"Hem askeri, hem sivil güç unsurları kullanılmalı"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, uluslararası ortamındaki tehditlerin sadece askeri güçle ele alınamayacağını bildiklerini kaydederek, ''Bu tür tehditleri ortadan kaldırmak için uluslararası toplumun hem askeri, hem sivil güç unsurlarının kullanılması ihtiyacı yüksek önceliğe sahip bir gereklilik haline gelmiştir'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.06.2009 - 08:37

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, bu yıl 10'uncusu düzenlenen ''İpek Yolu 2009 General/Amiral Semineri''nin açılışında yaptığı konuşmada, NATO'nun 3 amacının hala geçerli olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Bunları, ''Üyelerinin kolektif güvenliğini sağlamak'', ''Transatlantik bağı pekiştirmek'' ve ''Üye ülkelerin, birbirleri yerine ortak sorunlara ilişkin kendi güvenlik endişelerine odaklanabilecekleri bir garanti şemsiyesi oluşturmak'' olarak sıralayan Orgeneral Başbuğ, NATO'nun, dinamik ve işlevsel bir organizasyon olduğunu vurguladı.
 

''Yeni misyon ve sorumluluklar"

NATO'nun bir yandan hali hazırdaki stratejik ve operasyonel görevlerini yerine getirirken, diğer yandan da yeni misyon ve sorumluluklar üstlendiğini aktaran Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:
''Stratejik kavramları belirleyen tehdit ve risk değerlendirmesine göre, NATO'nun karşı karşıya olduğu sorunlar ve güvenliği etkileyen unsurların sayısının yeni misyonlar ve sorumluluklar getirmesi ya da halihazırdaki NATO misyonlarının artması bekleniyor. Bunlar terörizm, kitle imha silahlarının artışı, küreselleşmenin ve etnik çatışmaların yan etkileri, enerji hatlarının güvenliği, sanal savunma, ağ bağlantıları ve iletişim, çevre sorunları, örgütlenme, nüfus artışı ve uyuşturucu trafiğidir. NATO, kapsamlı bir program başlattı ve yeni misyon ve sorumlulukların çözümü için önemli gelişmeler kaydedildi.

Bu yaklaşımla uluslararası örgütler, NATO dışı ülkeler, siyasi ve askeri yerel unsurlar ve hükümet dışı kuruluşlar ile sinerjik işbirliğinin sağlanacağına inanıyorum. Aynı zamanda günümüzün kaotik uluslararası güvenlik ortamındaki risk ve tehditlerin sadece askeri güçle ele alınamayacağını da biliyoruz. Bu tür tehditleri ortadan kaldırmak için uluslararası toplumun hem askeri, hem sivil güç unsurlarının kullanması ihtiyacı yüksek önceliğe sahip bir gereklilik haline gelmiştir. Aynı zamanda şu da çok önemli; NATO, üyelerine ve NATO üyesi olmayanlara sorunların çatışmaya dönüşmesine engel olma ya da sorunları diyalogla çözme fırsatı sunuyor.''

''Birleşik Avrupa ve NATO hedefi"

NATO'nun son 20 yılda genişleme ve dönüşüm şeklinde 2 önemli değişim geçirdiğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, ''Washington anlaşmasının 10. maddesine göre Türkiye, NATO'nun üyeliği isteyen ve üyeliğin sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirebilecek Avrupa demokrasilerine açık olmasını destekliyor. Türkiye, en başından beri NATO'nun açık kapı politikasını destekleyen bir ülke olarak bu bağlamda Arnavutluk ve Hırvatistan'ın 4 Nisan 2009'daki üyeliğini memnuniyetle karşılamaktadır'' diye konuştu.

Orgeneral Başbuğ, son 2 hafta boyunca bir dizi Balkan ülkesini ziyaret ettiğini, Hırvatistan ve Arnavutluk'un da aralarında bulunduğu yeni NATO üyesi ülkelerin de bunların arasında bulunduğunu anlattı.

Bu 2 ülkede ''moralin ne kadar artığını'', ayrıca Makedonya'nın ileride üye olma hevesini ilk elden görme fırsatı bulduğunu dile getiren Orgeneral Başbuğ, NATO'nun genişlemesinin, tüm euro-atlantik bölgesinde güven ve istikrarın güçlendirilmesine katkıda bulunacağına inandığını söyledi.

Orgeneral Başbuğ, yeni üyelerin NATO'ya dahil olmasının özgür ve birleşik Avrupa ve NATO hedefini gerçekleştirmeye yardımcı olacağına da işaret etti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, ''NATO'nun devam eden dönüşümü, tam hazırlıklı ve muharebeye hazır güçlerin, kendi topraklarında, çevresinde ve stratejik uzaklıkta bütün askeri operasyonları ve misyonları yerine getirmesini sağlayarak, ittifakın var olan ve 21. yüzyılda ortaya çıkan güvenlik tehditlerine karşı durma yeteneğini güçlendirecek'' dedi.

 

Terörizmle mücadele

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, soğuk savaş dönemi sonrasında askeri tehditlerin geleneksel doğasından uzaklaştığını ve geleneksel olmayan asimetrik güvenlik risk ve tehditlerinin stratejik alanda hakim olduğunu vurgulayarak, günümüzde terörizmin, uluslararası topluma ve aynı zamanda da ittifakın kendi güvenliğine karşı en ciddi tehdidi oluşturduğunu kaydetti.

Orgeneral İlker Başbuğ, bugün karşı karşıya bulunulan asimetrik zorluklar arasında terörizmin, insanlığın tamamını tehdit eden en büyük zorluk olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Terörizm, sadece masum insanların hayatına kast etmekle kalmaz, aynı zamanda demokrasi, özgürlükler, insan hakları gibi ortak insani değerleri de tehdit eder. Bu nedenle terörizmle mücadelenin ana stratejik ilkesi, insan merkezli bir süreç olmalıdır. Bu süreç, insanların kalplerine ve akıllarına hitap etmelidir. Bu son derece hayati konuda hiçbir hata yapılmamalı ve terörizm karşıtı önlemler günümüzdeki hukuk sistemleriyle uyumlu bir şekilde alınmalıdır. Bugün terörist örgütler, herhangi bir zamanda ve dünyanın herhangi bir yerinde saldırı başlatma yeteneğine sahip olmuştur. Bugün, terörizmden zarar görmeyen ulusların yarın da görmeyeceklerinin hiçbir garantisi yoktur.

Dünya ulusları, kaynağı ve nedeni her ne olursa olsun terörizmin her çeşidine karşı işbirliği içinde hareket etmelidir. Tek bir ülkenin tek taraflı çabaları, ne o ülkedeki, ne de başka bir yerdeki terörizm tehdidini ortadan kaldırmak için yeterli değildir. Bu sorun yalnızca, tüm ulusların ve özellikle de ittifak içindeki ulusların kolektif çabalarıyla çözülebilir. Diğer bir deyişle, üye ülkelerin pozisyonları ve politikalarındaki farklılıkları azaltarak, bu mücadelede ortak bir duruş alınması gerektiğine inanıyoruz.''

Türkiye'deki terörle mücade

Orgeneral Başbuğ, Türkiye'nin 25 yıldır terör örgütü PKK'ye karşı mücadele verdiğini hatırlatarak, şöyle dedi:
''Terörizme karşı mücadeledeki hedefimiz, teröristlerin ve destekçilerinin başarı umudunu ortadan kaldırmaktır. Aynı zamanda terörizme karşı mücadelenin, güvenlik, ekonomik, sosyo-kültürel alan, propaganda ve uluslararası ilişkiler alanlarında devletin koordineli faaliyetlerinin bir birleşimi olduğuna inanıyoruz. Tüm bu faaliyetler birbirini tamamlar. Ancak, terörist örgütler silahlı güçlerini korurken, sadece ekonomik ve sosyo-kültürel alanlarda gerekli önlemleri alarak terörizmin sonlandırılacağına inanmayı düşünmek bir hatadır. Bu nedenle, terörist örgütün dağılışına ve silahları bırakışına kadar terörist örgütle mücadele etmeye son derece kararlıyız.''

Seminer 2 gün sürecek


İpek Yolu 2009 General/Amiral Semineri, ilk oturumdan sonra gerçekleştirilen fotoğraf çekiminin ardından basına kapalı olarak devam etti.

2 gün sürecek seminere, NATO, AB ülkeleri askeri temsilcileri, Barış İçin Ortaklık Ülkeleri, Akdeniz Diyaloğu Ülkeleri, İstanbul İşbirliği Girişimi Ülkeleri ile bazı BM üyesi ülkelerin askeri temsilcilerinden oluşan 119 kişi katılıyor.

Seminer katılımcıları arasında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un yanı sıra Afganistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Bimillah Muhammedi, Arnavutluk Genelkurmay Başkanı Tuğgeneral Maksim Malaj, Bosna Hersek Genelkurmay Başkanı Korgeneral Miladin Milocic, İsviçre Genelkurmay Başkanı Korgeneral Andre Blattmann ve Karadağ Genelkurmay Başkanı Koramiral Dragan Samardzic de bulunuyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler