"Hastaneye baskın, adalete olan güveni zedeledi"

Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatları Köksal Bayraktar, Serdar Özersin, Dilek Helvacı ve Yasemin Antakyalıoğlu yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Haberal'ın halen tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'ndeki odasına dün akşam saat 20.10 sıralarında HSYK müfettişleri tarafından, yaklaşık 15 kişilik silahlı emniyet güçleri ile birlikte "adeta bir terör örgütü mensubuymuş gibi" Ceza Muhakemeleri Kanunu'na aykırı olarak baskın düzenlenmesi, odasının didik didik aranarak, dağıtılması ve ertesi sabah saat 11.30'a kadar aralıksız devam eden "arama-el koyma-imaj alma" işlemleri sırasında Haberal'ın yanısıra burada tedavi altında bulunan ve birçoğu ağır kalp rahatsızlığından tedavi gören diğer hastaların "yaşam hakkına" ağır müdahalede bulunulduğu ifade edildi.

Haberal'ın 647 gündür hukuksal hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, "siyasi baskı" altında hürriyetinden kasten mahrum bırakıldığı savunulan açıklamada, "Bilhassa, müvekkilimizin tutukluluk halinin devamına karar veren 9 Hakim ile ilgili Yargıtay 4. Hukuk Dairesince verilen 'Mahkumiyet Kararlarının', Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun, 05.11.2010 tarihli 'onama kararları' ile kesinleşmesini müteakip, müvekkilimizin 'yaşam hakkına' yönelik, daha önceden de yapılan kasıtlı müdahaleler, giderek artış göstermiş ve bu kapsamda, ilk olarak tedavisini yürüten hekimleri sindirmek, yıpratmak ve baskı altına almak amacıyla, haklarında başlatılan idari ve cezai soruşturmaların ardından, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Hakimler tarafından 'oy çokluğu' ile alınan karara istinaden, halen 'ağır hayati risk' altında bulunduğu İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü'nce düzenlenen 'uzmanlar kurulu raporu' ile sabit olan müvekkilimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal, 20.12.2010 tarihinde sabah saat 06.00 sıralarında Emniyet Güçleri ve Jandarma tarafından, mesai saatleri dışında düzenlenen bir baskınla, zorla İstanbul Adli Tıp Kurumu'na götürülmek istenmiştir" denildi.

Son olarak Haberal'ın halen tedavi altında bulunduğu İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'ndeki yaklaşık 4 metrekarelik odasına HSYK müfettişleri tarafından, yaklaşık 15 kişilik silahlı emniyet güçleri ile birlikte baskın düzenlenerek yaşam hakkına kast edildiği, arama-el koyma işlemleri sırasında hastane Nöbetçi Jandarma Timi ve bazı hastane personelinin tartaklandığı aktarılan açıklamada, "Tüm bu olumsuz gelişmeler nedeniyle, müvekkilimizin sağlık durumu, daha da kötüleşmiştir. Nitekim monitöre bağlanan hastanın bu durumu, tedavisini yürüten hekimler tarafından düzenlenen aynı tarihli tutanakta da açıkça belirtilmiştir" denildi.

Haberal'ın mahkum ettirdiği 9 Hakim ile ilgili Haberal'ın yaptığı şikayetlere ilişkin 16 aydır hiçbir işlem yapmayan Adalet Bakanlığı ve HSYK'nin, cezaevinin bağlı olduğu İnfaz Savcıları hakkında derhal soruşturma başlatmasının ve HSYK müfettişlerinin emniyet güçleri ile birlikte geceleyin Haberal'ın kaldığı hastaneye baskın düzenlemesinin adalete ve yargıya olan güveni zedelediği de savunulan açıklamada şunlar kaydedildi:
"Bu çerçevede, demokratik bir hukuk devletinde hiçbir şekilde yaşanmaması gerektiğine inandığımız bu hukuka, kanuna ve insan haklarına açıkça aykırılık teşkil eden uygulamaların, hürriyetinden kasten mahrum edildiği kesinleşmiş yargı kararları ile sübuta eren müvekkilimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal'a 21 aydır 'siyasi baskı' altında yaşatılan zulmün, örtbas edilmesi çabasından ibaret olduğunu bir kez daha üzülerek belirtir, müvekkilimizin 'yaşam hakkına' ve 'hasta haklarına' kasten müdahale niteliğini taşıyan bu hukuka aykırı eylemler nedeniyle, tüm sorumlular hakkında derhal yasal işlem başlatılacağını kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunuyoruz."