"Hükümet kan davasını bırakmalı"

ABD'nin saygın gazetelerinden Los Angeles Times son balyoz gözaltı ve tutuklamalarını ele alan bir haber-yorum yayımlandı. Batının Türkiye'ye reform baskısında bulunduğunu belirten LAT, aynı zamanda ABD ve Avrupalı liderlerin demokrasi ve stratejik konumlanan, ağırlıkla Müslüman bir ülkeyi "garantiye alma" isteği bazında bölündüğünü savundu.
 

Doğu-Batı köprüsü işlevinin ordu kolaylaştırdı

LAT, Türkiye'nin Batı ve Orta Doğu arasında tarihi bir köprü işlevi gördüğünü, bunu ordunun kolaylaştırdığını bildirdi. Son dönemde kimi çevrelerin Türkiye'nin İran ve Suriye'ye açılımı ve Gazze'deki savaş konusunda İsrail'e yönelik öfkesinden rahatsızlık duyduğunu kaydeden gazete bunun ülkeyi Batı'dan uzaklaştıracak artan bir İslamcı dış politikanın göstergeleri olarak görüldüğünü bildirdi. Haber-yorumda şöyle denildi:
 

Kan davası

"Bir diğer kesim inandırıcı bir şekilde Erdoğan'ın Arap ve Müslüman komşularına Türkiye'nin AB'ye girişine katkı yapacak ekonomik destek ve yeni piyasalar için yöneldiğini savundu. Kimileri de Erdoğan'ın Doğu ve Batı arasında sadece iki tarafla da iyi ilişkiler kurması durumunda aracı olabileceğini kaydetti.
Türkiye'nin, AB'ye girmek kadar, bölgesel bir güç rolü oynama isteği kesin ve bu yaşanan anı kritik kılıyor. ABD ve AB Türk hükümetine halkı olarak darbe iddialarıyla ilgili araştırmaları açık bir şekilde ve hukuka uygun olarak yönetmesi çağrısında bulunuyor.
Askerlerin darbeler döneminin geride kaldığını kabul etmesi gerektiği gibi hükümet de kan davasını ve siyasi fırsatçılığı reddetmeli ve hukukun üstünlüğünü kabul etmeli. Bu, Türk hükümetinin asker sanıkların sivil yargıda adil bir şekilde yargılanmalarının sağlanmasında rol model olması için bir fırsat."

Gazete, "Askeri ve sivil liderler arasındaki gerginlik neredeyse ordunun bir subayı olan Kemal Atatürk'ün 1923'te çağdaş demokrasi, milli birlik ve din ile devletin ayrılması ilkeleri üzerinde kurduğu Cumhuriyetin kendisi kadar eskiye dayanıyor. Ordu onyıllar boyunca iktidarın merkezinde yer aldı, son 50 yılda dört darbe yaptı ve laik yasaları militan bir şekilde uyguladı. 1997'de ilk kez İslamcıların yönetiminde bulunduğu hükümeti ekarte etti. Ancak İslami hareket güçlü bir şekilde varlığını sürdürdü ve Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 seçimlerini kazandı" ifadesine de yer verdi.