KESK davasında 10 ay sonra özgürlük

KESK davasında tüm sanıkların savunmalarının alınmalarının ardından duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, 22 sendikacının tümünü de tahliye etti.

KESK davasında 10 ay sonra özgürlük
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.04.2013 - 08:00

KESK ve bağlı sendikalarının 72 üye ve yöneticisinin, "PKK/KCK terör örgütüne üye oldukları" iddiasıyla yargılandığı davada, 22 tutuklu sanık tahliye edildi. Duruşma sırasında bazı sanıklar savunmalarını Kürtçe yaptı. Tüm sanıkların savunmalarının alınmalarının ardından görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır, tüm sanıkların tahliye edilmesini istedi. Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, 22 sendikacının tümünü de tahliye etti.

‘Örgüt üyesi değil, sendikacıyız’

KESK’e yönelik yapılan KCK operasyonları kapsamında haklarında dava açılan 22’si tutuklu toplam 72 sendika yönetici ve üyesinin yargılanmasına başlanmıştı. Davanın tutuksuz sanığı, Akil İnsanlar Heyeti üyesi KESK Başkanı Lami Özgen, hiçbir yasadışı örgütle ilişkilerinin olmadığını belirterek, “34 sendikal etkinliğimiz, dosyada örgüt delili olarak yer aldı. Oysa bunlar demokratik ve barışçıl eylemlerdir. Bugün bizim şahsımızda konfederasyonumuz KESK yargılanmaktadır” dedi. Tutuklu 22 sendikacı da savunmalarında iddianameye tepki gösterirken, “Sendikal faaliyetlerimizden dolayı yargılanıyoruz. Bundan sonra eylem yapmak için savcıdan izin mi alalım” diye sordu. Duruşma sırasında sendikacıların avukatlığını bir başka Akil İnsanlar üyesi Öztürk Türkdoğan yaptı.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava için sabahın erken saatlerinde çok sayıda KESK üyesi, Ankara Adliyesi önünde toplantı. Sloganlarla davayı protesto eden KESK’liler, tutuklu arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi. Burada bir açıklama yapan KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, “Keyfi tutuklamalarla sendikamız kuşatma altında. KESK’i bertaraf etmeye, senikal mücadelemizi dağıtmaya çalışıyorlar. Bu dava ile sendikal hak ve özgürlüklerimiz ihlal edildi. Oysa KESK’in mücadelesi meşru ve haklı bir mücadeledir” dedi.

Yabancılardan özel ilgi

Dışarda eylem sürerken, mahkeme salonu ağzına kadar doluydu. Duruşmayı, uluslararası sendika temsilcilerinin yanı sıra CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Musa Çam, Veli Ağbaba, Süleyman Çelebi ile BDP’li vekiller Sırrı Sakık, Demir Çelik, Levent Tüzel de izledi. Yabancı sendikacılar, dikkatle izledikleri duruşma sırasında sık sık notlar tuttu. Bazıları da sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinden davaya ilişkin mesaj attı.

Akil adamlar ironisi

Duruşmada 10 aydır tutuklu olan 22 sendikacı hazır edilirken, tutuksuzlardan ise sadece Lami Özgen katıldı. Kimlik tespitinin ardından söz alan Avukat Yusuf Alataş, iddianamenin 1144 sayfa ve 95 klasör olduğuna dikkat çekerek, “ABD’de El-Kaide sözcüsüne açılan iddianameyi merak ettim, araştırdım. O iddianamede sadece 7 sayfa. Bizde siyasi davalarda binlerce sayfalık iddianame moda haline gelmiş” dedi. İddianamede sanık olarak gösterilen KESK Genel Başkanı Lami Özgen ile sanıkları savunan Avukat Öztürk Türkdoğan’ın çözüm süreci için “akil adam” seçildiğini anımsatan Alataş, “Bu gerçekten ironik bir durum” ifadesini kullandı.

Lami Özgen de, KESK’in merkezi ve şubelerine baskın ve gözaltıları hasmane tutum ve hukuksuzluk olarak nitelendirken, şöyle konuştu:

“Bulunduğum yer belli olmasına rağmen sabahın 6’sında Diyarbakır Silvan Karayolu’nda zırhlı araçlarla yolum kesilerek alıkondum. Bu manzara bizim sıkıyönetim döneminde, OHAL döneminde bildiğimiz manzaralardır. O gün bir konfederasyon başkanı olarak bu uygulamalara maruz kaldım. 12 Eylül darbesinden sonra gözaltına alınan ve bu şekilde davranışlara maruz kalan tek konfederasyon başkanıyım.”

İddianamede sendikal faaliyetlerinin yasadışı faaliyet olarak gösterildiğini ve bunun kara propaganda olarak medyaya servis edildiğini ifade eden Lami Özgen, özetle şunları kaydetti:

“Yasadışı hiçbir örgütlerle ilgimiz yok. Kürt sorununa duyarlıyız. İnkarcı politikaya karşıyız. İddianamede 34 etkinliğimiz örgüt delili olarak gösterildi. Oysa bunlar demokratik ve barışçıl eylemlerdi. Sendikada yapılan toplantılarda, Kürt sendikacıların Kürt sorununa duyarlı olması, Kürt siyasi hareketinin kelime kavramların kullanması soruşturma konusu yapılamaz. Bizler, emekçiyiz, sendikacıyız, Kürdüz ve aynı zamanda sosyalistiz. Siyasal ve toplumsal mücadele yürüten bütün Kürtler yasadışı örgüt üyesi gibi gösterilmek isteniyor. Savcılığın bu davranışı ayrıştırıcı, ötekileştirici bir tutumdur. İddianame büyük bir öfkeyle hazırlanmış, nesnellikten uzaklaşmıştır. Bugün bizim şahsımızda konfederasyonumuz KESK, onun şahsında da tüm emek ve meslek örgütleri ile demokrasi güçleri yargılanmaktadır.”

Davanın tutuklu sanığı KESK Meclis Üyesi Belgizar Sazak, 22 yıllık devlet memuru olduğunu ve koşullar elverdiğince sendikanın düzenlediği yasal eylemlere katıldığını söyledi. Hiçbir yasadışı örgüte üye olmadığını, örgütten talimat almadığını belirten Sazak, “Türk kökenli biriyim ve Kürt sorununun barışcıl yöntemlerle çözülmesini istiyorum. Sayın heyet, suçsuzum. 9,5 aydır suçsuzum. Hem ben mağdur oldum hem de birlikte yaşadığım yaşlı annem mağdur oldu. Tahliyemi istiyorum” dedi. 

15 yıllık öğretmen olduğunu beliren tutuklu sanık Eğitim-Sen üyesi Deniz Bozbey, hiçbir cebir ve şiddet eylemi içinde olmadığını ifade ederken, “Yasal sendikal eylemlere katıldım diye azılı suçlu gibi işleme tabi tutuldum” diye konuştu. Tutuklu Eğitim-Sen Kadın Kadın Sekreteri Sakine Esen Yılmaz da suçlamaları reddederken, “Yapacağımız sendikal eylemler için savcılıktan izin mi almamız lazım” dedi.

Duruşmaya gelişi sırasında adliye önünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Akil İnsanlar Heyeti’nde yer almasıyla ilgili, “Yani bir yandan terörist bir yandan akil insan. Bu benim şahsımda bu ülkenin trajedisi. 30 yıllık savaşın trajedisi ve 150 yıldır çözümlenemeyen Kürt sorununun trajedisidir. Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler