İnternet çıktı, ilişki bozuldu
İnterneti çok kullanan insanların sosyal ilişkileri de değişti. Artık ilişkiler anlık mesajlaşma programları ve Facebook’ta yürütülüyor. Psikolog Vahide Ersü, ilişkiler konusunda interneti hayatı kolaylaştırmak için kullanmanın yanında. Ancak dışarıda gerçek insanlar olduğunu unutmamak kaydıyla.
2010 yılına geliyoruz ve teknolojinin tavan yaptğı bir çağdayız. İnternet kullanımı giderek yoğunlaşıyor; zaten halihazırda cep telefonu ve televizyonumuz da var. Yani insanlar hiç kimseyi görmeden gündelik yaşamını sürdürebilir. Hal böyle olunca ilişkiler de sanal dünyadan kurulmaya başlandı. Sanal hayatta kavgalar edildi, bu kavgalar gündelik hayata taşındı, facebook’ta ilişkiler meşrulaştırıldı, birbirlerine mail’le “seni seviyorum” bile denildi. Peki bunların ne kadarı gerçek? İnsanın kendisini bu denli kaptırması ne kadar normal? Biz de ocak ayında Nirengi Psikolojik Danışmanlık’ta “İletişim Çağında İlişkisizlik” adında bir seminer verecek olan psikolog Vahide Ersü’ye “Nereden geldik, nereye gidiyoruz” diye sorduk. Zaman zaman karşılıklı atışma şekline dönüşen sohbetimiz, internete ne yararlı ne de zararlı dedirtebildi... Ancak bir konuda anlaştık: Bırakın internet gerçek ilişkilerinizi kolaylaştırsın, onları oluşturmasın...
Ersü, terapiye gelen hastalarının SMS ya da internet yoluyla bir şeyler yaşamaya başladıklarını ifade ediyor. “Facebook’ta sadece 100 arkadaşım var” diye ağlayan ve kendini yalnız hisseden bir kişi olabildiği gibi, sanal ortamdaki birisi ona “merhaba” demediği için dünyası yıkılanlar olduğunu anlatıyor. Bu sürecin televizyonla başladığını ancak televizyonun çok daha masum kaldığını söylüyor. Evet, televizyon da insanı esir alıyor ve bağımlılık yaşatıyor ancak bu ilişkinin tek yönlü olduğunun altını çiziyor Ersü. “İnternet ise sanki ben de bir şey yaşıyormuşum duygusunu vererek aslında televizyondaki interaktif olamayan beni, ilişki yaşıyorum boyutuna getirdi” diyor. Peki, internetin insanı besleyen bir yanı, bilgi almada kolaylığı yok mu? Bunu da reddetmiyor Ersü. İnternette müthiş bir bilginin olduğunu ancak bununla birlikte dezenformasyonun da olduğunu anımsatıyor. “Leke nasıl çıkarılır”dan, “su böreği nasıl yapılır”a kadar her türlü bilgi var. Ama doğruluğu her zanan tartışmaya açık.
Bir de internetteki arkadaşlarıyla konuşmak için kendi gerçek hayatını terk edenler var. Ersü, kendisi için en büyük soru işaretlerinin bu noktada başladığını anlatıyor: “Geçenlerde bir restoranda otururken, bir masada erkekli kızlı gruba gözüm takıldı. O masada biri SMS yazıyor, biri internette, diğeri telefonla konuşuyor. Ama yan yanalar, tek bir kontak yok aralarında. Benim yakaladığım bir andı. Ürkütücü geliyor bana. Evet internetin çok işe yarayan bir parçası var sanki ama giderek zaman ve mekân paradigmalarının ilişkideki anlamı değişti.”
Evimizin içinde yatak odasından arkadaşımla yazışabilir, gece yarısı biriyle MSN’den konuşabiliriz. Özellikle anlık mesajlaşma sistemlerinin hem sanal hem de çok gerçek olduğunu söylüyor Ersü. Çünkü tam zamanlı: “Diyelim İngiltere’de yaşayan biriyle internette hemen konuşabiliyor, haberleşebiliyorsunuz. Zaman ve mekândaki sanallık başlıyor orada. Ben İngiltere’deki sevgilimle ‘nasılsın canım, iyiyim dişlerimi fırçaladım’ diye konuşabilirim. Bu hoş bir şey ama öte yandan ben sanki günlük hayatımdaymış gibi yaşıyorum bunu, ama değil aslında. Kokusu yok, göz kontağı yok, dokunmuyoruz, bir şey yaşadığımızı varsayıyoruz.”
Peki bu şekilde yürüyen pek çok ilişki var, onlar yaşanmış olmuyor mu? Tanrı’ya dua etmeye benzetiyor Ersü bunu. “Tanrı’yla kurulan ilişkiler beden gerektirmez ya hani, ona benzetiyorum. O andaki mimikler yok, vücut dilinden bir şey yok. Bunlar ilişkiyi ilişki yapan şeyler. Seni seviyorum örneğin, bu cümleyi söyleyebilirim, istediğimi diyebilirim, sen de benim dediğimi gerçek kabul edersin.”
Facebook gerçeklik algısını değiştiriyor
Facebook da ilişkileri etkileyen başlıca faktörlerden. Bunun terapilere çok sık gelen bir durum olduğunu ifade ediyor Ersü: “Girdi ama bana merhaba demedi. Ahmet’i arkadaş olarak eklemiş. En çok duyduğumuz sözler terapiler esnasında. Bütün bunların bir anlamı var orada, çünkü bunlar üzerinden duygu yaşanıyor. Orada hani gül gönderiyor, kalp gönderiyor. Sanallıkla gerçekliğin birbiriyle çok karıştığı bir yer olmaya başlıyor orası. Gerçek yaşadığımız zamanla tutarlı olmayan sanal bir zamanda yaptığımız için gerçek yaşantımızda hayal kırıklığı engellenmişlik duygusuna dönüşüyor. Gerçeklik algısı karışmaya başlıyor. Çocuklarda kafa karışıyor özellikle. Bir an önce elde etmeye yönelik tüketim, elde edemezse de hayal kırıklığı, bunu tolere edememek. Bütün bunlar aslında bir kişilik bozukluğunun semptomlarına dönüşüyor.”
Ersü’nün bu konuda önerileri, interneti neden kullandığınızı kendinize itiraf etmekle başlıyor. Kendinize dürüst olursanız, üzerinizde güç kurmamış olur. İnterneti gerçek hayatımızdaki dost, arkadaş, sevgilinin önüne koymamayı, ilişkiyi ilişki gibi yaşamayı tavsiye ediyor Ersu ve “Dışarıda gördüğümüz, kokladığımız, dokunduğumuz gerçek ilişkilerimiz olduğunu unutmamalıyız” diyor.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke