'Her kötü olayın içinde TSK varmış gibi gösteriliyor'

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki gizli belgeleri inceleyen Hakim Kadir Kayan'ın askerler tarafından izlendiği iddialarını ve Genelkurmay'ın "Son günlerde yaşananların, kişileri ve toplumu ne hale getirdiğini göstermesi bakımından önemli olduğu düşünülmektedir" açıklamasını değerlendirdi. Ersin, TSK üzerinde Genelkurmay Başkanı'nın "asimetrik psikolojik savaş" olarak tanımladığı yoğun baskılar olduğunu ifade ederek "Bu haksız eleştiriler öylesine kamuoyunu etkilemiş ki basit bir nedenden bile çok önemli sonuçlar çıkar diye bir tahmin yürütülüyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast hazırlığı yapıldığı iddiasıyla gözaltına alınan albay ve binbaşının serbest bırakılmasının ardından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in "İbret verici bir ceza verilmesi gerekir" dediğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da "Dehşet verici" diye açıklamalar yaptığını anımsatan Ersin, şöyle konuştu: "Ondan sonra Savcı her nedense tekrar harekete geçti ve kozmik odada aramalar başladı. Burada siyasetin yargıya ciddi biçimde müdahalede bulunduğu çok açık. Hem Cemil Çiçek, hem Başbakan, hem de Bülent Arınç tarafından ciddi bir baskı oldu. Bu baskı sonucunda Ankara Savcılığı bu son operasyonu başlattı".
 

'Bazı özel yetkili savcılar iktidarın yönlendirmelerine açık'

Bazı özel yetkili savcıların, iktidarın telkinlerine ve yönlendirmelerine açık olduğunu savunan Ersin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onların telkinleri ve yönlendirmeleriyle zaman zaman hukuk dışına çıkabiliyorlar. Hakimin orada yaptığı inceleme bile tartışmalı. Hukukçu gözüyle baktığımız zaman, hukuk eğitimi almış herkes bilir ki bu soruşturma, davayı yürüten hakim ya da heyet tarafından yapılabilir bu arama. Ama şimdi nedir, birisi bir ihbarda bulunuyor, Amerika'dan geldiği iddia edilen bir ihbar var. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast yapılacak, bunun hazırlıkları yapılıyor deniliyor. Ardından bu Binbaşı ve Albay gözaltına alınıyor. Sonra Savcı mahkemeye bile çıkarmadan serbest bırakıyor, çünkü yeterli delil yok elde. Ama ardından Silahlı Kuvvetler'e karşı yoğun bir operasyon yapılıyor. Bunu Özel Yetkili Savcı yapıyor, Cemil Çiçek'in yaptığı açıklamalardan sonra böyle bir operasyona girişiyor."

'Türkiye'de gizli tanık ve ihbar mektubu terörü var'

"Her ihbar edilen, her ileri sürülen iddia nedeniyle kozmik bölgeye girilebilir mi, arama ya da başka bir şey yapılabilir mi?" diye soran Ersin, "Türkiye'de maalesef hukuk sistemimiz bu kimliği belirsiz ihbar mektupları ve kurgulanmış gizli tanık terörü var. Bu tam bir terör. Yasal olarak hiçbir kıymeti olmayan kimliği belirsiz ihbar mektuplarını esas alarak, hatta bu ihbar mektupları da çoğu zaman kurgulanmış ihbar mektupları, bunları esas alarak maalesef bu Özel Yetkili Savcılar ciddi, kamuoyunda endişe yaratan, kurumları da yıpratan operasyonlara girişiyorlar" diye konuştu. Ersin, Bu uygulamanın Ergenekon soruşturmasıyla başladığını ve giderek genelleştiğini dile getirerek "Artık herhangi biri hakkında kimliği belirsiz bir ihbar mektubu ya da kurgulanmış bir gizli tanık bularak insanların başı derde sokulabilir. Böyle bir süreç başlatıldı ve maalesef bir terör halini de aldı. Bunun bir yansımasıdır bu kozmik odada yapılan araştırma" dedi.

Kozmik odada inceleme yapan hakimi takip ettikleri iddia edilen araçlardaki askerlerin marangoz, aşçı, elektrikçi gibi askerler olduğunu kaydeden Ersin, "Bunların bu takiple ne ilgisi olabilir? Sonra Silahlı Kuvvetler bu yargıcı niye takip etsin? Yargıç orada gelmiş, bir görev yapıyor. Evet, yaptığı görev yasayla örtüşmüyor ama neticede gelmiş orada kurallar içinde bir çalışma yapıyor. Bu yargıcı Silahlı Kuvvetler'in, ya da başka bir kurumun takip etmesinin hiçbir gerekçesi, nedeni yok. Ama öyle bir paranoya yaratıldı ki Silahlı Kuvvetlere yönelik, her kötü davranışın içinde bunlar varmış gibi hareket ediliyor" diye konuştu.
 

Ersin'den darbe ve suikast hazırlıklarına ilişkin araştırma önergesi

Ersin, uzun süreden beri TSK'nın içinde darbe yapmaya, suikast hazırlamaya eğilimli birtakım cuntalar olduğu yönünde iddiaların ileri sürüldüğünü ve bu iddiaların artık ciddi biçimde herkesi rahatsız etmeye başladığını ifade ederek "Bu iddialar da daha çok Hükümet'ten, AKP'den kaynaklanıyor. Sanki Silahlı Kuvvetler AKP'ye karşı bir darbe yapmak için hazırda bekliyormuş gibi bir hava yayarak bir mağduriyet yaratmak istiyorlar bu şekilde, bundan da yararlanmak istiyorlar" dedi. Ersin, bu sürecin bitirilmesi gerektiğine dikkat çekerek bu konuda önümüzdeki hafta bir Meclis Araştırma Önergesi vereceğini açıkladı. Meclis'in TSK hakkındaki iddialara el koyması gerektiğini vurgulayan Ersin, şöyle konuştu: "Yani Silahlı Kuvvetler'de cunta var mı, yok mu? Varsa bu cuntalar kimlerden oluşuyor, nedir bunların içeriği, bunların Meclis tarafından araştırılması ve ortaya çıkartılması lazım. Çünkü darbe yapmaya eğilimli bazı cuntalar varsa Silahlı Kuvvetler içinde, bu cuntaların hedeflerinden birisi de TBMM olması lazım. Dolayısıyla bunu hazırlıyorum, önümüzdeki hafta içinde gruba sunacağım. Bu tartışmayı bitirmek lazım, artık TSK'yı darbe, suikast yapabilecek bir kurum olarak değerlendirmeye ve bu şekilde Silahlı Kuvvetler'in karizmasını çizmeye çalışıyorlar, halk nezdinde güven erozyonuna uğratmaya çalışıyorlar. Buna bir son vermek lazım. Çünkü başka ordumuz yok bizim. Nitekim bu çabalarla 'Ordu lağvedilsin, yerine yeni bir Nizam-ı Cedit ordusu kurulsun' diyen üşütükler de çıktı ortaya. Bunlar üşütük, bunlar sağduyulu, ülkesini seven, demokrasi aşığı olarak kabul etmek mümkün değil, düpedüz üşütük bunlar."

TSK'ya karşı yürüten kampanyayı ortadan kaldıracak olan kurumun TBMM olduğunu belirten Ersin, "TBMM eğer bu konuları araştırmak üzere bir Araştırma Komisyonu kurarsa sorun çözülür diye düşünüyorum. Silahlı Kuvvetler'i içine düştüğü asimetrik psikolojik savaş tehdidinden de çıkarmak lazım, kendi işini yapsın Silahlı Kuvvetler. Ama kimse de Silahlı Kuvvetler'e lüzumsuz yere darbeci, suikastçı gibi iftiralarda bulunmasın, bu ortamı yaratmak lazım diye düşünüyorum" diye konuştu.