Japon alfabesi ve Güvenç’in saati
İki ayrı anlama gelen harf onun sayesinde anlaşılabilir oldu.
Tüm yaşamı boyunca insanı, kültürü, eğitimi araştırıp öğrencilerine, ülke insanına anlatan Bozkurt Güvenç Hoca’yı 10 Aralık 2018 tarihinde kaybettik. Birçok kitabı olmasına rağmen, en azından ben, onu Türk Kimliği kitabıyla tanıdım. Dört bin yıllık bir tarihi sosyolojik olarak anlattığı bu kitabında günümüzde hâlâ sorduğumuz “biz nereli ya da kimiz” sorularına yanıtlar aramıştır büyük hoca. Ne muhteşem bir kitaptır gerçekten. Türk kimliğini sosyolojik olduğu kadar hem teolojik hem de siyasi açıdan okumak isteyenler için çok önemli bir kaynaktır Türk Kimliği.
Antropolog olan hocanın başka kitapları da var elbette. Ama aralarında Japon Kültürü adını taşıyan çok ama çok hoş bir deneme kitabı da vardır. Japonya hakkında temel sayılacak bilgileri, Japonların alışkanlıklarını, tavırlarını çok güzel anlatmıştır hoca bu kitabında. Kulaktan dolma bilgiler değil tabii bunlar, çünkü hoca bir dönem kalmıştır Japonya’da.
Neden yazmıştır bu kitabı diye merak edenlere hocanın kitapta yer verdiği şu alıntıyı anımsatırım; “Öyle şaşırtıcı bir ülkedir ki Japonya, birkaç hafta kalan konuk kitap yazar, birkaç ay kalan bilim adamı makale tasarlar, birkaç yıl yaşayan bilge kişi yazma sevdasından kurtulur”.
“Yazma sevdası”ndan ömrü boyunca kurtulamadığına(!), dolayısıyla Japonya konulu kitap da yazdığına göre Bozkurt Hoca her halde uzun kalmamış Japonya’da.
O saatin öyküsü
Erdal Atabek Hocamızın, her hafta bizi bilgi bombardımanına tuttuğu gazete içindeki muhteşem haftalık sohbetinde söz Bozkurt Güvenç’ten açılınca, Erdal Hocamız bir anısını paylaştı bizimle. O masada bunu duyan birkaç kişiydik. “O masada bunu duyan birkaç kişi” olarak kalalım istemedim doğrusu.
Bir dost meclisinde Bozkurt Güvenç’in kolundaki saat dikkatini çeker Erdal Hoca’nın. “Tamam, altın kaplama idiyse de çok da albenili değildi. Ama çok orijinaldi” dediği saatin öyküsünü öğrenir Bozkurt Güvenç’ten. O saat Japon hükümetince hediye edilmiştir Güvenç’e.
Japonya’da Japon kültürünü incelemek amacıyla burslu olarak bulunduğu sırada, Japon alfabesiyle de ilgilenmiştir Bozkurt Hoca. Akademisyen dikkati işte, bir televizyon programında bir harfin okunuşuna takılmış. Yazılışı aynı ancak iki ayrı anlam ifade eden bir harftir bu. Japonlar ses/vurgu yardımıyla cümle içinde uygun anlam hangisiyse kullanabiliyorlar ama bu dili öğrenmek isteyenler için kuşkusuz zor bir durum. Rehberi aracılığıyla ulaştığı Japon yetkililere söz konusu harf için iki anlamı ayrı ayrı veren bir değişiklik önerir. Muhatapları dinleyip, fazla bir şey söylemeden ama teşekkür ederek ayrılırlar yanından hocanın.
Çok uzun sürmez, bir süre sonra hocayı arayan Japon yetkililer konuyu incelediklerini, sorunu fark ettiklerini, nihayet önerdiği değişikliği yaptıklarını iletirler Güvenç’e. Uyarısı için teşekkür ettikleri hocaya bir de kol saati hediye ederler.
O gün bugündür o sözcüğü “hangi anlama geliyor acaba?” korkusu duymadan okuyanlar bunu bir Türk akademisyenin dikkatine borçlular. O harfe eklenen küçük bir işaret nice zorluğu aşmıştır. Küçük bir katkı deyip geçmeyin, sandalın su almasını önleyen de küçük bir tıpadır.
Kültürümüze, düşünce dünyamıza katkılarınız için çok çok teşekkürler Bozkurt Hoca. Nurlar içinde uyuyun. Hz. Ali “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” derken sizin gibileri kast etmiş olmalı.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev