"İfade özgürlüğüne yönelik bir darbe"

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Atilla Sertel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Salı günü Meclis'te partisinin Grup Toplantısı'nda köşe yazarlarına yönelik sözlerinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Sertel, yaptığı yazılı açıklamada Başbakan Erdoğan'ın Salı günü grup toplantısında gazetecilere ve köşe yazarlarına yönelik söylediği sözlerin kabul edilemez olduğunu belirterek, "Demokrasilerde her görüş dikkate alınmalıdır. En ağır şartlardan bile başı dik geçen Türk Medyası, bundan sonra gelecek baskıları da göğüsleyecek güce ve birlikteliğe sahiptir" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın sözlerinin kendisinin sıklıkla dile getirdiği insan hakları, demokrasi, özgürlükler, toplumsal barış gibi söylemlerin de inandırıcılığını ortadan kaldırdığını kaydeden Sertel, "Yapılan eleştirilere tahammülsüzlük, peşi sıra açılan davalar, işten çıkarttırmaya kadar varan baskılar, Türk Basını'nın maalesef 'en özgürlükçü' olarak kendilerini adlandıran siyasi partinin Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan gelmesi de bir başka ikilemdir" görüşüne yer verdi.

Sertel, Hükümet'in uygulamalarını eleştiren gazetelere yönelik "boykot" çağrısıyla başlayan ve son olarak da bir köşe yazarını hedef alan açıklamalarının basın, düşünce, ifade özgürlüğüne yönelik bir "darbe" olduğunu düşündüklerini bildirerek bir yandan Avrupa Birliği'ne tam üyelik konusunda çalışmalar sürerken, diğer yandan Avrupa Birliği'ndeki ülkelerin çok gerisinde kalan basın özgürlüğünun bu söylemlerle kendini perçinlediğini, Türkiye'nin başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada itibarını zedelediğini belirtti.

"Türkiye'de hapiste gazeteci olmayacak" açıklamalarına karşın, onlarca gazetecinin bugün cezaevinde yattığına ya da yargılanmayı beklediğine dikkat çeken Sertel, şunları kaydetti:
"Ceza davası üzerinden demokrasi, ifade ve basın özgürlüğü sorununu tartışmak yerine, gazetecilerin ceza davaları tehdidi altında çalışmalarına neden olacak yasal düzenlemelerden vazgeçilerek bu yöndeki uygulamaların sona erdirilmesi hepimizin sorumluluğu olmalıdır.

Ulusumuzun önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1930 yılında yaptığı ve Atatürk'ün El Yazıları kitabında yer alan, şu sözlerini anımsatma ihtiyacı duyuyoruz.

'Basın, kötüye kullanmalara mâni olur ve hükûmet vasıtalarını, vazifelerini doğru yapmaya mecbur eder. Yayın, en etkili kontrol vasıtalarındandır. Bu noktada, tenkidin kolay ve fakat yapmanın güç olduğu gerçeği, unutulmamak lâzımdır. Onun için, umumun iyiliği fikri her türlü tenkitlere ve münakaşalara daima hâkim ve esas tutulmalıdır. Gerekli görülen fikirler, umumun iyiliği için ortaya atılmalıdır. Bu fikir hareket noktası olunca, tenkit ve münakaşa devletin de iyiliği için yapılmış ve vatandaşların toplumsal ve siyasî eğitimlerini yükseltmeye hizmet etmiş olur.'

Bizler, 24 saatini bu mesleğe veren basın çalışanları olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, eleştirilere tepki göstermesi yerine bunlara kulak vermesini, gerektiğinde basının önde gelen isimleri ile -ki kendisine destek veren eleştiren ayrımı yapmadan- bir araya gelerek tartışmasını, dışlayan değil, kucaklayan bir yapıyla hareket etmesini beklemekteyiz. Asıl olan ifade özgürlüğüdür. Kalemler özgür olmalı."