İyi kolesterol hastalıklara karşı korumuyor
TEKHARF Çalışmasının Ürettiği Halkımız Sağlığında Çığır Açması Gereken Bilgiler 3: Kronik hastalıklardan koruyucu proteinlerin başında gelen yüksek yoğunluklu lipoprotein’in (YYL, ya da HDL-kolesterol) yetişkinlerimizde yangıya ve damar sertliğine karşı işlevlerinin, ileriye yönelik topluma dayalı çalışmamızda hayli zayıfladığı ve bunun cinsiyetle kesin ilişkisinin olduğu gösterildi.
İyi kolesterol, erkeğimizi şeker hastalığı, kadınımızı koroner kalp hastalığından korumuyor!
TEKHARF Çalışmasının Ürettiği Halkımız Sağlığında Çığır Açması Gereken Bilgiler 3: Kronik hastalıklardan koruyucu proteinlerin başında gelen yüksek yoğunluklu lipoprotein’in (YYL, ya da HDL-kolesterol) yetişkinlerimizde yangıya ve damar sertliğine karşı işlevlerinin, ileriye yönelik topluma dayalı çalışmamızda hayli zayıfladığı ve bunun cinsiyetle kesin ilişkisinin olduğu gösterildi. Bir toplum genelinde dünyada ilk defa saptanan bu sonuç, şeker hastalığından Türk erkeklerinin ilgili korunmadan tamamen, yüksek (>50/>60 mg/dl) değerlerin her iki cinsiyette kısmen yoksun olmasından çıkarıldığı gibi, koroner kalp hastalığından kadınlarımızın hemen hiç korunmadığı gözlemlerinden de kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte düşük düzeylere kıyasla orta düzeyli (40-60 mg/dl) kadınlarımızda genel ölüm oranı anlamlı derecede düşüktü. YYL parçacıklarının bu işlev bozukluğunu, yangı göstergeleri ile ilişkileri ve –daha önce açıkladığımız– diğer koruyucu proteinlerde benzer kusurların varlığı desteklemektedir. Anılan bozukluk, kronik düşük düzeyli yangının artmışlığından ileri gelebilir.
Yüksek Yoğunluklu Lipoprotein (YYL) halk arasında ‘iyi kolesterol’ (ya da HDL-kolesterol) olarak bilinir. İnsanı koroner kalp hastalığından koruyan başlıca yağ-proteindir, temel unsurdur. Bu koruma temelde damarlarımızın duvarına zamanla sızıp oturan kolesterolün bu dokulardan harekete geçirilerek karaciğere nakledilip orada metabolize olması yoluyla gerçekleşir ki, bu süreç ‘ters kolesterol nakli’ olarak terimlendirilir.
YYL parçacıkları bu koruyucu mekanizmayı hem bazı enzimleri aracılığıyla, hem de YYL parçacığının yüzeyini örten apolipoprotein (apo) A-I adlı protein aracılığıyla yapar. Apo A-I’in YYL parçacığından bağımsız bir şekilde yetişkinlerimizde koruyuculuk işlevini yitirdiğini ve bu nedenle şeker hastalığından, kadınlarımızı da ayrıca koroner kalp hastalığından korumadığını önceki bir yazımızda açıklamıştım.
YYL parçacıklarının, dokulardan ‘ters kolesterol nakli’ sürecine ilaveten, oksidasyona karşı ve yangıya karşı işleyen çeşitli mekanizmalara sahip olduğu gösterilmiştir ki, bu enzimlerden en iyi bilineni paraoksonaz adını taşır. YYL parçacıkları, üstelik, damar duvarındaki hücre yapışkanlık proteinini ve C-reaktif proteinin yangı yapıcı etkinliğini baskıladığı gibi, pıhtılaşmaya karşı etkilere de sahiptir.
Kanda HDL-kolesterolde her 1 mg/dl’lık artışın çoklu ayarlanmış koroner kalp hastalığı riskinde %2-3’lük bir azalmanın eşlik ettiği tahmini genelde kabul görmektedir. Buna rağmen, şeker hastalığında YYL parçacıklarının damar sertliğinden koruyucu etkinliklerinin eksik olabileceği son zamanlarda bilinmektedir. Bu değişim, YYL parçacıklarındaki yağlar, apoproteinler ve/veya enzimlerin oksidatif süreç yoluyla değişime maruz kalmasına bağlanmaktadır.
Bazı çalışmalarda antioksidan enzimlerin sistemik yangı varlığında etkinliğinin bertaraf edilebileceği ve parçacık içerisine alınan okside yağ ve proteinlerin YYL parçacıklarını yangı oluşturucu parçacıklara dönüştürebileceği yakın zamanlarda test tübünde gösterilmiştir. Hasta insanlar üzerinde bir araştırma da, >70 mg/dl HDL değerlerine sahip veya YYL parçacık boyutları en büyük kümelerde kalp-damar hastalığı riski yüksek bulunmuştur.
Böylece, şeker hastalığı ve koroner kalp hastalığı gibi durumlarda bozulabileceğine dair ipucu saptanan YYL parçacıklarının, sağlıklı toplum genelinde, özellikle Türk yetişkinlerinde anılan hastalıklara ve tüm-nedenli ölüme karşı ilişkisini ileriye yönelik biçimde araştırmayı isabetli bulduk.
HDL-kolesterol ve gelecekte koroner hastalık, şeker hastalığı ve ölüm oranı: TEKHARF Çalışmasında başlangıçtaki ortalama yaşı 49 olan 1631 erkekle 1678 kadın, 7.4 yıl süresince izlendi. HDL-kolesterol düzeyleri lineer regresyonda her iki cinsiyette apolipoprotein (apo) A-I, fibrinojen ve adiponektin düzeyleriyle doğrusal, CRP değerleriyle de zayıf ve ters yönde ilişkiliydi. Kadında şişmanlık göstergeleri ve açlık insülini ile zayıf bağıntı sergiledi.
Lojistik regresyonda, yaş, sigara içiciliği, göbeklilik ve şeker hastalığı için ayarlandıktan sonra, HDL-kolesterol erkekleri koroner kalp hastalığından beklenen şekilde koruyordu (12 mg/dl’lık artış karşılığında nisbi risk 0.76 [%95GA 0.64; 0.91]), ama şeker hastalığı ya da genel ölüm için koruma kanıtı gözlemlenmedi.
Kadınlarda, HDL-kolesterol koroner kalp hastalığıyla ilişkili bulunmadıysa da, düşük düzeylere kıyasla orta düzeyler (40-60 mg/dl), başka değişkenler arasında apo A-I üçtebir dilimlerinin de dahil olduğu modelde şeker hastalığına karşı koruyordu. Genel ölüm oranı da kadınlarda, yaş, sigara içiciliği hipertansiyon, şeker hastalığı ve apo B için ayarlandıktan sonra, düşük bulundu (12 mg/dl’lık artış karşılığında nisbi risk 0.54 [%95GA 0.35; 0.82]).
YORUM
Bir genel nüfus örnekleminde YYL parçacıklarının yangı yaratıcılığına dönüşmesi – belki erkekte şeker hastalığı konusu dışında– doğal olarak saptanmamış olsa da, yangıya ve damar sertliğine karşı işlevlerinde açıkça zayıflama varlığı, cinsiyetleri karşılaştırma yoluyla belgelendi. Kanda HDL-kolesterol erkeklerimizi koroner kalp hastalığından ılımlı bir şekilde korumaktaydı; şöyle ki 1 mg/dl’lık artışın %1.8 korumaya karşılık geldiği tahmin edilebilirdi. Kadında bu açıdan hiç koruyuculuk emaresinin görülmemesi sonucu, 12 mg/dl’lık farkın Türk kadınlarında tüm koroner kalp hastalığı gelişmesinin %20 kadarını (yılda 10-15 bin kadını) korumaktan yoksun olduğu düşünülebilir.
Şeker hastalığına karşı yüksek HDL-kolesterol değerlerinin (>50/>60 mg/dl) her iki cinsiyette koruyuculuktan uzak bulunması nedeniyle, bu kümedeki YYL parçacıklarının farklı yapıda olduğu, antioksidan niteliğinin azaldığı ve kısmen yangı yaratıcılığına dönüştüğü ileri sürülebilir.
Bu, şeker hastalığı için regresyon modeline C-reaktif protein katılınca HDL-kolesterol’ün şeker hastalığıyla anlamlı olmayan bir pozitif ilişki halinde görünmesine dair gözlemle desteklenmektedir. HDL-kolesterol değerlerinin kanda fibrinojenle anlamlı bir doğrusal ilişki göstermesi de dikkat çekici olup bu parçacıkların pıhtılaşmaya karşı işlevinin de bozukluğa katıldığına işarettir.
Sonuç olarak, yetişkinlerimizde YYL parçacıklarının yangıya ve damar sertliğine karşı işlevleri, ileriye yönelik topluma dayalı çalışmamızda hayli zayıfladığı ve bunun cinsiyetle kesin ilişkisinin olduğu gösterildi. YYL parçacıklarının bu işlev bozukluğunu, yangı göstergeleri ile ilişkileri ve diğer koruyucu proteinlerde benzer kusurların kaydedilmesi desteklemektedir, Sözkonusu bozukluk kronik düşük düzeyli yangının artmışlığından ileri gelebilir.
Prof. Dr. Altan Onat, TEKHARF Çalışması Yöneticisi, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Em. Öğretim Üyesi, alt_onat@yahoo.com.tr, TEKHARF Çalışması Mensupları adına
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- ‘Bir an önce ilan etmelerini bekliyoruz’