"İsrail ve Türkiye barışma sürecini başlatmalı"
Wikileaks'in arkasında İsrail'in bulunduğu iddiaları Türkiye'de artan biçimde dile getirilirken, İsrail'de iki ülkenin "barışma süreci"ne start verilmesi gereği savunuldu. Jerusalem Post tarafından yayımlanan bir makalede "barışma süreci"ni başlatmak için İsrail'in filo baskını için tazminat ödemesi, Türkiye'nin de büyük Batılı merkezlerdeki diplomatlarının İsrailli meslektaşlarıyla gayri resmi temaslarına izin vermesi gibi öneriler dile getirilirken, bu süreçte ABD'nin "aktif bir rol" oynaması da savunuldu.
Jerusalem Post tarafından yayımlanan bir makalede "barışma süreci"ni başlatmak için İsrail'in filo baskını için tazminat ödemesi, Türkiye'nin de büyük batılı merkezlerdeki diplomatlarının İsrailli meslektaşlarıyla gayri resmi temaslarına izin vermesi gibi öneriler dile getirilirken, bu süreçte ABD'nin "aktif bir rol" oynaması da istendi.
Jerusalem Post gazetesince yayımlanan, New York Üniversitesi Küresel İşler Merkezi öğretim üyelerinden Ortadoğu uzmanı Prof. Alon Ben-Meir'in kaleme aldığı "Çekişmelerin ötesinde: Türkiye ve İsrail'in neden birbirine ihtiyacı var" başlıklı makalede "İki ülke, hiç birinin ulusal çıkarlarına hizmet etmeyen kazan-kaybet yaklaşımını benimsenerek hatalar yaptı" görüşü dile getirilirken iki ülkenin barışması gereği vurgulanıyor.
"Türkiye'nin yükselişi etkileyici"
Türkiye'nin özellikle son 10 yıldaki yükselişinin "etkileyici" olduğunu kaydeden Alon Ben-Meir, Türkiye'nin 2002 yılından beri "Amerika'ya meydan okuma riski olsa da bağımsız bir dış politika" benimseme kararına aldığını, "sıfır sorun" politikasını "kararlılıkla ve kayda değer bir yetenekle" uyguladığını, Suriye gibi ülkeleri "düşmandan dosta dönüştürdüğü"nü, çoğu Arap ülkesi, Balkanlar ve Kafkaslara uzandığını kaydetti.
"Sıfır sorun politikası için terk edildi"
Makalede ancak o kadar "iddialı" bir dış politika girişimlerinin bazı aksaklıklarının da olması kaçınılmaz olduğu yorumunun da yapıldıktan sonra Türkiye'nin Ermenistan ve İsrail ilişkilerdeki olumsuz gelişmelere dikkat çekilerek "Sıfır sorun politikası, Türkiye'nin 60 yılı aşkın bir süre önemli bir stratejik ilişkide bulunduğu İsrail konusunda terk edildi" savı öne sürüldü. Makalede şunlar da söylendi:
"Türkiye, İsrail için son derece önemli bir müttefik idi, aralarındaki ilişki, ABD ile olan bağlardan sonra ikinci sırada gelirdi. Bu İsrailliler, neden gelişmeler konusunda derin bir kaygı duyduklarını izah ediyor. Çoğu İsrailler için filo olayı, başlıca bir hareket noktası idi çünkü Türkiye, kendisini İsrail'in düşmanları arasına konuşlandı."
Alon Ben-Meier "İsrail ve Türkiye'nin stratejik ittifakının getirdiği sorumluluğuna uygun hareket etmede başarısız olduğu" görüşünü de yansıttığı makalesinde örnek olarak İsrail'in Türkiye'nin barış sürecine ilişkin kaygılarını gidermediği, Ankara'nın yapıcı bir rol oynama isteğine pek kulak asmadığı, Türkiye'nin ise, İsrail'in Arap ülkeleriyle ilgili tecrübesinin çok karmaşık olduğunu kabul etmeye yanaşmadığı yorumunu yaptı. Makalede şöyle devam edildi:
"İlişkileri onarmaya yönelik mevcut çabaları, Ankara'nın Doğuya yönelik stratejik bir tercih yapmış ise yürümez. Ancak bu, pek olası bir senaryo değil, çünkü Ankara, İsrail'in işbirliği olmadan bölgesel barış ve istikrar pek mümkün olmayacağını bilir. Türkiye'nin başlıca bir bölgesel oyuncu olmak için ikili ilişkileri terk etmesi gerekmez. Aksine."
"İlişkilerin yeniden tesis edilmesine yönelik öneriler"
Makalede "Türkiye ve İsrail, hiç birinin ulusal çıkarlarına hizmet etmeyecek kazan-kaybet yaklaşımını benimseyerek birçok hata yaptı" görüşünün dile getirilmesinden sonra iki ülkenin dostane ilişkilerini yeniden tesis etme arzusunu ortaya koyması istendi.
Bu çerçevede, Başbakan Erdoğan'ın filo baskınına ilişkin tüm taleplerinden vazgeçmeyeceği gibi İsrailli mevkidaşı Netanyahu'nun da özür dilemeyeceğini savunan Ben-Meir, ilişkilerin onarılabilmesi için bir dizi öneri getirdi. Makalede sıralanan öneriler özetle şöyle:
"-Adım atılabilmesi için her iki tarafın BM soruşturma komisyonuna yönelik yapıcı bir tutum konusunda mutabakata varmalı.
-Gerginlik azaltmak için özel ve resmi kanallardan yapıcı bir diyalog başlatılmalı.
-Barışma sürecini başlatmak için İsrail, insani bir jest olarak tazminat ödemeyi kabul etmeli.
-Türkiye, başlıca Batılı merkezlerdeki yetkilerinin İsrailli meslektaşlarıyla gayri resmi görüşmeler yapmalarına izin vermeli.
-ABD'nin, her ikisinin müttefiki olduğuna ve aralarındaki ilişkilerin iyileşmesi çıkarına olacağına göre, aktif bir rol oynaması son derece yararlı olur."
Alon Ben-Meir, makalesine son verirken de Ankara ve Kudüs'ün, aralarındaki ilişkilerin, temel olarak değişmeyen jeostratejik koşullarının bir gerekliliğinin olduğunun farkına varması gerektiğini, İran'ın her iki ülkenin uzun vadeli stratejik çıkarlarına "tehdit" olduğunu vurgularken iki ülkenin aralarında tam işbirliği yapmadan ulusal hedeflerine ulaşamayacağı savunuldu.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!