IMF ile teknik çalışmalar yakında

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, IMF heyetiyle teknik çalışmaların önümüzdeki günlerde başlayacağını söyleyerek, "Ancak bu çalışmalar ne zaman tamamlanır, heyeti çağırır mıyız, çağırmaz mıyız, anlaşmayı sonuca bağlar mıyız, bağlamaz mıyız, bu konuda gelişmeler olduğunda açıklarız" dedi.

IMF ile teknik çalışmalar yakında
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.10.2009 - 10:40

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan, tamamlanan Dünya Bankası Grubu ve Uluslararası Para Fonu (IMF) 2009 Yıllık Toplantılarını değerlendirmek üzere Başbakanlık Yeni Bina'da toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan ve basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı Babacan, IMF'yle teknik çalışmaların önümüzdeki günlerde başlayacağını belirterek, "Ancak bu çalışmalar ne zaman tamamlanır, heyeti çağırır mıyız çağırmaz mıyız, sonuca bağlar mıyız bağlamaz mıyız? Bu konuda gelişmeler olduğunda açıklarız. Ne zamanı konusunda, ne de ihtimali konusunda sizlere bir sinyal vermenin uygun olduğunu düşünmüyorum. Bunun ötesinde bir şey söylemek mümkün değildir" dedi.

IMF-Dünya Bankası toplantılarının Doğu ve Güneydoğu'ya ilişkin demokratik açılımın Türkiye'ye olan yatırımcı ilgisini artırdığını belirten Babacan, IMF ve Dünya Bankası toplantıları için gelen bazı işadamlarının bölgeyle ilgilendiklerini, burada Çin ve Hindistan potansiyelini gördüklerini ifade etti.
 

"Bizim dışımızda, IMF'yle ilgili yapılan açıklamalara inanmayın"

IMF'yle ilgili sorular üzerine Devlet Bakanı Ali Babacan, şunları söyledi:

"Biz IMF'yle görüşmelerde önemli bir gelişme olduğunu açıklıyoruz. Bunun dışında soru sormanızın faydası olmuyor. Farklı ortamlarda, farklı sorulara verilen cevaplardan alıntılar yapılıyor. Bazı rakamlar ifade ediliyor. Bu rakamları böyle yazmak doğru değil. Kimse aldığı kaynağın adını yazmadan yetkililer diye haber yazmasın. Umut ediyorum ki, art niyet yoktur. Rakamın şu ya da bu olması piyasalar için önemli. IMF müzakereler çok sınırlı sayıda kişiyle götürülüyor. Bizden başka yetkili yok. Bu nedenle bizim dışımızda kimse bu konuda açıklama yapamaz. Hazine Müsteşarlığı'ndan bir açıklama yapılmamışsa, özellikle piyasa oyuncularına söylüyorum, bunlara inanmayın. Bu sorulara genel prensipler dışında cevap vermeyeceğimi tekrar söylüyorum."
 

"Yeni bir açıklama yok"

Başbakan Erdoğan'ın "IMF'yle pürüzler çözüldü, iyi noktadayız" sözlerinin hatırlatılmasını üzerine Devlet Bakanı Babacan, "Gelir İdaresi'nin özerkliği ve mahalli idarelere bütçeden daha fazla kaynak aktarılması konusunda geçen yıl IMF'yle görüş ayrılığımız olmuştu. Ancak Mahalli İdareler Yasası'nı geçen yıl çıkardık. Gelir İdaresi'nin özerkliği konusunda IMF'yle görüş birliğine varıldığını daha önce ifade etmiştim. Burada yeni bir açıklama yok" dedi.
 

"IMF toplantıları eylemci grubunu da beraberinde taşıyor"

IMF ve Dünya Bankası toplantıları sırasında yapılan protesto eylemlerine yönelik yöneltilen bir soru üzerine Babacan, "Bu toplantılar dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın, protestocu, eylemci grubunu da beraberinde taşıyor. 2002-2007 yılları arasında IMF'nin 5 yıllık toplantısına ve aradaki bahar toplantılarına katıldım. Hepsinde oldu. Gösterinin olmadığı tek ülke Sigapur'du. Gösterilerin yapılmasını, Singapur ilk etapta önledi. Bu da ayrı bir sorun yarattı. IMF ve Dünya Bankası toplantılarını İstanbul'da yapacağımız kesinleşince, bu soruyu IMF ve Dünya Bankası'yla açık açık konuştuk. Bize Singapur'da sorun yaşadık, İstanbul'da ne olacak diye sordular. Biz de, Türkiye'nin AB sürecinde bir ülke olduğunu, Kopenhang Kriterlerine uyum sağladığını bildirdik. Toplantıların güvenlik ve emniyet içinde yapılacağını belirtti. Güvenlikte tolerans olmaz. İstanbul halkını emniyetini korumalıyız. Güvenlik ve emniyetten asla taviz verilmez. Eylemciler arasına karışmış, şiddet eğilimli kişiler olabilir. Toplantı merkezine doğru yürümeye çalışmaları üzerine, İstanbul polisi üzerine düşeni yapmıştır" diye konuştu.
 

"Kongre Merkez 330 milyon TL'ye mal oldu"

İstanbul'da yapılan toplantılarının maliyetinin sorulması üzerine Babacan, yapılan harcamaların yüzde 95'inin kalıcı yatırımlar olduğunu vurguladı. Kongre merkezi için 330-335 milyon TL'ye mal olduğunu belirten Babacan, Kongre merkezinin içine alınan demirbaşlar, mobilyalar dahil olmak üzere yapılan harcamaların 30-35 milyon TL civarında olduğunu vurguladı. Bu toplantıya katılanların profili çizildiğinde, her birinin milyon dolarlık büyüklükleri yönettikleri düşünülmesi gerektiğini belirten Babacan, "Özellikle Türkiye'yi yakından takip eden iş adamları bunun farkında" dedi.
 

Babacan: Açılımın ekonomik sonuçlarını öngörmek zor değil

'Kürt Açılımı'nın ekonomik sonuçlarını öngörmenin çok zor olmadığına değinen Babacan açıklamalarına şöyle devam etti:

"Demokratik açılım süreci başta Doğu ve Güneydoğuda emniyetinin daha iyi noktalara ulaşmasıyla ekonomisine olumlu katkısı olacaktır. Ama Türkiye'nin dört bir tarafında faydası hissedilecek. Muğla'da da, Edirne'de de, İzmir'de de hissedilecektir. Toplantılar vesilesiyle Doğu ve Güneydoğu ziyareti yapan yatırımcı ve uluslararası işadamları vardı. Belli bir sürece girildi. Oralarda bir şeyler olacak. Ekonomik potansiyel açısından mukayese edildiğinde özellikle Avrupalılar ve bir miktar ABD'liler Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'suna bakınca orada bir Çin, Hindistan potansiyelinin olduğunu görüp ifade ediyorlar. Potansiyelini kullanamamış insan kaynağı ve geniş topraklar söz konusu. Türkiye'nin sadece o bölgesi kaç tane Avrupa ülkesinden daha geniş. Güvenlik noktasında belli bir noktaya gelince ekonomik potansiyeli bölgenin çok büyük olacak. İran, Suriye hatta Ermenistan gibi komşularla gittikçe iyi noktaya gelen ilişkilerle o bölgesinin ekonomisine katkı yapacak. İlişkileri kesince Doğu ve Güneydoğu ister istemez çıkmaz sokak hüviyetinde oluyor. Ülkenin doğu ve güneyini siyasi, kültürel ekonomik açıdan açınca, bu açılımdan ilk istifade edecek bölge Doğu ve Güneydoğu olacak. Daya iyi komşuluk ilişkileri ve doğu açılımıyla Türkiye'nin kalkınması yönündeki ümitlerimiz çok çok yüksek."
 

"IMF ve Dünya Bankası toplantıları 'İstanbul Kararları' olarak anılacak"

Uluslararası ekonomi ve finans camiasında IMF ve Dünya Bankası toplantılarında alınan kararların İstanbul Kararları olarak anılacağını belirten Babacan, söz konusu toplantının G-20 toplantılarının ardından yapılmasının önemine işaret ederek, "Liderler seviyesinde G-20 Zirvesinde çıkan kararların, 186 ülkenin finans çevresinde daha kabul görmesini sağladı" dedi.
Toplantıda alınan İstanbul Kararları ve önemine işaret eden Babacan, "Bu kararların Türkiye açısından en önemlilerinden bir tanesi, IMF'nin yönetim yapısının reformu kapsamında kotaların artırılmasıdır. Dağılımın daha adil dağılımının sağlanmasıyla ilgili karardır. 2011 yılı Ocak ayına kadar, gereğinden fazla temsil edilen ülkelerden, Türkiye gibi ekonomisinin yapısına karşın daha az oranda temsil edilen ülkelere en az 5 puanlık kota artırımı söz konusudur" dedi.
 

"Yatırımcılara orta vadeli programı anlattık"

IMF ve Dünya Bankası toplantılarının gerçekleştirildiği 6 günlük sürede sadece kendisinin 75 ayrı faaliyetinin olduğunu belirten Babacan, diğer bakanların da toplantılar çerçevesinde yoğun temaslarda bulunduğunu vurgulandı. Yatırımcılara global mevcut ekonomik durumu ve gelişmelere ilişkin görüşlerini aktardıklarını belirten Babacan, Türkiye dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin bu süreçte etkin rol alması gerektiğini vurguladıklarını ifade etti. Yatırımcılara Türkiye ekonomisi hakkında bilgi verdiklerini, Orta Vadeli Programı anlattıklarını bildiren Babacan, yatırımcıların görüşlerini aldıklarını açıkladı. Babacan, başta Hazine Müsteşarı Halil İbrahim Çanakçı olmak üzere, toplantılar çerçevesinde bürokratların kredi derecelendirme kuruluşlarıyla da küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getirdi.

Toplantılar öncesinde İstanbul Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı'nın açıklandığını anımsatan Babacan, hazırlanan strateji belgesinin ilk kez 700'e yakın yerli ve yabancı bankacı ve finansçının katıldığı toplantıda tanıtımının yapıldığını dile getirdi. İstanbul'dun orta vadede ulusal ve bölgesel, uzun vadede küresel finans merkezi olmasını öngören strateji ve eylem planına olumlu tepkiler aldıklarını anlatan Babacan, "Daha sonra yaptığımız temaslarda, 'bu iş zor, uğraşmayın' diyen çıkmadığı gibi, bunun gerçekçi bir politika olduğunu, ancak atılması gereken adımların önemli olduğunu belirttiler. Doğru politikalar ve tedbirlerle bunun gerçekleşebileceğini ifade ettiler" dedi.

Babacan, G-20 Bakanlar Toplantıları, arkasından G-20 Zirvesi ve şimdi de IMF ve Dünya Bankası toplantılarının başarıyla ev sahipliğini yapan Türkiye'nin, küresel ekonominin kaptan köşkünde yer aldığını belirtti. Toplantılar çerçevesinde çok sayıda katılımcının ilk kez İstanbul'a geldiğini ve tekrar geleceklerini söylediklerini vurgulayan Babacan, bu toplantıların uzun yıllar akıllardan çıkmayacağını düşündüğünü ifade etti.
 

"186 ülkeden katılım oldu"

IMF ve Dünya Bankası toplantılarına 186 ülkeden ekonomi ve maliye bakanları başta olmak üzere küresel ekonomiye yön veren kim varsa, İstanbul'da olduğunu bildirdi. Babacan, küresel ekonomik krizin ana temayı oluşturduğu IMF ve Dünya Bankası toplantıları çerçevesinde, 180 toplantı gerçekleştirildiğini vurguladı. Kongre merkezinde binin üzerinde merkez olduğunu anımsatan Babacan, bu ofislerde binlerce ikili görüşme yapıldığını dile getirdi. Toplantı merkezine 13 bin 712 kişinin toplantıları izlemek için geldiğini açıklayan Babacan, bunun bin 662'sinin basın mensubu olduğunu ifade etti. Kongre merkezine girmeyip, bu toplantı çerçevesinde İstanbul'a gelen birçok kişi olduğunu tahmin ettiklerini söyleyen Babacan, bu konuda kesin bir sayı vermenin mümkün olmadığını belirtti.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler