IMF Türkiye 4'üncü gözden geçirme raporu yayınlandı
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye için ana sorunun, ekonomik toparlanmaya zarar verebilecek dış dengesizlikleri denetim altında tutmak olduğunu bildirdi.
Kredi kartlarına denetimin genişletilmesini isteyen IMF, mortgage borç hizmetinde sınırlaması ve ölçümlemeler için kapsamlı stres testi senaryolarından yararlanılmasını istedi. IMF "Toparlanmanın yakın vadede, genişleyen dış dengesizliklerin eşliğinde, güçlü kalması bekleniyor" açıklamasını yaptı.
IMF, Türkiye ile Program Sonrası İzleme ve 2010 Yılı 4'üncü Madde Konsültasyon Raporu'nu yayınladı. Raporda gelecekteki risk oluşumlarının önlenmesi için kredi kartları, firmalara sınırsız krediler üzerinde makro öngörülü düzenlemeler getirilmesini, mortgage üzerine borç servisi limitleri uygulanmasını, kapsamlı stres testi senaryolarından yararlanılmasını da önerdi.
IMF raporunda İcra Direktörleri Kurulu'nun tavsiyeleri yer aldı. IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun Türk yetkilileri, kriz öncesi kırılganlıkları sınırlayan, krize etkin bir karşılık oluşturan ve halen devam eden sağlıklı bir ekonomik toparlanmaya katkıda bulunan kapsamlı reformları ile ekonomi politikalarına ilişkin öngörülü duruşları dolayısıyla övdüğü belirtildi. Raporda, "Direktörler Türkiye'nin ana zorluğunun, toparlanmaya zarar verebilecek dış dengesizlikleri denetim altında tutmak olduğunu düşünüyorlar. Özellikle, belirsiz küresel görünüm karşısında, ithalata aşırı güvenin dış pozisyonu kötüleştireceğini, büyümeyi potansiyel olarak istikrarsız dış finansmana bağlı kılacağını not ediyorlar" denildi. Mali Kural'da gecikmenin kısa sürmesi umudu dile getirilen raporda şu saptamalar yapıldı:
-Direktörler dış dengesizlikleri denetim altında tutmak için, kriz bağlantılı teşviklerden çıkış önlemlerinin ortaya konulması, düşük üretim maliyetlerinin bağlı kıldığı ithalatı sınırlamaya yönelik reformlara girişilmesi gerektiğini gözlemlemiştir. Yetkilileri, 2010 yılında, kanuni harcamalardan artan bölümleri gelir fazlası olarak tasarruf ederek, mali teşvik önlemlerini gevşetmeye ağırlık vermeleri konusunda teşvik etmişlerdir. Bu, cari işlem ve enflasyon baskısını denetim altında tutmaya yardımcı olacak, devlet borçlanmasının özel sektör finansmanını daraltması etkisini sınırlayacak ve yetkililerin mali disiplin konusundaki ehliyetlerini güçlendirecektir.
Mali kural
-Direktörler, politika çerçevesinde önemli güçlenme getireceğini düşündükleri yeni mali kural hazırlığını memnuniyetle karşılamış, mali kuralın 2011 bütçesi hazırlıklarının temelini oluşturacağını ummaktadır. Bu bakımdan taslağın hızlı bir şekilde onaylanmasını beklemekte, üzerindeki gecikmenin kısa süreli olacağını ummaktadır. Kural'ın başarısının, güçlü siyasi destek ve güçlendirilmiş bir vergi yönetimi ve harcama baskılarının sınırlandırılması dâhil yeterli yardımcı koşulların desteğiyle, yetkililerin taahhütlerine sadık kalmasına bağlı olduğunu not etmektedir.
-Gelişmiş ülkelerdeki faiz oranlarının tarihi düşük düzeylere inmesi ve yurtiçinde ılımlı enflasyon baskısıyla birlikte Direktörlerin çoğunluğu, daha sonra gelebilecek daha keskin ve geniş bir sıkılaşmayı gereksiz kılmak üzere, para politikasında tedrici bir sıkılaşma çağrısında bulunmuştur. Direktörler, uzmanların, enflasyon hedefleme çerçevesinde esnek döviz kuru sistemini muhafaza ederken sermaye hesabı çalkantılarına karşı korunmada daha hızlı rezerv oluşumu için günlük, önceden bildirilmiş döviz satın alımları önerisini onaylamışlardır.
2010 reel GSYİH büyümesi yüzde 6.1
Rapora göre Türkiye'de 2010 yılında reel sektörde GSYİH yüzde 6.1 büyüyecek. Özel tüketim artışı da aynı oranda olacak. Özel brüt sabit yatırım büyüme oranı yüzde 20.5 olarak tahmin edildi.
GSYİH'ya özel iç talebin katkısı yüzde 8.7 olarak hesaplanırken kamu harcamaları yüzde 0.5 azalacak. Net ihracat yüzde 2.1 azalış gösterirken, tahminlere göre GSYİH deflatörü yüzde 8.2 olacak. 12 aylık dönem sonunda tüketici fiyatlarıyla enflasyon yüzde 7.6, satın alma paritesine göre enflasyon ise yüzde 7.1 olarak hesaplandı.
Faiz dışı fazlanın bu yıl GSYİH'nın yüzde -0.3'ü kadar olması bekleniyor. Net faiz ödemeleri ise GSYİH'nın yüzde 3.7'si olacak. Genel denge GSYİH'nın yüzde -4.1'i düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edildi.
Bu yıl cari işlemler dengesinin GSYİH'nın yüzde 4.7'si kadar açık vereceği tahmin edilirken, petrol harcamaları dışında açık tahmini yüzde 0.2 olarak ölçüldü. Brüt finansman gereksinimi GSYH'nın yüzde 14.9'u olacak, net doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yüzde 1.2 düzeyinde olması beklenirken brüt dış borç, GSYİH'nın yüzde 41.3'ü, net dış borç ise GSYİH'nın yüzde 25'i olacak.
2008'de 950 milyar, 2009'da 954 milyar TL olan Türkiye'nin Gayrı Safi Milli Hasılası'nın 2010 yılında 1 trilyon lira sınırını aşarak, 1 trilyon 95 milyar 600 milyon TL olacağı da rapordaki tahminler arasında yer aldı.
Direktörler stres testi istedi
IMF'nin genel anlamda, küresel krize bir karşılık olarak birçok ülkede başlangıçta girişilen finansal sektör düzenlemelerinde gösterilen gevşemenin aşamalı olarak sona erdirilmesi çağrısında bulunduğu raporda, "Gelecekteki risklerin yükselmesine önlemek üzere Direktörler, kredi kartları, firmalara sınırsız kredi verilmesi konularında makro öngörülü düzenlemelerin güçlendirilmesi, mortgage üzerindeki borç hizmetlerinin sınırlandırılması kadar, daha kapsamlı stres testi senaryolarından yararlanılmasını tavsiye etmişlerdir" denildi.
Direktörler Kurulu'nun, yetkililerin 2011'de Mali Sektör Değerlendirme Programı'nın (FSAP) güçlendirilmesine ilişkin taahhütlerini de memnuniyetle karşıladığı kaydedildi.
Rekabet eksikliği
Raporda "Direktörler uzmanların bir rekabet eksikliğinin varolduğuna ilişkin değerlendirmelerini de not etmiştir. Direktörler rekabeti güçlendirecek, istihdam bakımından zengin bir büyümeyi güvence altına alacak, dış tasarrufa bel bağlamayı azaltacak, ithalat bağımlılığını düşürecek cesur yapısal reformlara olan gereksinimin altını çizmiştir. İstihdam maliyetlerinin bölgesel emsalleriyle daha iyi uyum sağlamasını savunmuşlardır. Bu açıdan Direktörler, artan bir esneklik getiren ve emek piyasasında kimi yapısal sorunlara hitap eden kapsamlı istihdam stratejisi hazırlıklarını memnuniyetle karşılamıştır. Enerjide maliyetin fiyata yansıtılması formülünün sürdürülebilir ve düzenli biçimde uygulanması, doğal kaynakları korumayı teşvik ederek ithalat talebi için ılımlı talebe ve daha etkin üretim kapasitesine yol açacaktır" denildi.
Toparlanmanın kısa vadede güçlü kalması bekleniyor
Raporda, "Genişleyen dış dengesizliklerin eşlik ettiği toparlanmanın kısa vadede güçlü kalması bekleniyor, büyümenin bu yıl baz etkisine borçlu olarak yüzde 6'yı aşması ve yıl içinde kredi talebi kaynaklı kesintisiz bir ivme sergilemesi bekleniyor. Enflasyonun azalmaya devam edeceği fakat yine hedef bandın üst yarısında kalacağı tahmin ediliyor. Büyümenin kaldığı yerden devam etmesi ve bol küresel sermaye akışlarıyla birlikte cari işlem açığının, ithalatta canlı büyümeyle GSYİH'nın yüzde 4.75'ine genişlemesi tahmin ediliyor. Bu kayıtlı sektör istihdamının ağır maliyetini ve üretimde yüksek enerji yoğunluğunu yansıtıyor. Dış finansmana bağlı büyümeyle birlikte rezervlerde yetersiz yenilenme ve sermaye akışlarının daha kısa sürmesi, küresel koşullar kötüleşir ya da risk iştahı zayıflarsa, üretimde oynaklıkları artırabilir" denildi.
On yıllık güçlü makroekonomik politikalar
Raporun geçmiş dönemin anlatıldığı bölümünde "Yaklaşık on yıl süren güçlü makroekonomik politikalar ve reformlar Türkiye'nin küresel finansal krize, Yükselen Avrupa'daki birçok ülkeden daha güçlü bir pozisyonda girmesini sağladı. Krizden önce daha denetimli bir dış kredi destekli hızlı yükseliş, konjonktür yükselmelerine karşı politikalara daha iyi bir odaklanma ve krediler için daha sıkı bir düzenleyici ortam, kırılganlıkların armasını sınırlamaya yardımcı oldu ve bankalarla hane halkı bilançolarını güçlü tuttu" ifadesi yer aldı.
Söz konusu güçlü konumun Türk ekonomisinin, küresel finansal krizin başlattığı önemli üretim düşüşünden hızlıca çıkmasına yardımcı olduğunu belirten IMF, kriz dönemi Türkiyesi'ni şöyle özetledi:
"2008 sonlarında ve 2009 başındaki hızlı çöküşten sonra GSYİH, sermayenin yeniden akmaya başlaması ve iç güvende tutarlı bir iyileşme üzerine hızlı bir şekilde toparlandı. Mali, parasal ve finansal politikalarda geniş çaplı ve uygun rahatlama toparlanmaya katkı yaptı. Sonuçta GSYİH 2009 yılında yüzde 4.75 oranında düştü. Bununla birlikte, zayıf talep üzerine 2009'da azalan cari işlemler açığı o dönemden beri genişliyor. 2010 başlarında büyük dolaylı vergi artışları gıda fiyat şokları enflasyonda geçici bir sıçramaya ve aynı zamanda enflasyon beklentilerinde artışa neden oldu. İşsizlik zirve noktasından ılımlı hale gelse bile hala yüksek durumda. Bununla birlikte bankacılık sektörü sadece geri dönmeyen kredilerde ılımlı yükseliş gördü ve sermaye yeterlilik rasyoları yüksek kaldı."
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Emekliye iyi haber yok!