Hrant Dink cinayeti TBMM'de
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, yaşam hakkını, temel hakların en başında gelen bir hak olarak kabul ederek, ''Hrant Dink cinayeti, Şırnak'ın Beytüşşebap İlçesi Beşağaç Köyü'nde 12 vatandaşımızın öldürülmesi ve Tuzla Tersanelerinde meydana gelen işçi ölümleri, yaşam hakkının ihlali kapsamında incelenmiştir'' tespitinde bulundu.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun, 319 sayfalık, 4 Ağustos 2007-1 Ekim 2008 tarihlerini kapsayan, 23. dönem 1. ve 2. yasama yılı faaliyet raporunun sonuç ve değerlendirme bölümünde, komisyonun temel görevinin, insan haklarına ilişkin uygulamaları incelemek, denetlemek ve gelişmeleri izlemek olduğu ifade edildi.
Komisyonun, sahip olduğu gözetleme ve denetleme görevini yerine getirmek üzere, söz konusu yasama yıllarında, 10 ayrı yerde, yerinde incelemede bulunduğu kaydedilen raporda, ''Komisyon, bu dönemde insan hakları ihlallerine yönelik denetim faaliyeti çerçevesinde, mutlak haklardan olan yaşam hakkına yönelik, başta Hrant Dink cinayeti olmak üzere, yaşam hakkı ihlal iddiaları üzerine öncelikli olarak gitmiştir'' denildi.
Raporda, ''Devletin, kamu görevlilerinin ihmali sonucu oluşan yaşam hakkının ihlalini mutlak suretle önlemesi gerekiyor. Yürütme ve yargı organları, etkin bir soruşturma yaparak, bu ihlalleri yapanların cezalandırılmasını sağlamalıdır. Yaşam hakkı ihlallerinin önlenmesinde, mülki ve adli mercilere büyük sorumluluk düşmektedir'' dedi.
''Kanun dışına çıkışlar hiçbir şekilde örtbas edilmemeli"
Raporda, polis ve jandarmanın işkence ve kötü muamele uyguladığına ilişkin şikayetlerin azalmasına rağmen, varlığını sürdürdüğü ifade edildi.
Güvenlik görevlilerinin ölçülü, orantılı, amaca uygun güç kullanmaları konusunda daha fazla eğitilmeleri ve etkili bir biçimde denetlenmeleri gerektiği vurgulanan raporda, ''Kanun dışına çıkışlar hiçbir şekilde örtbas edilmemeli ve bu konudaki mazeretler kabul edilmemelidir'' görüşü ifade edildi.
Kolluk görevlilerinin, suçluların yakalanıp adli mercilere çıkarılmalarını sağlamaları, kendini adli merciler yerine koyup şüphelileri mahkum etme ve bu mahkumiyetin infazını sağlamaya yönelik olarak cezalandırma yoluna gitmemeleri gerektiği kaydedilen raporda, yetkilerini kötüye kullanan ve hak ihlallerine neden olan kolluk görevlileri hakkında adli ve idari soruşturmaların derhal başlatılması ve kısa sürede sonuçlandırılması gerektiği vurgulandı.
''Etnik ayrımcılık kabul edilemez"
Raporda, komisyonun, ırk, dil, din, etnik köken farkı gözetilmeksizin tüm yurttaşların kanun önünde eşit olmaları ve haklarının Anayasa ve diğer yasal düzenlemelerle güvence altına alınmasına yönelik olarak, her türlü ayrımcılığı kabul edilemez gördüğü ve insan hakkı ihlali olarak kabul ettiği bildirildi. Bu konudaki iddiaların üzerine giden komisyonun, 2 lisede, öğrencilerin bu konuda ayrımcılığa uğradığı iddialarını incelediği hatırlatıldı.
Komisyonun, sadece yurt içinde yaşayan kişilerin değil, yabancı ülkelerde yaşayan Türk yurttaşlarına karşı yapılan insan hakkı ihlallerini de incelediği dile getirilen raporda, komisyonun bu çerçevede, Almanya ve Hollanda'da yaşayan Türklerin sorunlarına da el attığı kaydedildi.
''Vatandaş, yargı kararlarından memnun değil"
İnsan Hakları Komisyonunun faaliyet raporunda, yurttaşların en çok yargı kararları konusunda komisyona şikayette bulunduğuna işaret edildi. 4 Ağustos 2007 - 1 Ekim 2008 tarihleri arasında, yargı kararlarından memnuniyetsizliği ifade eden 620 dilekçenin komisyona geldiği belirtilen raporda, ikinci en çok şikayet edilen konunun ise cezaevlerindeki mahkumlara yönelik muamelelere ilişkin olduğu ifade edildi. Bu dönemde, cezaevlerindeki koşullar ve cezaevi personelinin tutumu hakkında komisyona 591 başvuru yapıldığı bildirildi.
Raporda, soruşturmanın ve yargılamanın gereği gibi yapılamaması ve uzun sürmesinin, kişilerin adil yargılama haklarının ihlal edilmesine yol açtığı kaydedilerek, ''Bu nedenle, Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince tazminat ödemeye mahkum edilmekte ve böylece hem insan hakları konusunda prestij hem de maddi kayıp söz konusu olmaktadır'' denildi.
Cezaevlerinden gelen başvuruların; ''ortak etkinliklere katılma haklarının ihlal edildiği, cezaevlerinde ciddi sağlık sorunlarının yaşandığı, sağlık hizmetlerinin sunumunda yetersizliklerin bulunduğu, buna bağlı olarak mahkumların tedavilerinin yapılmadığı, cezaevlerinin aşırı kapasite ile faaliyet gösterdiği, Türkçeden farklı dillerde yazdıkları mektupların gönderilmediği, telefonda Türkçe dışında bir dille konuşmalarına izin verilmediği, kütüphaneden, ortak kullanım alanlarından ve diğer sosyal etkinliklerden yararlanmalarının engellendiği, F Tipi cezaevlerinin tecride neden olduğu, işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları'' iddialarını içerdiği bildirildi.
''Güvenlik güçlerinin özlük hakları giderilmeli"
Raporda, komisyona söz konusu dönemde, kamu kurum ve kuruluşlarının işlemleri ile kamu personellerinin yurttaşlara yönelik tutumlarına ilişkin şikayeti içeren 215 başvuru geldiği kaydedildi.
Güvenlik güçlerinin zor çalışma şartları, fazla mesai ve özlük haklarının yetersizliği gibi konuların çeşitli önlemler alınarak giderilmesinin, güvenlik güçlerinden kaynaklı insan hakkı ihlallerinin önüne geçilmesini sağlayabileceği ifade edilen raporda, ''İnsan hakları ihlallerine sebebiyet veren yasal düzenlemeler varsa gözden geçirilerek, bunlar hukuk sistemimizden hızla ayıklanmalıdır'' denildi.
Faaliyet raporunda, mahkemelerin herhangi bir kanunla çatışma içine girdiğinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini (AİHS) esas alması gerektiği vurgulanarak, ''Ne var ki, AİHS mahkemeler tarafından yeterince uygulanmamakta, dikkate alınmamaktadır. Komisyonumuz, yargıçların eğitimi çalışmalarında, sözleşmeyi daha fazla dikkate almaları konusunda bilinçlendirilmelerinin önemini vurgulamaktadır'' görüşüne yer verildi.
Raporun bazı bölümlerinde, Hrant Dink'in adının, ''AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fırat (Hrant) Dink'' olarak yer aldığı dikkat çekti.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke