"Karşılıklı sağduyu gerekiyor"

Geçen Eylüldeki saldırının ardından Tophane'de bir canlanma yaşanıyor. Bazı sanat galerileri buraya taşınırken, Ocak sonuna kadar yeni galerilerin de açılması bekleniyor.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.01.2011 - 11:36

Geçen eylül ayında Tophane’deki galerilere yönelik taşlı, sopalı saldırının ardından, Tophane’de bir canlanma var. Başka yerlerdeki bazı galeriler buraya taşınmaya başladı. Ocak ayı sonuna kadar daha başka yeni sanat galerilerinin de açılması bekleniyor.
İlk olarak Daire Sanat mekânını Tophane’ye destek amaçlı taşıdı. Daha sonra Galeri Black Door, Marquise Dance Hall gibi yeni galeriler açıldı. PG Art Gallery de önümüzdeki günlerde taşınacak. 

Saldırıya uğrayan Galeri Outlet’in sahibi Azra Tüzünoğlu ile Tophane’deki yenilenmeyi konuştuk.

-Yeni galerilerin açılacak olması iyi bir haber mi? Bu durum, sizi istemeyen bazı mahallelileri kışkırtabilir mi?

- Bizim için iyi bir haber. Biz bir şekilde yaraları sarıp hayata devam etmek niyetindeyiz. En başından beri söylediğimiz gibi Tophaneliyiz. Biz  bu mahallenin içinde var olmak istiyoruz. Mahalleliyi redderek değil onlarla birlikte... Tabii bu iki tarafın da açık olması gereken bir müzakere süreci.

-Süreç nasıl ilerliyor, Tophane’de bugünkü atmosfer nasıl? Gerilim devam ediyor mu?

- Öncekinden daha iyi değil. Zaten sanatla iç içe yaşayan bir toplum değiliz. Biz hiçbir zaman mahalleye sanat götüren ablalar, abiler olmak gibi bir pozisyon belirlemedik. Çünkü böyle bir yaklaşımın doğru olduğuna inanmıyoruz.

-Nasıl bir yaklaşım olmalı peki?

-Niyet bir arada, birbirini dışlamadan yaşamak. Tabii bu saygı, hak ve özgürlükler konusunda karşılıklı sağduyu gerektiriyor.

-Tophane saldırısının nedenine yönelik zamanla bir değişiklik oldu mu düşüncelerinizde?

-Aslında çok fazla değişiklik olmadı. Pek çok sosyologun dile getirdiği gibi “soylulaştırma” problemi buradaki birkaç galerinin yarattığı bir problem değil. Bu kentin problemi. Şehri gettolara ayırıp, siz burada yaşayın siz de burada diye ayırmak çok doğru bir yaklaşım değil. Bir arada nasıl yaşanabileceğine ilişkin ortak akıl ve ortak çözüm önerileri gerekiyor.
Sanatçılar dünyanın her yerinde yaşayabilecekleri yerleri emlak fiyatlarının düşük olduğu bölgelerden seçerler. Sanatçılarla birlikte kültür emekçileri de yavaş yavaş o bölgeye gelir. Bölge, bir kültür üretiminin taşıyıcısı olur ve fiyatlar kendiliğinden yükselmeye başlar.

-Sizlerin buraya ilk olarak galeri açma nedeniz neydi?

-İstiklal Caddesi ile İstanbul Modern arasında ve Karaköy arasında oluşan üçgenin ortasındaki bu alanın sanatın yürüyüş alanı için çok uygun bir mekân olduğunu düşündüğümüz için yerleştik. Galataport, bizim alkışladığımız bir proje değil. Galataport olacaksa biz de mekânlarımızdan, atolyelerden, evlerden taşınmak zorunda kalacağız. Kiralar absürd rakamlara ulaşacak. Kimse barınamayacak. Daha büyük sermayeler gelecek. Buradaki galeriler alternatif galeriler farklı bir sanat anlayışının peşinde koşuyor.

- Peki alternatif galeriler olarak yaptığınız sanatın içeriğinde mahallelinin derdi ile paralellik var mı?

Gelir dağılımındaki eşitsizlikler, soylulaştırma projeleri, işsizlik... Bütün bu sorunlar bizim yaptığımız sanat anlayışının içinde rahatlıkla yer bulan şeyler. Zaten sanatçıların ortak paylaştığı dertler bunlar. Dertlerinin üzerine giden bir sanat anlayışını reddediyor olmaları bizi çok üzüyor. Galerilerin içine girseler aslında ne kadar kendilerinden bahseden işler olduğunu fark edecekler. Zor olan onların içeriye nasıl sokacağımız konusu. Bu, büyük ve uzun vadeli bir sorun. Hadi gelin içeri! demekle olacak bir şey değil.

-Sergi açılışı ritüelinizden taviz verdiniz mi? Açılışta polislerin de bulunması ortamı nasıl etkiliyor?

-Ben meseleyi taviz olarak nitelemiyorum. ikinci sergilerimiz açıldı ve biz açılışta içki vermedik. Amacımız biraz da mahallelinin neye karşı olduğunu anlamaktı.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler