İstanbul'un yeni yüzü hiç de şeffaf değil

2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı için ayrılan bütçenin 2 milyar TL’yi bulması bekleniyor. Fakat ne kadar paranın hangi projeye aktarıldığı bilinmiyor. AKM’nin yapımı için 60 milyon TL’lik bir bütçe ayıran AKB’nin kendileri için çıkmış özel yasaya dayanarak ihale açılmadan işi İstanbul İl Özel İdaresi’nin iştirakı olan ÖZİDAŞ’a vermesi de cabası... AKB Danışma Kurulu üyesi Eyüp Muhçu da, “Hükümet, tarihi yarımadadaki belediyeler ve Beyoğlu belediyesi AKB Ajansı’nı kasası gibi görüyor” diyor.

İstanbul'un yeni yüzü hiç de şeffaf değil
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.04.2009 - 08:33

İstanbul önümüzdeki yıl Avrupanın üç kültür başkentinden biri olmaya hazırlanıyor. Almanyanın Essen ve Macaristanın Peç kentinde hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor, ancak bizde durum biraz farklı.

2010’da İstanbulun Avrupa Kültür Başkenti olabilmesi için gerekli çalışmaların yürütülebilmesi adına 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı (AKB) kurulmuştu. Ancak 2010un gelmesine sınırlı bir süre kalmasına rağmen projeler ve bütçeler tartışmalı. Geçen haftalarda AKB Ajansında değişiklikler oldu ve Yürütme Kurulu Başkanı Nuri M. Çolakoğlu ile Yürütme Kurulu Üyeleri Gürhan Ertür, İskender Pala ve Metin Sözen görevlerinden istifa etti. Üstelik de gerekçelerini açıklamadan...

 

Kapalı kapılar ardında

Tek sorun bu da değil. Somut adımların atılamamasının dışında çalışmalardaki karanlık noktalar da insanların kafasını karıştırıyor. En önemlisi de AKB Ajansının bütçesi. Resmi rakamlarla 800 milyon TL civarında görünen bütçenin yeni eklemelerle 2 milyar TLyi bulması bekleniyor. Bu kadar çok parayla hiçbir denetim olmadan neler yapılacağı sorun tabii. Netleşmiş projelerin kimine ayrılan bütçeler dudak uçuklatıyor. İşin içine bir de AKB Danışma Kurulu Üyesi, Türkiye Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Eyüp Muhçunun söyledikleri girince durumun rengi iyice değişiyor: Yürütme Kurulu kapalı devre çalışıyor. Kararlar da kapalı kapılar ardında alınıyor. Şeffaflık, aleniyet yok. Kararların nasıl alındığını bilmiyoruz. Bütçe denetimsiz, ihalesiz, plansız, programsız... Hükümet, tarihi yarımadadaki belediyeler ve Beyoğlu belediyesi AKB Ajansını kasası gibi görüyor. Yasalara aykırı işler bu kanaldan yürütülüyor.

AKB bu gücü istedikleri gibi hareket etmelerine olanak sağlayan ve onlar için özel olarak çıkarılan 5706 nolu yasadan alıyor. Hal böyle olunca Muhçunun da altını çizdiği gibi proje ve bütçelerin sadece bir kısmı Danışma Kuruluna sunuluyor. Kalan kısmı sorgusuz, sualsiz kabul ediliyor ya da incelenmeye gerek bile görülmeden reddediliyor... Tabii bu noktada akıllara birçok soru geliyor: Projeler ve bütçeleri hangi kıstaslara göre belirleniyor? Projeler, ihale yapılmadan, kimseye danışılmadan nasıl bir şirkete verilebiliyor? Projelerin verildiği şirketler kim? Paraların hesabı şeffaf biçimde verilebilecek mi?Daha nicesi... Yani ne kadar paranın hangi projeye aktarıldığını Danışma Kurulu bile bilmediğine göre tüm bu süreçte büyük bir şeffaflık sorunu var. Muhçu da bunu vurguluyor: Bazı paralar İstanbul dışındaki projelere harcanıyor. Yönetmelikte bunun yeri var, ama konu tartışmalı. Paralar gelmeden Kültür Bakanlığından ödemeler yapılıyor. İhale sürecinin ardından işlerin ne olduğu belirsiz. Bakanlık kağıt üzerinden buralara para aktarıyor. Arkası denetlenmiyor. Projeleri ve ayrılan bütçeleri görmek istediğimizde bize ancak dört ayın sonunda bir liste verildi. Ancak listede Başbakanın kamuoyu önünde ödedik diye açıkladığı projeler yoktu. İki milyon TLyi kapalı kapılar ardında yönetemezsiniz.

 

Sınırsız bir yetki

Gelelim çoğunu AKB Ajansı Yürütme Kurulundan başka kimsenin bilmediği onaylanmış gizli ve oldukça yüklü bütçelere... Sıranın başında 300 milyon TLlik bütçesiyle Kiptaş Süleymaniye Kentsel Yenileme Projesi yer alıyor. Listenin ikinci sırasında İstanbul Tarihi Camiilerinin Tarihsel Dönemlerindeki Orijinaline Uygun Uşak Halısı ile Donatılması projesi yer alıyor. Bütçesi 14 milyon 383 bin 385 TL... 106 projelik listede uygun görülen para miktarları çeşitli. Ancak bunlar kadar önemli bir diğer konu da AKM ihalesi... Kamuoyunda Mart ayında yapılacağı söylenen ihaleyle AKM projesi bir firmaya verilecekti. Ancak Nisan ayına gelinmesine rağmen henüz bu ihale gerçekleşmedi. İşin daha da garip kısmı 10 Ocakta kapalı kapılar ardında yapılan toplantıda Yürütme Kurulunun bütçeler dışında bir karara daha vardığı görünüyor: 29.12.2008 tarihinde Yürütme Kurulu toplantısında mühendislik projelerinin Ajansımızca temin edilmesine ve işin yapımına ilişkin olarak Alım-Satım ve İhale Yönetmeliğinin 28/c. maddesine göre ÖZİDAŞtan teklif alınmasına karar verilmiştir.Bu karardan Danışma Kurulu Üyesi Eyüp Muhçunun da haberi yok.

Yürütme Kurulu kendinde sınırsız bir yetki görüyor. Çünkü İhale Yönetmeliğinin 28/c. maddesi AKB Ajansına kabaca İstediğinizi yapabilirsiniz diyor. Ajans ihale usulüne tabi olmaksızın ihtiyaçlarını karşılayabilecek yetkiye sahip ama tüm bu süreç acaba ne kadar doğru, ne kadar şeffaf? AKMnin yapımı için 60 milyon TLlik bir bütçe ayıran Ajansın ihale açmadan onarımı İstanbul İl Özel İdaresinin iştirakı olan ÖZİDAŞa vermesi belki yasal... Ama şeffaf değil, etik hiç değil orası kesin...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler