Hukuk Muhakemeleri Kanunu değişiyor

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun değişmesinin ardından tanıklar, ''Allah'ım ve namusum üzerine yemin ediyorum'' yerine, ''Sorulacak sorulara doğru cevap vereceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyorum'' diyecek. Askerlik Kanunu'nda değişik yapılmasına ilişkin yasa teklifi de, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.

Yayınlanma: 05.02.2009 - 19:49
Abone Ol google-news

TBMM Adalet Komisyonunda, 458 maddelik Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı'nın, bugün 51 maddesi görüşüldü. Bu maddelerden 45'i kabul edilirken, 6'sı daha sonraki toplantılara bırakıldı. Bugün kabul edilen maddelere göre, tanık duruşmaya davetiye ile çağrılacak. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenebilecek. Tanığa davetiye, gerektiğinde telefon, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilecek.

Mazeretsiz gelmeyen tanık zorla getirilecek

Mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık, zorla getirtilecek ve gelmemesinin neden olduğu giderleri ödemeye ve 500 TL'ye kadar disiplin para cezasına hükmolunacak. Tanık olarak çağrılan kişi, tanıklık yapmaktan çekinebilecek.

Tasarıyla, koruyucu aile ve çocukları ile koruma altına alınan çocuk arasında, evlatlık bağına benzer sıkı kişisel ilişkilerin varlığı kabul edilerek, bu kişilere tanıklıktan çekinme hakkı tanınacak.

Sır nedeniyle tanığın tanıklıktan çekilebilmesine olanak da tanıyan tasarıya göre, kanuni bir sebep göstermeden tanıklıktan çekinip yemin etmeyen veya göstermiş olduğu sebep mahkemece kabul edilmemesine rağmen tanıklık yapmaktan çekinenlere, 500 TL'den 5 bin TL'ye kadar para cezası verilecek. Bu yüzden ortaya çıkan giderler de tanığa yüklenecek.

Mahkeme, kendisine sorulan sorulara cevap vermeyen veya yemin etmemekte direnen tanığa, 15 günü geçmemek üzere disiplin hapsi verecek. Tanığa, dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi, gerçeği söylememesi halinde, yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı, doğruyu söyleyeceği konusunda yemin edeceği, gerekirse diğer tanıklarla yüzleştirileceği anlatılacak.


Tanığın yapacağı yemin

Tasarıyla, tanığın yapacağı yeminin şekli de düzenleniyor. Buna göre, tanık yemin ederken, hakim de dahil olmak üzere salonda bulunan herkes ayağa kalkacak. Hakim, tanığa, ''Tanık sıfatıyla sorulacak sorulara vereceğiniz cevapların gerçeğe aykırı olmayacağına ve bilginizden hiç bir şey saklamayacağınıza, namusunuz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyor musunuz?'' diye soracak.

Mevcut düzenlemeye göre, ''Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum'' diyen tanık da ''Sorulacak sorulara, hiç bir şey saklamadan doğru cevap vereceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyorum'' şeklinde yemin edecek. Tanık, bildiğini sözlü olarak açıklayacak ve sözü kesilmeden dinlenecek.
Hakim, tanığın, yalan söylediğini ya da menfaat sağladığını tespit ederse, bu durumu cumhuriyet savcılığına bildirecek.

Tanığa, her yıl Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan tarifeye göre, kaybettiği zamanla orantılı ücret verilecek. Tanık, seyahat etmek zorunda kalmışsa yol giderleri ile tanıklığa çağrıldığı yerdeki konaklama ve beslenme giderleri de karşılanacak.

Bilirkişiye başvurma

''Bilirkişi'' uygulamasını yeniden düzenleyen tasarıya göre, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden, bilirkişi görüşüne başvurulmasına karar verebilecek. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda ise bilirkişiye başvurulamayacak.

Bilirkişiler, yargı çevresinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi adli yargı adalet komisyonları tarafından, her yıl düzenlenecek listelerde yer alan kişiler arasından görevlendirilecek. Listelerde, bilgisine başvurulacak uzmanlık dalında bilirkişinin bulunmaması halinde, diğer bölge adliye mahkemelerinde oluşturulmuş listelerden, burada da yoksa liste dışından bilirkişi görevlendirilebilecek.

Bilirkişinin yemin etmesi

Bilirkişilik görevinin kapsamının yapıldığı tasarıda, bunların nasıl yemin edeceği de belirtiliyor. Listelere kaydedilmiş kişiler arasından görevlendirilen bilirkişilere, il adli yargı adalet komisyonu huzurunda, ''Bilirkişilik görevimi sadakat ve özenle, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsız ve objektif bir biçimde yerine getireceğime, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim'' şeklindeki sözler, tekrarlattırılarak yemin ettirilecek.

Hakimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanacak. Ancak, bilirkişinin, aynı dava veya işte daha önceden tanık olarak dinlenmiş bulunması, bir ret sebebi sayılamayacak.

Bilirkişinin görev süresi 3 ayı geçemeyecek

Bilirkişi raporunun hazırlanması için verilecek süre 3 ayı geçemeyecek. Bilirkişinin talebi üzerine, kendisini görevlendiren mahkeme, gerekçesini göstererek, süreyi 3 ayı geçmemek üzere uzatabilecek.

Belirlenen süre içinde raporunu vermeyen bilirkişi görevden alınıp, yerine bir başka kimse, bilirkişi olarak görevlendirilebilecek.

Bilgisine başvurulan bilirkişi, kendisine verilen görevin, uzmanlık alanına girmediğini, inceleme konusu maddi olayların açıklığa kavuşturulması ve tespiti için, uzman kimliği bulunan başka bir bilirkişi ile işbirliğine ihtiyaç duyduğunu veya görevi kabulden kaçınmasını haklı kılacak mazereti, hemen görevlendirmeyi yapan mahkemeye bildirecek.

Bilirkişinin sır saklaması

Bilirkişi, görevini yerine getirirken, öğrendiği sırları saklamak, kendisi ve başkaları yararına kullanmaktan kaçınmakla yükümlü tutulacak. Taraflar, kendilerine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde bilirkişi raporuna itiraz edebilecek.

Bilirkişiye, sarf ettiği emek ve mesaiyle orantılı bir ücret ile inceleme, ulaşım, konaklama ve diğer giderleri ödenecek. Bilirkişiler, kamu görevlisi sayılacak. Keşfi de düzenleyene tasarıya göre, hakim, uyuşmazlık konusu hakkında, bizzat duyu organları ile bulunduğu yerde ya da mahkemede keşif yapacak, gerektiğinde de bilirkişiden yardım alabilecek.

Soybağının tespiti için zorla test yapılması

Komisyonda, tasarının hakimlere, ''soybağının tespiti için zorla test yapılmasına karar verme'' imkanı tanıyan maddesi de görüşüldü.

Madde üzerinde konuşan eski Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Hakkı Dinç, babalığın ispatının, bir ceza yargılamasına benzediğini ifade ederek, ''Bu durum tarafların isteğine bırakılamaz. O kişinin sağlığını ve geleceğini etkilemiyorsa, zorla kan veya tıbbi örnekler alınabilir'' dedi.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyesi Ömer Uğur Gençcan da bu konunun yeniden incelenip değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Gençcan, ''Yarın birileri, Cumhurbaşkanı ve Başbakan için 'babamdır' derse, o zaman zorla örnek alınması gerekecek. Ben yıllardır soybağı hukuku ile ilgileniyorum. Kiminle yattığını, kimden gebe kaldığını bilmeyen kadınlar var. Kan veya tıbbi örnek alınmasının zorunlu tutulması çok ciddi sorunlara yol açabilir'' dedi.

Müzakerelerden sonra, Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya, konunun yeniden ele alınıp tartışılması gerektiğini ifade ederek, maddenin askıya alındığını bildirdi. Komisyon, 3 haftalık çalışmasının ardından, 31 maddesini daha sonra görüşmek üzere atladığı tasarının 298. maddesine geldi.

 

Askerlik Kanunu'nda değişiklik

Askerlik Kanununda değişik yapılmasına ilişkin yasa teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Yasaya göre, terörle mücadelede şehit olanların bütün çocukları ve kardeşleri askerlikten muaf olabilecek. Terör olayı dışındaki şehitlerin ise bir kardeşi bundan yararlanacak. Astsubay üstçavuş ve kıdemli üstçavuş rütbe bekleme süresi, 3 yıldan 6 yıla çıkartılacak.

Genel Kurul'da, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Hasan Kemal Yardımcı'nın Askerlik Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifi ile GATA Kanunu'nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması'na İlişkin Tasarı, temel kanun olarak iki bölüm halinde görüşüldü.

Yasaya göre, çeşitli nedenlerle Türk yurttaşlığını kaybettikten sonra yeniden kazananların askerlik işlemlerine, vatandaşlığı kaybettikleri tarihteki durumlarına göre devam edilecek.
Askerlik hizmetini yerine getirirken ölen, akıbeti meçhul kalan, hakkında gaiplik kararı alınan veya maluliyet aylığı bağlanmasını gerektirecek biçimde malul olanların; baba ve annesinin müşterek olarak talep ettiği veya baba ya da annesinden biri ölmüş ise sağ olanın talep ettiği kardeşlerden biri, istekli olmadıkça silah altına alınmayacak, silah altındaysa terhis edilecek.

Baba veya annesinin müştereken anlaşamadıkları veya her ikisinin de ölmüş olması durumunda; öncelikle silah altında olan kardeşi varsa, istekli olması halinde terhis edilecek. Silah altında kardeşi yoksa veya silah altında olan kardeşi terhis olmak istemezse, askerlik hizmeti sırası gelen ilk kardeş, istekli olmadıkça askerliğe alınmayacak.

Askerlik yaparken, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında hayatını kaybeden yükümlülerin çocukları ile aynı anne ve babadan olan kardeşlerinin tamamı, istekli olmadıkça askerliğe alınmayacak, askerlik yapanlar ise istekleri halinde terhis edilecek.
 

Yoklamalar

Askerlik çağına girenlerden yoklama devresinde bulunanlar; 20 yaşına girdikleri yılın 1 Ocak-30 Haziran tarihleri arasında ilk, 1 Temmuz-31 Ekim tarihleri arasında ise ikinci olmak üzere, iki kez yoklamaya tabi tutulacak.

Bu yoklamalar yapılırken, her yıl yedeklerin de yoklamaları yapılacak. Yedeklik yoklama yaş sınırı, ihtiyaç halinde Milli Savunma Bakanlığı'nca 10 yıla kadar indirilebilecek. Askerlik meclisinde bulunması gereken askeri hekimler, Genelkurmay Başkanlığı, sivil hekimler ise mülki amirler tarafından görevlendirilecek. Askerlik meclisinin toplanmadığı zamanlardaki son yoklama işlemlerinde, askeri hekim şartı aranmayacak.

Askerlik şubeleri, son yoklama tarihlerini mahallin en yüksek mülki amirine bildirerek, askerlik meclisinin belirlenen günde toplanmasını ve muhtarların, o yıl askerlik çağına girenler ile bir önceki sene ertesi yıla terk edilenlerin, muhtarlıklarda asılarak ilan edilecek listeleriyle birlikte belirlenen günde gelmelerini isteyecek.
 

Yazılı tebligat uygulaması kalkıyor

Askerlik işlemlerinde yazılı tebligat uygulamasına son verilecek, tebligat, TRT aracılığıyla yapılacak. Milli Savunma Bakanlığı tarafından o yıl askerlik çağına girenler ile bir önceki yıl, ertesi yıla terk edilenlerin son yoklamalarının yapılacağı, TRT aracılığıyla duyurulacak. Bu duyuru, hükümlülere tebliğ mahiyetinde olacak. Son yoklama sırasında, askerlik şubesine veya yurt dışı temsilciliklerine gelmemiş ve gelmeyiş sebebini bildirmemiş kişiler, yoklama kaçağı kabul edilecek.

Yoklama kaçakları ve bakayalar, yakalanmaları için Milli Savunma Bakanlığı tarafından İçişleri Bakanlığı'na, askerlik şubelerince de mahallin en büyük mülki amirine bildirilecek. Yakalananlar, en geç 24 saat içinde en yakın şubeye getirilecek. Askerlik şubesi tarafından teslim alınmayanlar, derhal serbest bırakılacak.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte tebligatsız saklı, yoklama kaçağı veya bakaya durumunda olanların askerlik şubelerine müracaat etmeleri, Milli Savunma Bakanlığı tarafından TRT aracılığıyla duyurulacak. Bu duyuru, yükümlülere tebliğ mahiyetinde olacak. Yapılan duyuruya rağmen 3 ay içerisinde askerlik şubesine başvurmayanlar hakkında, tebligatlı işlem yapılacak.

Ülke menfaatine uygun olmayan ve uluslararası alanda istismar edilebilecek nitelikte haritaların üretim ve kullanımının önlenmesi amacıyla harita, atlas, küre ile harita ve harita bilgisi içeren her türlü doküman için, Harita Genel Komutanlığından uygunluk onayı alınması zorunlu olacak.
 

Yedek subayların terfisi

Yedek subayların terfisi de yeniden düzenlenecek. Buna göre, yedek subaylar, barışta; silah altında geçen süreleri, hizmet sürelerinden sayılmak suretiyle muvazzaf subaylar gibi terfi ettirilecek. Yedek subaylar, seferde; muvazzaf subaylar gibi terfi ettirilecek. Yedek subayların terfi şart, usul ve esasları hakkında TSK Personel Kanunu hükümleri uygulanacak. Astsubay üstçavuş ve kıdemli üstçavuş rütbe bekleme süresi, 3 yıldan 6 yıla çıkartılacak. Üstçavuşluk ve kıdemli üstçavuşlukta 6 yıllık bekleme süresine tabi olacak astsubaylardan; kıdem alanlara, rütbe terfi şartları bakımından fiili bekleme süresinin üçte ikisi oranında sicil bulunma şartı getirilirken, üstün başarı nedeniyle terfi edecek üstçavuş ve kıdemli üstçavuşların sadece bu rütbelerine ait sicil notunun ortalaması yüzde 95 ve üzerinde olması gerekecek.

Astsubaylıktan subaylığa müracaat yılı, 7 ile 9. hizmet yıllarından 5 ile 7. hizmet yıllarına alınıyor. Bu düzenlemeyle, astsubayların kişisel ve mesleki gelişim alanlarına odaklanması, motivasyonlarının artırılması, subaylığa teşvik edilmeleri, statüler arası geçişin kolaylaştırılması, subaylık nosyonunun genç yaşlarda kazanmaları, nitelikli ve başarılı personelin subay yapılması amaçlanıyor. Rütbe bekleme sürelerinin yükseltilmesi paralelinde, üstçavuş ve kıdemli üstçavuş rütbeleri için ''kademeli'' tanımı getiriliyor.

Üstçavuşluk ve kıdemli üstçavuşlukta da 6 yıllık rütbe bekleme süresine tabi olunacak. Astsubayların hizmet tazminat oranları, mali hak kaybına uğramayacak şekilde yeni rütbe bekleme süresine göre yeniden düzenlenecek. TSK tarafından üretilen, yurt içinden veya yurt dışından çeşitli yollarla elde edilen her cins ve sınıf ikmal maddesinden; hizmet dışı bırakılan, hurdaya ayrılan ve ihtiyaç fazlaları kiralanabilecek.
 

Yüksek Bilim Konseyi'ne atama

Yüksek Bilim Konseyi, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanı ve Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Dekanı ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde görevli anabilim ve bilim dalı başkanlığı, servis ve kısım şefliği ile enstitü ve yüksekokul müdürlüğü görev süresini tamamlayan öğretim üyeleri ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanı tarafından bir yıl için görevlendirilecek 3 anabilim dalı ve 2 bilimdalı başkanından oluşacak.

Yüksekokul müdürü, öncelikle yüksekokul kadrolarında görevli öğretim üyeleri arasından, yüksek okul kadrolarında görevli öğretim üyesi bulunmadığı takdirde Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde görevli öğretim üyelerinden Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanı tarafından teklif edilecek 4 öğretim üyesi arasından Genelkurmay Başkanlığı'nca 4 yıl için atanacak. Görev süresi bitimini takiben Yüksek Askeri Şura tarafından yapılacak değerlendirmelere göre, birer yıllık süreler halinde en fazla 4 defa uzatılabilecek.

Yüksekokul müdürünün görev süresi 8 yılı geçemeyecek. Görev süresi bitenler Yüksek Bilim Konseyi'ndeki kadrolara atanabilecek. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, şehit yakınlarıyla ilgili olarak Türkiye'de belli zamanlarda iyileştirmeler yapıldığını belirterek, ''Bugün itibarıyla başka bir çalışma gündemde yok. imkanlar elverdiğinde yeni iyileştirmeler yapılabilir'' dedi.
 

Ergenekon

Teklifin görüşmeleri sırasında CHP'li milletvekilleri, Ergenekon davası ve soruşturmasına ilişkin eleştirilerde bulundu.

CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan, 2 yıldan beri devam eden olayın TSK ile ilgisi olup olmadığını sorarak, ''Böyle bir örgüt var mı yok mu bilinmemesine rağmen gözaltılar dalga dalga devam ediyor. Son günlerde ortaya çıkan silahların TSK ile ilgisi var mı yok mu? Bu dava hukuki mi yoksa siyasi mi? Biz darbelere de çetelere de karşıyız ama hukuksuzluğa da karşıyız'' dedi.

CHP Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı da ''Ergenekon soruşturmasının her dalgasında suçlu olabilecekler ve susturulması gerekenlerin gözaltına alındığını'' belirterek, ''Bunların hepsinin ortak suçu AKP karşıtı olmaktır. Hukuk çiğneniyor. Gelsin ETÖ (Ergenekon terör örgütü), gitsin ETÖ... Ülkedeki bütün suçlar üzerine atılıyor. Bırakın Apo'yu, Cemil Bayık'ı, terörist dediğiniz Kemal Gürüz, Mustafa Özbek, Mustafa Balbay gibi olur'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler