İsrail, Türkiye'deki tutuklu gazetecileri savundu!

Dokuz Türkün hayatını kaybettiği filo baskını nedeniyle İsrail'in özür dilemesinde ısrar eden Türkiye'nin, "Ermeni soykırımı", "Kuzey Kıbrıs işgali", Kürt yurttaşlarının "temel kolektif haklarının reddi" gibi özür dileyeceği birçok şeyin olduğu iddia edildi. Haaretz gazetesince yayımlanan bir makalede, Türkiye'nin cezaevlerinde "çürüyen" 61 gazeteciden neden özür dilemediği sorulurken, "Bir boğa gibi davranırsanız, porselen dükkanında yaşamamalısınız. Bir cam evde oturursanız eğer, komşularınıza taş atmadan önce iki defa düşünmelisiniz" görüşüne yer verildi.

İsrail'in önde gelen gazetelerinden Haaretz'in "Özür Dilemekten Söz Ederken." başlığı ile yayınladığı makalede filo baskının soruşturan BM Paneli'nin tartışmalı raporunda Gazze'deki limanların ancak küçük balıkçı teknelerine hizmet verecek kapasitede olduğunun belirtildiğine dikkat çekildikten sonra Türkiye'nin, Gazze'ye yardım götürecek gemilere savaş gemilerinin refakat edeceği açıklamaları anımsatıldı.

Demokrasileri Savunma Vakfı'nın üst düzey uzmanlarından Emanuele Ottolenghi imzasını taşıyan makalede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e yönelik "şımarık çocuk" gibi sert eleştirilere ve kararlılık beyanlarına da vurgu yapıldıktan sonra Türkiye'nin filo baskına ilişkin "özür" ısrarı üzerinde durulurken şu görüşleri dile getirdi:
"Özür dilemekten söz ederken, Türkiye'nin, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün 2010 basın özgürlüğü endeksinde 138'nci sırada yer alıyor. Ne dersiniz? Türk cezaevlerinde çürümeye devam eden 61 gazeteci serbest bırakılsın mı? Ne dersiniz? Onlardan özür dilensin mi? Yoksa onlara verilen hapis cezaları, Türkiye'nin büyüklüğü (veya en az Erdoğan'ınki) için ödenen bedelidir."

Türkiye'nin bundan çok daha fazla şeyler için özür dilemesi gerektiği iddia edildiği makalede bu bağlamla "Lafı uzatmayalım ancak Türkiye'nin özür dilemesi gerekenler listesi uzundur" görüşüne de yer verildi.

Makalede bu bağlamla Türkiye'nin "Kuzey Kıbrıs'ı hukuk dışı olarak işgal etmeyi sürdürdüğü", "Erdoğan'ın hücumbot diplomasi tehditlerini Kıbrıs'a (Rumlara) yönelttiği", Türkiye'nin Kürt vatandaşlarına temel kolektif haklarını vermeyi reddettiği", Kuzey Irak'ta sınır ötesi operasyonlarını gerçekleştirerek "komşularının egemenliğini ihlal ettiği" öne sürüldü.

Türkiye'nin PKK ile mücadele konusunda insan haklarının ihlal edildiği ima edildiği makaleye şu sözlerle son verildi:
"Öyküden çıkartılacak ders şudur: Bir boğa gibi davranırsanız eğer, porselen dükkanında yaşamamalısınız. Ve camdan bir evde oturursanız eğer, komşularınıza taş atmadan önce iki defa düşünmelisiniz. Sayın Erdoğan bir özür mü istiyor? Bir özürle başlamaya ne dersiniz?"