Kanser, çocuk sahibi olmanıza engel olmasın

Memorial Antalya Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Batu Aydınuraz kanser tedavisinin üreme sağlığı üzerindeki etkilerini ve bu etkilerden korunma yollarını anlattı.

Kanser, çocuk sahibi olmanıza engel olmasın
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.03.2013 - 10:27

Günümüzde kanser, gelişmiş tanı metotları sayesinde erken teşhis edilen ve tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ancak uygulanan kanser tedavisi, hastalık sonrası yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Kadın sağlığı açısından değerlendirildiğinde kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar (kemoterapi) ve ışın (radyoterapi) üreme sistemini olumsuz etkileyerek kısırlık, erken menopoz ve gebelik kayıplarına yol açmaktadır. Memorial Antalya Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Batu Aydınuraz kanser tedavisinin üreme sağlığı üzerindeki etkilerini ve bu etkilerden korunma yollarını anlattı.

Kanser tedavisi en çok yumurtalık ve rahmi etkiliyor

Yumurtalıklar ve rahim kadın üreme sisteminde kanser tedavisinin olumsuz etkilediği 2 önemli organdır. Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları ve radyoterapi, kanser hücresi yanında normal hücrelerin de ölümüne sebep olmaktadır. Yumurtalık dokusunda yumurtaların erken ve kitlesel ölümü kısırlık ve erken menopoza yol açabilir. Rahim üzerindeki olumsuz sonuçlar ise sadece çocukluk döneminde ergenlik öncesi kanser tedavisi için maruz kalınan radyasyonun etkisi ile oluşmaktadır. Rahim gelişimi ve kanlanması bozulduğu için bu kişiler erişkin yaşa ulaşır ve hamile kalırlarsa, düşükler, erken doğum gibi olumsuzlukları yaşayabilirler. Kemoterapinin ise ne çocukluk döneminde ne de erişkinlik döneminde rahim üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur.

Yaş, tedavi şekli ve süresi belirleyici faktörler

Hastanın yaşı ve kanser tedavisinin şekli ve süresi kanser tedavisi ve/veya sonrasında kısır kalma riskini belirleyen faktörlerdir. Yaş ilerledikçe doğal olarak yumurtalık rezervi de azalma gösterir. Genç yaşta ve rezervi daha fazla olan bir hastanın yumurtalık dokusunda kemoterapi tedavisi sonrası yumurta kalma şansı ileri yaşta ve rezervi daha az olan bir hastaya kıyasla daha fazla olacaktır. Başka bir deyişle hasta ne kadar genç ise tedavi sonrası erken menopoz ve kısırlık riski de o oranda az olacaktır. Tedavinin şekli ve süresi kanser tedavisi sonrası kısırlık riskini belirleyici bir diğer faktördür.

Koruyucu önlemler alınmalı

Tedaviye başlamadan önce doğurganlığı koruyucu işlemlerin yapılması büyük önem taşımaktadır. Embriyo dondurma, yumurta hücresi dondurma (oosit) ) ve yumurta dokusu dondurma kanser tedavisine bağlı kısırlıktan korunmanın 3 yoludur.

• Embriyo dondurma sadece evli hastalarda uygulanabilir. İşlem bir tüp bebek tedavisidir. Kısırlıktan korunmada en başarılı yöntemdir, zira dondurulup çözülen embriyo başına gebelik oranları %30 düzeyindedir.

• Evli olmayan erişkin hastalar yumurta hücresi dondurma (oosit) işlemi düşünülmesi gereken bir seçenektir. İşlem aynı embriyo dondurmada olduğu gibidir. Tek fark yumurta toplama işleminden sonrasıdır. Embriyo dondurmada sperm ile döllenip saklanan yumurtalar burada döllenmeden dondurulmaktadır. Ne var ki işlemin başarı oranı embriyo dondurmadan daha düşük olup, dondurulup çözülen oosit başına canlı gebelik oranı %10-15'tir.

• Embriyo ve oosit dondurma için zamanı olmayan veya tıbbi olarak buna engel bir durumu olan hastalar ile çocuk çağı kanser hastalarında düşünülmesi gereken bir seçenektir. İşlem diğerlerinden farklı olarak ameliyat gerektirir. Genellikle kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopi ile girilerek yumurtalıklardan bir veya her ikisi alınarak küçük parçalar halinde dondurulmaktadır. Yumurtalık dokusu dondurma hala deneysel bir işlem olarak kabul edilmektedir, zira gerçek başarı oranı henüz bilinmese de diğer iki işlemden daha düşüktür.



 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler