da, atölye çalışmaları gerçekleştiriliyor. Ahmet Koman, gemiye yönelik en yoğun ilginin Barselonada yaşandığını söylüyor, ama İstanbulluların ziyareti de kayda değer: İki ay süresince yaklaşık 10 bin kişi tarafından ziyaret edilmiş Hulda.

Huldanın bugün ziyarete kapanacağını da anımsatan Koman, bundan sonrasını ise şöyle planlıyor: Geminin öncelikle iyi bir bakımdan geçmesi gerekiyor. Ancak üzerinde esas durduğumuz, geminin burada biraz daha kalması halinde neler yapabileceğimiz konusu. Tabii ki kurumsal sponsor arayışımız var.

Ahmet Koman, klasik anlamda İlhan Koman müzesi gibi bir projenin söz konusu olmadığını söylüyor. Koman, Huldayı karaya çekip bir yere bağlamak ya da bir mekâna tüm eserleri koymak gibi bir düşüncemiz yok. Belli sayılarda eserleri değiştirip kullanarak, geminin Haliçin yanı sıra komşu sahillerde gidip gelmesini, her zaman bir devinim halinde olmasını istiyoruz. Birkaç sanatçıyı gemimize alıp bir aylık sefere çıkmak, çıkılan yerlerde etkileşime girmek gibi fikirler vardiyor.

 

Akdeniz heykelinin serüveni

Ahmet Komana, Zülfü Livanelinin deyişiyle dünyanın en güzel deniz heykeli olan İlhan Koman imzalıAkdeniz heykeli üzerinde uzun zamandır yaşanan tartışmalara eklenen süreci soruyoruz, Yapı Kredi Sigorta ile yaşanan dava sürecinin ardından İlhan Koman Vakfının davayı temyizde de kazanmış olmasına karşın, Ahmet Koman, gerçek anlamda uzlaşma sağlanmadan kesin bir dille konuşmak istemese de, temel rahatsızlıklarını paylaşmadan geçemiyor.

İlhan Koman yaşarken Halk Sigortanın bu heykeli, afiş ve poliçelerde kullandığını anımsatan Ahmet Koman, dava sürecinin arka planını ise şöyle özetliyor: O dönem Halk Sigorta, Akdenizheykelinin, kendilerinin isteği üzerine ve kendileri için yapıldığını iddia ediyordu ancak babam İlhan Koman, durumun böyle olmadığını dile getirmişti. Halk Sigorta, Heykel burası için yapıldı, tüm hakları bize gibi aityanlış bir tutuma girdi ve bizimle uzlaşmaya yanaşmadı. Halk Sigortanın Yapı Kredi Sigorta olarak değişmesinden sonra ise sürekli yaşanan yönetim değişikliğinden kaynaklanan çözümsüzlükler kendini göstermeye devam etti. Bize destek olun, tatlıya bağlayalımşeklinde konuşmaya çalıştık ancak ne yazık ki sonuç olarak devreye avukatlar girmek zorunda kaldı.”

Davayı kazanmış olmalarına karşın çıkan kararın tatmin edici olmadığını anlatan Ahmet Koman, şöyle devam ediyor: Sonuçta Yapı Kredi Sigorta tarafından düzenlenen Afife Jale Ödüllerinde de kullanılan heykelin artık burada kullanılmaması gibi bir karar çıktı ancak biz bunu istemezdik. Ayrıca karar, Akdeniz Heykelinin haklarının kimde olduğunu ise açıklayamıyor. Bir de heykelin şu an durduğu Yapı Kredi Plazanın önü, heykelin görünürlüğünün büyük oranda önüne geçiyor ve heykelin görsel hareketini kapatıyor. Sonuç olarak doğru düzgün bir yere varılacağını ümit ediyorum.

Anımsanacağı üzere heykel, Zincirlikuyunun ardından İstiklal Caddesindeki Yapı Kredi Kültür Merkezi önünde sergilenmiş, son olarak da Leventteki Yapı Kredi Plaza önüne taşınmıştı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler