'Hükümet talepleri kabul etmeli'

Prof. Dr. Büşra Ersanlı, açlık grevlerine ilişkin değerlendirmesinde, gelinen noktada grevin derhal durdurulması için temel insanlık taleplerinin hükümet tarafından kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

'Hükümet talepleri kabul etmeli'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.11.2012 - 20:14

Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı(TÜSES) tarafından Erdal İnönü'nün ölümünün 5. yılı nedeniyle ''SHP'nin Kürt Açılımından Bugüne Kürt Sorunu ve Çözüm Arayışları'' konulu panel düzenlendi.

Dedeman Otel'deki etkinliğe, İnönü'nün eşi Sevinç İnönü ve kardeşi Özden Toker'in yanı sıra siyaset ve akademi dünyasından pek çok kişi katıldı.

Eski TÜSES Başkanı Burhan Şenatalar moderatörlüğündeki panelde konuşan eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, İnönü'yü anmanın siyaset yapma tarzını anmak demek olduğunu vurgulayarak, ''Erdal İnönü'nün siyaset tarzı, bugün görmek isteyip de göremediğimiz bir siyaset tarzıydı'' dedi.

Erdal İnönü'nün kimsenin yapamayacağı bir şeyi yaptığını ve SHP'in HEP ile seçime girdiğini ifade eden Sağlar, '' Bu önemli bir karardı. Bu arkadaşlarımız Kürt sorununu çok iyi bilen, bölgede saygın olan insanlardı'' şeklinde konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi de Erdal İnönü'nün sadece Kürt sorunu değil, temel özgürlükler ve insan hakları konularında da ilkleri yaşatan biri olduğunu belirterek, onun döneminde ilk 1 Mayıs kutlamasının yapıldığını söyledi.

İnönü'nün inanmadığı bir şeyi yapmadığını ve halkın gönlünü almayı çok iyi bildiğini anlatan Çelebi, ''Tüm sorunlarda olduğu gibi Kürt sorununda da hoşgörüyü öne çıkarıyordu'' dedi.

Kendisinin de böyle sorunların hoşgörüyle çözülebileceğine inandığını dile getiren Çelebi, ''Aynı ülkede yaşarken birbirimizin doğuştan gelen özelliklerine saygı göstermeliyiz. Birbirimizi anlamalıyız. Herkes anadilini konuşmakta serbest olmalı. Ama devletin resmi dili var. Uygarlık dili var. Herkes onu öğrenmek ve konuşmak zorunda'' şeklinde konuştu.

Sırrı Sakık

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da 1987-1989 yıllarındaki SHP'yi aradığını belirterek, günümüzde Türkiye'nin böyle bir partiye ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Sakık, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana iktidarlar değişse de temel politikanın olduğu yerde durduğunu kaydetti.

Cezaevlerindeki açlık grevlerine işaret ederek, talebin anadilde eğitim olduğunu ifade eden Sakık, şöyle devam etti:

''Olaya sadece güvenlik boyutuyla bakarsak, sadece mücadele yöntemine bakarsak sorunu çözemeyiz. Sorun artık bir mücadele yönteminden müzakere yöntemine dönüşmüştür. Bu kirli savaşta 50 bin insan yaşamını yitirmiştir. Bu sorunun bu şekilde çözülemeyeceğini hayat bize göstermiştir. Hala bizi yönetenler bu sorunun çözümü için çıkmaz sokakta politikalarını sürdürüyorlar.''
 


Prof. Dr. Ersanlı

Prof. Dr. Büşra Ersanlı ise zaman zaman ''Kürt siyasetinde hangi düğümdeyiz?'' diye düşündüğünü ifade ederek, ''Yıllardır kavramlarla mı savaşılıyor, neyle savaşılıyor, bazen tam olarak anlamakta da zorluk çekiyorum. Kürt sorunu da diyemiyorum, açılımı da diyemiyorum. Bunun çok ciddi bir siyasal kültür sorunu, çok ciddi bir eşitsizlik sorunu olduğuna inanıyorum'' dedi.

Özellikle 70'li yılların ikinci yarısında Türk ile Kürt gençlerinin beraber yaptıkları mücadelenin sekteye uğratıldığını savunan Ersanlı, yine 70'li yıllarda sol hareket içerisinde şiddete yönelme eğiliminin görünür hale geldiğini kaydetti. Ersanlı, Kürtlerin ayrımcılık peşinde olduğunun anlatıldığını ama nedenlerinin hiçbir zaman konuşulmadığını söyledi.

Büşra Ersanlı, 80'lerin sonunda da sosyal demokratların konunun vahametini ortaya koyduğunu kaydetti.

Açlık grevlerine de işaret eden Ersanlı, ''Bugün hapishanede olsaydım, katılmazdım. Onlara da yapmamalarını telkin etmeye çalışırdım. Gelinen noktada bunun derhal durdurulması için bu temel insanlık taleplerinin hükümet tarafından kabul edilmesi gerekiyor'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon