"İyileşmenin işareti"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ocak ayında işsizlik oranının yüzde 14.5 olmasını "iyileşmenin işareti" olarak yorumladı. Geçen yılın aynı ayına göre işsizlikte yüzde 1'lik düşüş yaşandığını belirten Erdoğan, "Bu düşüşün 2010 yılı için çok ümit var bir başlangıç olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında 23 Nisan'da Çocuk Bayramı ile birlikte TBMM'nin 90. kuruluş yıldönümünü kutladıklarını belirterek "23 Nisan 1920'de, Gazi Mustafa Kemal'in de ifade ettiği gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi millet iradesinin tecelligahıdır ve onun üzerinde hiç bir güç yoktur. Milletin iradesi üzerine ipotek koymaya, onun üzerinde vesayet kurmaya çalışanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundaki ruhu anlayamamış olanlardır. Her konuda nihai söz ve karar sahibi millettir. Bu ülkeye istikamet çizecek olan, bu ülkenin istikbalini belirleyecek olan millettir. Ülkemizin en hayati meselelerinde, siz aziz milletimizin temsilcilerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi ittifakla karar alamadığında, son sözü söyleyecek olan, son kararı verecek olan da sizlersiniz değerli milletim. Milletimizin engin ferasetini inkâr edenler, ülkemizi yakından ilgilendiren meselelerde size danışmamızı yadırgayanlar, milletle aralarındaki köprüleri kaldırmış, milletle iletişimi kesmiş olanlardır" diye konuştu.
Türkiye'nin bütün insanlarının huzur içinde yaşaması için "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi"ni başlattıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, "Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizi anlatmak ve değerli sanatçılarımızın görüş, öneri ve eleştirilerini almak üzere bir süredir istişare toplantıları düzenliyoruz. Önce ses sanatçılarımızla, ardından sinema ve gösteri dünyamızın ünlü simalarıyla, son olarak da edebiyat ve düşünce dünyamızın önde gelen isimleriyle buluştuk. Türkiye'de on yıllardır hüküm süren kronik meselelerin çözümü için, her bir sanatçımızın, yüreğini ortaya koyduğunu, büyük bir memnuniyetle müşahede ettik. Bir kez daha gördük ki, Türkiye'nin çözülmez gibi görünen sorunları, aslında el birliği, gönül birliği yaptığımızda çok kolay, çok hızlı çözülebilir" dedi.
"Saldırılar Türkiye'nin huzurunu bozamayacak"
Başbakan Erdoğan, bazı iç ve dış mihrakların, istismar zeminlerini kaybedecek olmanın verdiği panikle süreci kışkırtmaya, ülke içinde huzursuzluk çıkarmaya çalıştıklarını ifade ederek "Van'da, Samsun'da, Kayseri'de, siyasetçilere yönelik saldırılar, Samsun'da, Giresun'da güvenlik güçlerimize yönelik son saldırılar, aynı zamanda bu ülkenin kardeşliğine yapılan saldırılardır. Bu saldırılar, Türkiye'nin huzurunu, istikrarını, kardeşlik iklimini bozmaya yönelik saldırılardır. Bütün bu provokasyonlara, bütün bu tahriklere, bütün bu insanlık dışı saldırılara rağmen biz kardeşliğimizi muhafaza etmeye, onu daha da pekiştirmeye devam edeceğiz. Bu menfur saldırılar Türkiye'yi asla ve asla kutlu yürüyüşünden alıkoyamayacak" diye konuştu.
"İsşizlikteki yüzde 1 düşüs, 2010 için umut verici"
2009'un son çeyreğinde ekonominin yüzde 6 oranında büyüdüğünü, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın geçtiğimiz hafta 59.000 seviyesini aştığını anımsatan Erdoğan, "Bütün bunlar istikrarla oluyor, sağlam bir ekonomik yönetimle oluyor" dedi. 2009 yılında dünya ticaret hacmi büyük daralma yaşarken Türkiye'nin doğu ve güneyindeki 22 ülkeyle ticaretini ortalama yüzde 100 oranında artırdığını belirten Başbakan Erdoğan, benzer bir iyileşmenin işaretlerinin işsizlik oranlarında da ortaya çıktığını, Ocak ayında işsizlik oranının yüzde 14.5 olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Ocak ayı mevsimsel olarak işsizlik oranlarının en yüksek olduğu aydır. Mart-Nisan döneminden itibaren bu rakamlar kademeli olarak düşer. Yaz aylarında en düşük seviyeye gelir. 2009 yılı Ocak ayı işsizlik oranının yüzde 15.5'larda olduğunu dikkate alırsak, geçen yıla göre bu alanda yüzde 1'lik bir düşüş yaşandığı ortaya çıkar. Bu düşüşün 2010 yılı için çok ümit var bir başlangıç olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz" diye konuştu.
"İşsizliğin nedeni gelişen teknoloji"
Türkiye'nin işsizlik konusunda başarılı olduğunu söyleyen Başbakan, "Artık işsizlikte Türkiye emek yoğun bir anlayıştan, bir yapılanmadan teknoloji yoğun bir anlayışa geçiyor. Bu ne demektir? Eskiden bir tekstil fabrikasında 500 kişi çalışırken şimdi aynı tekstil fabrikasında 500 kişinin yaptığı işi 50 kişi yapıyor. Niçin? Gelişen teknoloji artık fabrikalarımıza, tekstil fabrikalarımıza girmiş bulunuyor ve buradaki o 450 kişi işte şimdi yeni sanayileşmenin ortaya koyduğu fabrikalarda yerini alacak. Öyle ise daha fazla sanayileşmemiz gerekiyor. Veyahut da hizmet sektöründe daha büyük adımlar atmamız gerekiyor. Bunları görmemezlikten gelemeyiz" dedi.
İspanya'nın da teknoloji yoğun bir dönemin içinde olduğu için yüzde 18.5 oranında işsizlik yaşamadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, aynı şekilde ABD'nin, Japonya'nın tarihlerinde görmedikleri işsizliği yaşadıklarını belirterek "Fakat biz hizmet sektöründe başlattığımız sıçramayla yine de işsizlikte inanıyorum ki yüzde 10'ların altına düşeceğiz ve işsizlerimize iş imkânlarını hazırlamanın gayreti içerisindeyiz. Şu anda memur alımında yeni bir çalışmayı başlattık ve inanıyorum ki oraya da alacağımız yeni genç üniversite mezunu lise mezunu gençlerimize inşallah biraz daha orada rahatlama getireceğiz" diye konuştu.
"Sorunların çözümünü sadece hükümetten beklemek yanlış"
Başbakan Erdoğan, konuşmasında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne (TOBB) yaptığı "Her TOBB üyesi 1 kişiyi işe alsın" önerisine de değildi. TOBB'a yaptığı çağrının yeni olmadığını belirten Başbakan Erodoğan, "Ta 4 yıl, 5 yıl önceden başlayan bir süreçtir. Bunu niçin açıkça söylüyorum, çünkü bu ülkede işsizlik konusu bizim için bir milli mesele halindedir. Olaya böyle bakmamız lazım ve her işverenimiz, ortalama bir rakam vermiştim ben, o da neydi, 1 kişiyi yanında istihdam edecek olsa 1.500.000 mensubu olan bir TOBB, 1.500.000 işsizin iş bulmasına vesile olabilirdi. Fakat bunu farklı şekilde yorumladılar. Bu benim de üzüntümü mucip oldu. Çünkü biz bu ülkede bu sorunları birlikte çözeceğiz" dedi.
Sorunların çözümünü sadece Hükümet'ten beklemenin yanlış olduğunu ifade eden Başbakan, "Bakınız, eğer biz tekstil sektöründe KDV'yi yüzde 18'den yüzde 8'e indirirken buradaki bütün gayretimiz istihdam yaratılsın, bunun içindi. Şimdi, işsizime iş bulma noktasında bu çağrıyı işverenlere yapmakla yanlış mı yaptım ve bu çağrıyı bundan sonra da yapmaya devam edeceğim. Çünkü bu benim için yol gösterme noktasında, bir hatırlatma noktasında görevimdir ve bunu yapmaya da yine devam edeceğim. Hep birlikte çözüm bulacağız" diye konuştu.
"200 lira emek sömürüsü değildir nedir?"
Kimsenin işçi çıkartarak "kar ediyorum" noktasına gelmemesini isteyen Başbakan Erdoğan, konuşmasında, işverenlerin eleştirdiği "Emek sömürüsü yapılıyor" sözlerine de değindi. Erdoğan, "Eğer kayıt dışı ekonominin yüzde 45-50 olduğu ülkemde, bunu beraber çözeceğiz, niçin kayıt dışı ekonomi var, eğer ben bir emek sömürüsü yapılıyor ifadesini kullandıysam bunu da kullanmamın sebebi şudur. 18 yaşın altında eğer çocuklar çalıştırılıyorsa ve bu çocuklara asgari ücret değil, dikkat edin, bunun altını da çiziyorum, 200 lira, 100 lira gibi ücretler veriliyorsa bu emek sömürüsü değil de nedir. Ha, bunlara karşı yaptırımlarınızı yapın diye bize bir çağrı bir davet yapılmış olabilir, yapılabilir bu da haklıdır ve bunların da üzerine gidiyoruz ve bundan sonra çok daha farklı bir şekilde gideceğiz."
Mart ayında ihracatın yüzde 34 artış kaydettiğini, Nisan ayında ise kapasite kullanım oranının yüzde 72'ye yükseldiğini bildiren Başbakan Erdoğan, esnaf ve sanatkarların sorunlarına da duyarsız olmadıklarını, esnaf ve sanatkarlar için yeni bir eylem planını hayata geçirdiklerini belirterek "Bu eylem planıyla kredi finansmanı başta olmak üzere vergi, istihdam, eğitim, yenilikçilik, Avrupa Birliği projeleri, hukuki altyapı gibi pek çok konuda esnafımıza kolaylıklar sağlıyor, destek oluyoruz" dedi.
2002 yılında Halk Bankası aracılığıyla sadece 154 milyon TL kredi kullanan esnafın, geçen yıl 21 kat artışla 3.3 milyar TL kredi kullandığını, esnafın fiilen ödediği kredi faiz oranlarının da 2002'deki yüzde 47 seviyesinden yüzde 6.5'e kadar indiğini kaydeden Erdoğan, "Biz mi esnafımızı faizle eziyoruz Allah aşkına. Yüzde 47 faiz nerede, yüzde 6.5 nerede?" diye sordu.
2009 yılının Ocak ayında bir sicil affı çıktığını ve bu sayede kredi kullanamaz durumdaki esnafın kredi kullanabilme imkânı bulduğunu, KOSGEB aracılığıyla esnafa farklı kredi kanalları da açtıklarını, küresel krizin getirdiği olumsuzlukları giderebilmek için 'İmalatçı Esnaf-Sanatkâr Destek Kredisi' programını uygulamaya koyduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Esnaf ve Sanatkârlar Değişim, Dönüşüm, Destek Strateji Belgesi ve Eylem Planı" adıyla uygulamaya konan bu planla esnafa Halk Bankası tarafından kullandırılan krediye yüzde 50 faiz desteğinin sürdürüleceğini, esnafın üstündeki yükü azaltmak üzere vergiden muaf esnaf belgesi uygulaması getirdiklerini kaydetti.
"Protokollerin ruhuna sadakatimiz sürdüreceğiz"
Nisan ayında dış politika açısından oldukça önemli gelişmelerin yaşandığını, 5-7 Nisan tarihlerinde Bosna Hersek ve Fransa'yı içine alan bir ziyaret gerçekleştirdiğini, ayrıca geçtiğimiz hafta İstanbul'da Balkanlarda barışın tesisi için tarihi nitelikte bir buluşma yaşandığını belirten Başbakan Erdoğan, "Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Sladziç ile Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Tadiç İstanbul'da Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde bir araya geldiler. Bu tarihi zirveden inanıyorum ki iki ülke ilişkilerinde yepyeni bir dönemi başlatacak çok hayırlı kararlar çıktı ve bu süreç içerisinde değerli Dışişleri bakanım ve ekibi çok gayretli çalışmalar yaptılar onlara da özellikle teşekkür ediyorum" dedi.
Fransa'da da "Türk Mevsimi" etkinliğinin kapanış galasına katıldığını, başta Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy olmak üzere önemli temaslarda bulunduğunu bildiren Başbakan, Nükleer Güvenlik Zirvesi için ABD'ye yaptığı ziyarette de dünya barışının sağlanması adına nükleer silahlanmaya hem küresel ölçekte, hem de bölgesel olarak sıcak bakmadığını, bu konuyu değerlendirirken her türlü çifte standardın ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladığını kaydetti. Burada Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'la yaptığı görüşmede ilişkilerin normalleşmesi ve protokollerin hayata geçirilmesi için Türkiye'nin çok samimi gayret bir gayret içinde olduğunu, aynı samimiyeti kendisinden de beklediğini vurguladığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Biz önkoşulsuz anlayışını kabulleniyoruz ama bunun önüne bir şey koyduk. O da bölge barışına hizmet edecek bir anlaşma olarak buna bakıyoruz dolayısıyla bölge barışının içerisinde önemli iki aktör var. Azerbaycan ve Ermenistan ve aradaki bu sıkıntı giderilmediği sürece şüphesiz ki bu attığımız normalleştirme süreci sıkıntıyı yaşayacaktır. Bildiğiniz gibi birkaç gün önce bu konuda yeni gelişmeler oldu ve maalesef Ermenistan tarafı tek taraflı olarak protokolleri askıya aldığını açıkladı. Tabii bu karar Ermenistan tarafının kendi kararıdır, bu noktada Türkiye olarak biz eski konumumuzu sürdürüyoruz. Meselenin çözümüne yönelik pozitif tavrımızı, protokollerin lafzına ve ruhuna sadakatimizi baştan beri sürdürdük, bundan sonra da sürdüreceğiz" diye konuştu.
"Obama kabul edilmesi mümkün olmayan iddiaları dile getirdi"
ABD Başkanı Barack Obama'nın da Türkiye ile Ermenistan arasındaki süreçten duyduğu heyecanı paylaştığını bildiren Başbakan Erdoğan, "Biz de kendisine sözde Ermeni soykırımı iddialarının Temsilciler Meclisi Dış ilişkiler Komitesi'nde kabul edilmesinden duyduğumuz üzüntüyü ifade etme fırsatı bulduk. Kendileri daha önce Dışişleri Bakanı vasıtasıyla bu konu ile ilgili üzüntülerini dile getirmişlerdi. Ancak 24 Nisan'da Sayın Obama bizim hassasiyetlerimizi belli ölçüde dikkate almakla birlikte yine de ülkemiz açısından, milletimiz açısından kabul edilmesi mümkün olmayan iddiaları dile getirmiştir. Devlet olarak, Hükümet olarak gerekli tepki her zaman ifade ediliyor, her zeminde ifade ediliyor. Yıllardır süregelen bu haksız tutumu elbette esefle kınıyoruz, bu kadar tek taraflı ve mesnetsiz iddiaların en başta tarih bilimiyle çeliştiği açıktır" diye konuştu.
Öteden beri bu konuyu bütün boyutlarıyla tarihçilere bırakmanın gereğini vurguladıklarını ancak üçüncü ülkelerin bu konuyu kendi iç politikalarına malzeme ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Bu tutum hem milletimizde derin izler bırakıyor, hem de Türkiye'nin Ermenistan ilişkilerine yönelik açılımlarını da olumsuz etkiliyor. Bir an önce bu yanlış tutumların ortadan kalkmasını istiyoruz, Türkiye dost olarak gördüğü ülkelerin bu türden samimiyetsiz ve ikircikli davranışlarından fazlasıyla rahatsızdır, kim olursa olsun" dedi.
"Herkes geçen yüzyıldan kalma iç politika entrikalarını terk etmeli"
Başbakan Erdoğan, herkesin "geçen yüzyıldan kalma köhne iç politika entrikalarını terk ederek" kültürlerin ve inançların yakınlaşması için gayret göstermesi gerektiğini kaydederek bu konuda Yeni Zelanda Başbakanı John Key'in, Çanakkale Kara Savaşlarının 95. Yıldönümü anma törenlerine katılmak üzere Türkiye'ye yaptığı ziyarette güzel bir örnek yaşandığını, geçmişte birbirine karşı savaşmış iki ülke arasında bu ziyaretle taçlanan bir dostluk iklimi hüküm sürdüğünü dile getirdi. Başbakan Erdoğan, "Bu vesileyle 95. yıldönümünde Çanakkale kara savaşlarına katılan ve vatanlarını korumak uğruna canlarını veren aziz şehitlerimizin hatırasını bir kere daha yâd ediyor, bütün istiklal şehitlerimizi rahmetle anıyoruz" dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 6 asker şehit olmuştu
- Naci Görür'den korkutan uyarı