"Hınç duygusu hukuka zarar verir"
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 28 Şubat soruşturmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 28 Şubat 1997 tarihinde cereyan eden post modern darbe girişimi hakkında hukuki takibat başlatıldığını, gözaltı ve tutuklamaların yaşandığını belirtti.
Başlayan yargı süreçlerinin eksiksiz, hızlı ve tam olarak sürdürülmesi, herhangi bir gecikmeye meydan vermeden adaletin bir an önce tecelli etmesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, "Muhakkak ki, milli iradeyi felç etmeyi bırakınız fiiliyatta gerçekleştirmeyi, aklından bile geçiren kim varsa hukuk harekete geçmeli ve bunların yakasından tutmalıdır.Bu nedenle, en son olarak başlayan 28 Şubat'la ilgili soruşturmanın objektif ve adil bir şekilde sürdürülmesi ve arkasından da sonuca erdirilmesi büyük bir önem taşımaktadır" dedi.
Sivil nitelikli balans ayarı
MHP lideri konuşmasına şöyle devam etti:
"İkazla belirtmek isterim ki, darbecileri hukuk karşısına çıkarırken, bu süreçten nemalanma ve siyasi kaygı gözetme kurnazlığı haksızlığın ve kuralsızlığın yerleşmesine ve güçlenmesine neden olabilecektir.
Bilhassa geçmişten kaynaklı tarafgir bakış ve hınç duygusu hukukun güvenirliğine zarar verecek ve vicdanların hüsrana uğramasına yol açacaktır.
Dün yapılanları misliyle ödetmek, benzer mağduriyetleri muhataplarına yaşatmak, meseleyi alacak-verecek mertebesine kadar indirmek bu defa da sivil nitelikli balans ayarı olacaktır ki, bu da tabiatıyla büyük bir yanlışlık olarak AKP'nin karanlık siciline işlenecektir.
Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri'ni bütünüyle darbeci göstermeye niyet ve teşebbüs etmek, terörle mücadele eden kahramanları terörist olarak göstermek ahlaksızlık ve edepsizlikle eşdeğer görülecektir."
"Hiç kimse çekilen çileleri yarıştırmasın"
28 Şubat sürecinde zulüm ve eziyetin fazlasıyla yaşandığına dikkat çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Ama eziyet, zorbalık ve haksızlıklar sadece 28 Şubat'ta yaşanmamıştır.Biz ki, ihtilal ve müdahale dönemlerinin acısını, işkencesini, tokadını, hakaretini, darağacını ve insanlık dışı muamelelerini yaşamış bir maziden buralara kadar geldik. Konuyu; 'işte 12 Eylülcüler yargılanıyor, daha ne olsun' çıkmazına sürüklemek bizim açımızdan basiretsizlik olduğu kadar da yanlı bir tutum olacaktır.Peki, bugün 28 Şubat'ın ahlaksızlıklarını, baskılarını fazlasıyla telafi etmeye çalışan hükümet ve yandaş çevreler, yağlı urganla şehit edilen ülkü devleri; Selçuk Duracık'ı, Halil Esendağ'ı, Cevdet Karakaş'ı, Cengiz Baktemur'u, İsmet Şahin'i, Fikri Arıkan'ı, Ali Bülent Orkan'ı, Ahmet Kerse'yi ve Mustafa Pehlivaoğlu'nu tekrar geri getirebilecekler midir?
Bu nedenle hiç kimse çekilen çileleri ve katlanılan mihnetleri yarıştırmaya kalkmamalıdır. Nitekim bu alanda hiç kimse yanımıza bile yaklaşamayacaktır."
"Türkiye bu yükten artık kurtulmalı"
"12 Eylül, 28 Şubat ve her türlü darbe girişimi mutlaka hukuki anlamda neticeye kavuşturulmalı ve Türkiye bu yükten artık kurtulmalıdır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Şayet demokrasinin istikrar kazanması ve bir daha böylesi dönemlerin ortaya çıkmaması dürüst bir şekilde isteniyorsa adalet müessesi herkesi tatmin edecek bir çabukluk ve etkinlikle yürümeli ve kim ne yaptıysa sonucuna katlanmalıdır.
Zira sürekli darbeyi konuşmaktan, darbeci isimlerini telaffuz etmekten ve geçmişe saplanıp kalmaktan aziz milletimiz bunalmış ve yorulmuştur."
AKP'yi uyardı
Konuşmasında AKP'yi de uyaran Bahçeli, "AKP zihniyeti meseleyi kaşıyarak kendisine siyasal rant elde edeceğini düşünüyorsa, bilsin ki dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olacaktır" dedi.
27 Nisan bildirisi
27 Nisan bildirisine de değinen MHP Genel Başkanı, "Diğer taraftan hala muamma olan ve 22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce vuku bulmuş 27 Nisan bildirisi ve sonrasındaki gelişmeler hala aydınlanmış değildir. Kaldı ki bu internet muhtırası AKP'yi sıçratmış ve seçimlerden açık ara galibiyetle çıkmasına neden olmuştur" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Mayıs 2007 tarihinde dönemin Genelkurmay Başkanı'yla Dolmabahçe'de bir araya geldiğine ve "gizemini hala koruyan" bir görüşme yaptığına dikkat çeken Bahçeli, "Bu görüşme şaibelidir. Bu görüşme soru işaretleriyle doludur.
Başbakan Erdoğan eğer ne konuşulduğunu açıklamazsa, internetten yayınlanan bildirinin danışıklı dövüş bir ilişki içinde tanzim edildiği kanaatine ulaşmamız kaçınılmaz olacaktır" dedi.
Dolmabahçe görüşmeleri
Dolmabahçe görüşmesini soran Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"Tekraren sormak isterim ki, Dolmabahçe'de hangi vaatler verilmiş, hangi sözler karşılıklı olarak iletilmiştir?
Genelkurmay Başkanlığı'nın sitesinden yayımlanan 27 Nisan bildirisi, AKP'nin siyaseten ivme kazanması için planlı, sistemli ve sinsi bir hamle midir?
Bunlar reddediliyorsa, 12 Eylül'e kadar uzanan AKP zihniyeti, neden kendisine karşı yapılan bu demokrasi dışı müdahaleye sessiz durmayı tercih etmiştir?
Üstelik internet bildirisinin failine toleranslı davranılarak ve iltifat gösterilerek son model zırhlı otomobilin tahsis edilmesini Başbakan nasıl açıklayacak ve neyi bahane olarak ileri sürecektir?
Darbelerden hesap sorulurken, 27 Nisan'ın pas geçilmesi bize göre tesadüf değildir.
Bu işin içinde bir bit yeniği ve açığa çıkarılması gereken taraflar vardır.
İster istemez aklımıza; 27 Nisan'ın, AKP'nin mağdur kisvesine bürünebilmesi için yapılan bir tezgah olduğu hususu gelmektedir.
Bu nedenle her şey netleştirilmeli ve şüpheler giderilmelidir.
Başbakan Erdoğan'ın, siyasi yasağının kaldırılmasına kadar geçen 116 günlük karanlık süreç gibi, Dolmabahçe görüşmesi de belirsizliğe mahkum edilmemelidir."
Kozmik oda
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiası ve arkasından kozmik odanın altını üstüne getiren arama ve tarama faaliyeti gibi hiçbir konunun sümen altına itilmemesini isteyen MHP Genel Başkanı, "Yeri gelmişken muhataplarından cevabını duymayı isterim ki, bu kozmik odada neye ulaşılmıştır?" diye sordu.Meclis'te kurulan Darbe Komisyonu'nu hatırlatan Bahçeli, "AKP artık sahte mağdurları oynamayı bırakmalı, darbeden geçinen istismarcı özelliğini terk etmelidir" dedi.
Başbakan'ın Çin gezisi
Başbakan Erdoğan'ın 7-11 Nisan tarihleri arasında Çin Halk Cumhuriyeti'nde bulunarak, bazı temas ve görüşmeler gerçekleştirdiğini hatırlatan Bahçeli, Erdoğan'ın görevli olarak Çin'e gittiğini iddia ederek şöyle devam etti:
"Oraya Suriye konusunda küresel çevrelerin mesajını götürmüş ve ikna turları atmıştır. Ülkemizde bir zamanlar kurulan ikna odalarından rahatsız olan Başbakan, sonunda bu yöntemden kendisi de istifade etmiş ve uluslararası alanda BOP eşbaşkanlığından sonra 'iknacıbaşı' sıfatını da üzerine almıştır.
Başbakan Erdoğan küresel kuryeliğe göz göre göre soyunmuş, bunu da heyecan ve arzuyla yerine getirmiştir.Amaç Suriye'nin yalnızlaştırılması ve uluslararası müdahale için şartların olgunlaştırılmasıdır. Başbakan Erdoğan'ın bu görünümü, ne yazık ki haçlı hesapları lehine faaliyet gösteren siyasi ulaklıktan başka bir anlama gelmemektedir. Kendisine vaat edilen her ne ise, Başbakan gece demeden gündüz demeden başkent başkent gezmekte ve ödülüne ulaşmak için canını dişine takmaktadır."
Suriye politikası
AKP'nin Suriye konusunda izlediği politikayı eleştiren MHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
"Suriye'ye karşı blok oluşturmak ve verilen görevleri harfiyen yerine getirmek için çırpınan bu kafa yapısının, Türkiye'yi kaosa doğru hızla sürüklediği görülmektedir.Bu doğru bir yol değildir.Sınırlarımızda yaşanan müessif bazı silahlı çatışmadan dolayı NATO'ya görev hatırlatması yaparak davette bulunması da büyük bir aymazlık ve düşüncesizliktir. Madem Başbakan, sınırlarımızın ihlalinde bu kadar hassastır, o halde peşmerge başına bugüne kadar neden haddini bildirememiştir? Esad'sız bir Suriye'den başka tüm seçeneklerin üzerini çizen Başbakan Erdoğan, bu haliyle Türkiye'yi kördüğümün içine sokmuştur.
Suriye konusunda; başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi bölgesel kuruluşların aktif olarak rol aldığı bir düzlemde, barışçı bir çözüm için her yol denenmeli, ateşkes ihlal edilmemeli ve AKP'de savaş çığırtkanlığı yapmaktan tamamen uzaklaşmalıdır. Başbakan Erdoğan, BOP eşbaşkanlığına aldanmamalı ve kendisini kaptırmamalıdır. Türkiye sevdalıları var oldukça, milletimizin belini kıracak, başını vuracak operasyonlara geçiş ve müsamaha Allah'ın izniyle asla gösterilmeyecektir."
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke