İzmir futbolundaki önlenemez düşüş

İzmir futbolu bilindiği üzere 2002-2003 sezonunda Altay ve Göztepe'nin Süper Lige veda etmesinden sonra bir daha Süper Lige takım çıkaramadı. Dolayısıyla yıllarca en az bir veya bazen daha fazla takımla temsil edilen İzmir artık Süper Lig'de temsil edilemiyor. Bu durum kuşkusuz ülkemizin üçüncü büyük şehrine hiç de yakışmayan bir tablo oluşturuyor. Bu olumsuz tablo İzmir futbol izleyicisinin tribünlerden her yıl daha fazla elini ayağını çekmesine yol açtı. Her ne kadar taraftarlık zor günde belli olur mantığından hareketle bu durum İzmir futbol izleyicisine eleştiriler yöneltilmesine yol açsa da takımlarının sürekli başarısız olmasından bıkan, başarıya susamış olan İzmir futbol izleyicisinin bu tavrını çok da fazla yermemek gerekir diye düşünüyoruz. Yine de diğer ekiplere nazaran daha fazla taraftar toplayabilen Karşıyaka ve Göztepe'yi saha sonuçları iç açıcı olmasa da diğer ekiplerden farklı bir yere koymalıyız. Çünkü bu iki kulübün maçlarındaki üçbin bazen beşbin seyirci de olmasa İzmir futbolu seyirciye de hasret kalacak pozisyondadır.
 
İzmir futbolunda özellikle son altı yıldaki bu düşüşün birçok sebebi var. Bu sebeplerin en başında idari hatalar ve kulüplerin kurumsallaşmadan çok uzak noktada oluşudur. Kuşkusuz idari hatalar,kulüplerin kurumsallaşmadan uzak oluşu,kişilerin cebine bakması,ekonomik yönden kişilerin cebine bağımlı oluşu özellikle Anadolu kulüpleri ve Türk futbolunun kronik bir problemi olsa da kulüplere sahip çıkacak yönetici bulunmasında ciddi güçlükler yaşanması zaten kurumsallıktan uzak olan İzmir kulüplerinin bu zorlukları daha yoğun yaşamasına neden olmaktadır.

Şunu da belirtmek gerekir ki zaten büyük güçlüklerle bulunan kaynaklar hatalı transfer politikalarıyla heba edilmektedir. Bu durum kulüplerin daha da fazla belini büken bir faktördür. İzmir futbolunun içinde bulunduğu bu durum İzmir'in ekonomik durumundan bağımsız değerlendirilmemelidir.

İzmir yatırımlardan aldığı pay açısından yıllardır siyasi iktidarlarca ihmal edilen.yeterince ödenek alamayan bir konumdadır. Bu durum dolaylı veya dolaysız şekilde İzmir kulüplerine olumsuz yansımaktadır. İzmir futbol seyircisi her ne kadar son yıllarda daha da artarak tribünlerden elini ayağını çekse de gelen seyirci de Türk futbol seyircisinin genel profili gibi oldukça sabırsız bir yapıdadır. Koşullar olumsuz veya olumlu olduğuna hiç bakmadan başarının hemen gelmesini istemesi,en ufak ters netice de verdiği çok olumsuz tepkiler ve hatta bazen çıkarmış olduğu olaylar -ki bu durum en çok Karşıyaka ve Göztepe için geçerli olmak üzere- takımlarına olumsuz etkide bulunmakta hedefe giden yolda zarar da vermektedir. Bir etken de ilin yerel yöneticilerinin hem maddi hem manevi olarak kulüplere ilgisiz oluşudur.

Maddi olarak rahmetli efsane başkan Ahmet Priştina döneminin ardından İzmir kulüpleri çok sınırlı destek alabilmişlerdir. Fakat normalde yerel yönetimlerin kulüplere yardımda bulunmak gibi bir yükümlülüğü olmadığını düşünsek bile ilin valisini, diğer mülki erkanını çok önemli maçlarda maalesef tribünde görmemek kulüpler için manevi bir kayıptır. Tüm bunlara rağmen bu sezon Göztepe ve Bucaspor takımları bir üst lige çıkmış, Altay ve Karşıyaka ise baraj maçlarında rakiplerine kılpayı yenilerek Süper Ligin kapısından dönmüştür. Fakat Göztepe ve Bucaspor Altınbaş Holding ve Buca Belediyesi desteğiyle daha iyi koşullara kavuşsa da daha üst ligde yer alan Karşıyaka ve Altay kulüplerinin Süper Ligin kapısından dönseler de borçlarının çok yüksek boyutlarda oluşu gelecek için endişe vericidir. Ayrıca Altınordu ve İzmirspor 3. ligde çok büyük maddi zorluklarla boğuşmaktadır. Bu kadar borçla gün kurtarılsa bile gelecekte neler yapılacak bu çok büyük bir soru işaretidir.